Paylaş
Gerçekten de onunla birlikte bulunduğumuz seçici kurullarda, bu sözüne sadık kaldı.
Edebiyatta hizipçilikten uzak, nesnel olmayı seçen bir yazardı.
Başka yazarların ürünlerini de övdü.
Mahmut Makal’ın ‘Bizim Köy’ü için bakın ne yazmıştı: “Bizim Köy, 1950’de bir başyapıttı. 1975’te de bir başyapıt. Çelişki olsun diye söylemiyorum. 1979’da da bir başyapıt.”
İyi bir dost, iyi bir aydın, iyi bir yazar, iyi bir çevirmen, iyi bir bilim adamı.
Tahsin Yücel, bu kadar nitelikli öğeyi kişiliğinde barındıran ender insanlardan biriydi.
Türk edebiyatının usta işi romanları, öyküleri dışında, Cumhuriyet’in getirdiklerini her alanda, her platformda savunurdu.
Kuramsal çalışmalarıyla tanınan onun gibi bir bilim adamının romanlarında bu bilginin izdüşümlerini bulurdum.
Daha ilk kitabından itibaren düzeyli bir ironiye rastlardık yapıtlarında.
Dil bilincini unutmayan, arı, duru Türkçeyi gerek bilimsel gerek yazınsal kitaplarında kullanan bir öncüydü. O arı dille roman, öykü, deneme türlerinin en güzellerinin yazılacağını kanıtladı.
2008’de Mersin’deki edebiyat ödülünün jürisinin ödül gerekçesi, Tahsin Yücel’i özetliyor: “Dilbilim, göstergebilim, deneme, çeviri, eleştiri, roman ve ökü alanlarındaki verimleriyle Çağdaş Türk Edebiyatı’nın dünya edebiyatı içindeki saygın temsilcilerinden biri olduğu, edebiyata ihanet etmeden edebiyatla düzen eleştirisinin özgün örneklerini yaşattığı, insanı ve hayatı seküler değerler içinde ironiyle zenginleştirilmiş yazınsal bir dille onarmaya çalıştığı için çağdaş yazınımızın büyük ustası, bilim insanı Tahsin Yücel’i oybirliği ile ödüle değer görmüştür.”
Ödün vermeyen, doğrularını yaşamında, edebiyatında savunan biri.
Yalnız büyükler için yazmadı, onlar için düşünmedi, Anadolu Masalları ile çocukların dünyasını da edebiyatla bezedi.
* * *
KRİPTO sözünü hep siyasal anlamda kullanırız. Edebiyatın da kriptosu vardır.
Nedir Kripto? “Gizli, anlamı örtük, herkesin anlamayacağı, mesaj niteliği taşıyan bir metin.” Kripto her zaman yalnız başına bir anlam ve önem taşımaz, göndermeleriyle de size yeni bir adres verir.
Bu kavramı açıklamamın nedeni, Türk edebiyatında Tahsin Yücel’in kimi kitaplarında bu özelliğe dikkat etmeniz içindir.
Onun ütopik romanı Gökdelen ile trajikomik romanı Peygamberin Son Beş Günü’nü örnek gösterebilirim.
Gökdelen’de neyi anlatıyordu?
2073’te, yani Cumhuriyet’in 150’nci yılında gökdelenler ve dev yapılar, AVM’ler tarafından işgal edilmiş, bir beton yığınına dönmüş İstanbul’u ve Türkiye’yi anlatıyordu. 2006 yılında yayımlanmıştı bu roman! Kumru Kumru’dan sonra kentin açmazlarını anlattığı bir romandı Gökdelen!
TÜYAP Onur Konuğu seçildiği yıl, değişime değiniyordu, 200 yıl önceki yaşamın, düzenin bugün gerçekleşemeyeceğini Cumhuriyet’in kazanımlarını sıralayarak yanıtlamıştı.
Denemeleri, özellikle bilimle edebiyatın birleştiği, gözlemlerin zenginleştirdiği örneklerdir. Alpay Kabacalı’nın hazırladığı kitabın adı onun bütün kimliğini yansıtıyordu:
“Yazınımızın Görünmez Devi Tahsin Yücel”.
* * *
TAHSİN YÜCEL, dostluğuyla anılarımızda yaşayacak, kitaplarıyla da Türk edebiyatının unutulmazları arasında her zaman okunacak, anılacak.
Paylaş