NEZİHE MERİÇ salık vermeseydi, belki de yoğun iş düzeni içinde Dilruba Saatçi’nin yazıp yönettiği ve oynadığı Fikriye ve Latife: Mustafa Kemal’i Sevdim oyununu izlemeyecektim.
Afife Jale Sahnesi’ndeki oyun, yurtdışında öğrenim görmüş bir yazar/oyuncunun yaratıcılık serüvenini izledim.
Kimdir Dilruba Saatçi?
Sorunun yanıtını arkadaşımız Deniz İnceoğlu’nun Keyif’te yayımlanan yazısından öğrendim.
Babası İsmet Nedim (Saatçi), çeşitli bestelerinden tanıdığımız bir Türk musikisi sanatçısı.
Ailesiyle birlikte Berlin’e yerleşmiş. Tiyatro ve müzik alanlarında çalışmış lise yıllarında.
Viyana’da öğrenim gördükten sonra Türkçe’yi unutmamak için 2000 yılında Berlin’deki Türk Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlamış.
Müzikçi Hasan Yükselir’in desteğiyle, bu oyunu yazmış. Oyunun Türkiye’deki rejisine Haldun Dormen yardımcı olmuş.
* * *
FİKRİYE VE LATİFE karakterlerinin hiç kuşkusuz aynı oyun metninde, aynı oyuncuda sahneye çıkması, seyirciye bir başka açı getiriyor.
Mustafa Kemal’in kişilik ekseninde, ikisinin de kadınsı tavırlarının, egemenlik kurma girişimlerinin iflası.
Çünkü iki kadının da tepkileri genelde aynı.
Dilruba Saatçi, metinde, hele oyunda bu benzerlikleri, farkları ayrıntıda çok başarılı sunuyor.
Aşağı yukarı bir buçuk saat süren iki perdelik oyunda, tempo düşmüyor. Tek kişilik oyunun zaafları burada kendini göstermiyor.
Fikriye’nin Mustafa Kemal aşkıyla kendini özdeşleştirmesine karşılık, Latife’nin onu yönetme isteği burada bir kişilik çarpışmasına yol açıyor.
Yakın tarihimizden iki kadının aşk mücadelesine, dışarıda yaşayan genç bir tiyatro sanatçısının bakışı bana ilgi çekici geldi.
Çünkü her yeni kuşak, daha önce yapılan araştırmaları farklı yorumlar.
Oyunun sonuna doğru, Dilruba Saatçi, üçüncü kadın olarak oyunun içine dahil oluyor.
* * *
İLGİ çekici bir konuyu genç bir sanatçıdan seyretmelisiniz.