Paylaş
Ölümlerin ardından ben, onu yaşatmak için neler yapmamız gerektiği konusunda kafa yormamızı öneriyorum.
Tarık Akan’ın ölüm haberini duyar duymaz, bir kez daha “Anne Kafamda Bit Var-12 Eylül Anıları” (1) kitabını okumaya başladım.
Askeri darbe döneminde bir sanatçının çektiklerini okudukça, onun gibi gerçekten efsane unvanını hak edecek bir insanın, iyi bir filmin seyirciye ulaşması için nasıl zor günler yaşadığını öğreneceksiniz.
Tarık Akan’ın temsil ettiği değerleri kesinlikle göz ardı etmemek gerekir. O bir dönem filmlerinde ‘yakışıklı’ karakteri oynarken, daha sonraki filmlerinde ‘aydın sorumluluğu’ ve kamu nazarında bir konumda olmanın gerekliliklerini yerine getirmiş, bunun için çaba harcamış birisiydi.
Bu anılardaki insan manzaralarını, hapishane arkadaşlıklarını okurken, yalnız Tarık Akan’ın yaşadığı değil, bir devrin bütün çirkinliklerini, haksızlıklarını, bugün sık sık duyduğumuz cadı avını da öğrenmiş bulunacaksınız.
Söylemediği bir söz yüzünden uçaktan iner inmez yakalanır Tarık Akan. Kitap tam o tutuklanma anıyla başlıyor. Sorguda kendisine sorulan soruları bir kenara yazın, içler acısı halimizi göreceksiniz:
- ‘Sürü’ filmini neden yaptın?’
- ‘Maden’, ‘Demiryolu’ gibi filmlerde neden oynuyorsun?
- Bu vatana neden ihanet ediyorsun?
Akan, ‘Yol’ filmi için, “Kanımca dünyada en zor koşullar altında çekilmiş film” diyor ve ekliyor “Yılmaz ağabey (Güney) Yol filminin senaryosunu tam sekiz kez yazdı.” Kitap ithaflarını önemsediğimi bilirsiniz, bu kitabını Tarık Akan; Şeref Gür, Ahmet Kaçmaz, Hüseyin Baş, Zeki Ökten, Ali Özgentürk, Özdemir İnce, Yusuf Kurçenli, Rutkay Aziz, Can Dündar, Atilla Coşkun, Kıymet Coşkun, Turgfay Fişekçi, Alaettin Atsoy, Gültin Kaçmaz, Nurdan Beşergil, Acun
Günay’a ithaf etmiş. Hem filmlerin hem hayatının hikâyesi bu kitabı yeniden okumanın en iyi zamanı.
SÖZÜNÜ edeceğim ikinci kitabı ne yazık ki kitapçılarda bulamayacaksınız. “Bir Yüzün İki Hali Tarık Akan” (2).
Sanatçının yaşamı üzerine ayrıntılı bir söyleşi var. O söyleşide politik konumunu şöyle tanımlıyor: “Türkiye’de bir oyuncu olmanın, sanatçı olmanın gereklerinin en önemli yerlerinden bir tanesini yüklenilmesi gereken bir görev olarak üstüme almışım ben; bu ülkenin laik, demokratik, çağdaş bir yapıya oturması için neler lazımsa onlar için bir şeyler yapılması gerektiğine inanan bir kişiyim. Bunları da seçtiğim ve olmak istediğim bütün filmlerin içerisine sokmuşumdur. Çünkü benim dünya görüşüm bu.”
Kitapta; Atilla Dorsay, Burçak Evren, Can DÜndar, Hale Soygazi, Halil Ergün, Hülya Koçyiğit, Safa Önal, Şerif Gören, Türkan Şoray, Rukiye Karadoğan, Ali Karadoğan’ın yazıları yer alıyor.
Tarık Akan, Adana Altın Koza Film Festivali’nde anılacak. Daha önce sinemamızın önemli kişileri hakkında yazdığı kitaplarla sinemamıza önemli çalışmalar kazandıran Burçak Evren’in Tarık Akan kitabı da yayımlanacak. Bütün bu yapılanların unutulmaması için yerine getirilmesi gereken görevler bizi bekliyor. Genç kuşağın onun bütün filmlerini izlemesini sağlamak gerekir. Bir araştırma yapmalıyız, acaba kaç tane Tarık Akan filmini DVD satan mağazalarda bulabiliriz. Eksikler yeniden basılmalı, dağıtılmalı. Bu mevsimin başında, gerek resmi gerek özel kuruluşlar tarafından bir Tarık Akan Toplu
Gösterisi düzenlenmeli. Gerekirse bu gösterilerde çeşitli söyleşiler de yapılmalı.
***
NUR içinde yatsın. Sanatın ve sanatçının ne olması gerektiğinin simgelerinden biriydi. Anılarda, filmlerinde yaşayacak ve daime güzel gülüşüyle anımsanacak!
(1) Can Yayınları.
(2) Dünya Kitle İletişim Araştırma Vakfı-Dünya KİV Yayınları.
Paylaş