Paylaş
Tatil günleri çok kalabalıktır. Lokantalar, kafeler ve birçok dükkân.
Eminönü’ne vardığımda tanınmış bir bilet bayii önünde muazzam bir kuyruk vardı. O soğuk bekleyenleri etkilememişti.
Sıradakilerden birine sordum, başka yerden alabileceklerini söyledim, cevap beni şaşırttı:
“Efendim genellikle ikramiyeler bu bayiye çıkıyor.”
Ben en az haftada veya on günde bir Sultanahmet’ten başlayıp Ankara Caddesi’nden inerek Sirkeci’ye, Eminönü’ne yürürüm.
Gazetelerin bu bölgeyi ihmal ettiği kanısındayım.
Ankara Caddesi’nin durumuna gelince...
Nuruosmaniye’den Cağaloğlu’na çıkışta bir canlılık gözünüze çarpardı. Şimdi eski Hürriyet binasının önünden Divan Yolu’na kadar olan bölümde dükkânlar art arda kapanıyor. Dükkânını kapatan eski bir kırtasiyeci arkadaşım, günde buradan sadece beş-altı kişi geçiyor dedi.
Caddenin hareketliliği Marmaray İstasyonu’ndan başlıyor.
Ankara Yokuşu’nun diğer canlı noktası Ebusuud Caddesi. Divan Yolu ile Ankara Caddesi’ni birbirine bağlıyor.
Kırtasiyeciler, kafeler, lokantalar buralarda yoğunlaşıyor.
Oranın nüfusu değişti.
Kitapçılar azaldı, gazeteler de buradan çıktığı, yayıncılar da başka yerlere taşındığı için kitap okurları da azaldı.
Birkaç eski yayınevi kaldı.
Tarihi yarımadayı her zaman izlemeliyiz.
Topkapı Sarayı, Türk İslam Eserleri Müzesi, Arkeoloji Müzesi burada.
Gülhane Parkı’nın girişindeki Alay Köşkü, şimdi Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesi oldu.
Cumartesi günü orada Gönül Paçacı yönetimindeki OMAR’ın konserini dinledim.
*
GÜLHANE PARKI’nın siyasal tarihimizde Nâzım Hikmet’le de şiirimizde yeri vardır.
Sarayburnu’ndaki Münire’tül Mehdiye’nin konserinde Atatürk’ün Batı müziği üzerine tarihi konuşması da Batılılaşma tarihine geçmiştir.
Yıllar öncesinde o bölgede çalışanlar Vilayet Bahçesi ile Gülhane Parkı’nda öğle tatillerini geçirirlerdi.
Şimdi park nasıl kullanılıyor?
Fuat Sezgin’in müzesi, yakında kütüphanesi de orada açılacakmış.
Beltur da burada.
Peki koca yaz aylarında bu parkta ne yapılıyor?
Yıllar önce konserler, tiyatro gösterileri gibi etkinlikler yapılırdı. Fast food büfeleri de gıda ihtiyacını karşılardı.
Ertesi günü parka gittiğinizde bir harabe ile karşılaşırdınız.
Ayrıca müziğin sesi o kadar yüksekti ki, tarihi yarımadanın her köşesinde duyardınız.
Bir anımı ileteyim.
Müzik festivali kapsamında, Topkapı Sarayı’nın avlusunda Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasını seyrediyoruz. Birden sopranonun sesi duyulmaz oldu, avluyu arabeskin en koyusunun nağmeleri kapladı.
Benim ve rahmetli arkadaşımız Tuğrul Şavkay’ın uyarı yazılarıyla, parktaki eğlenceler kaldırıldı.
Bizim yönetim tarzımız ifratla tefrit arasında gidip geliyor.
Yazın parkta, gerek Türk müziği, gerek Batı müziği türünde küçük ölçekli konserler verilebilir. Yemekli olmadığı sürece park kirletilmez.
Yaz gecelerinde yabancı turistler için de bir etkinlik olur.
Aya İrini de müzik buluşmaları için ihmal edilmemeli.
*
PARKLARIMIZI etkinliklerle güzelleştirmeliyiz.
Paylaş