Siyasetçiler müzikle ilgilenir mi

İlgiden kastettiğim şey oldukça geniş anlam içeriyor. Onlara yönelteceğim soru sadece dinledikleri müziği öğrenmek, hangi türün tutkunu olduklarını bilmek için değil.

Daha ileriye götürerek, herhangi bir enstrüman çalarlar mı, beste yapmışlar mıdır diye sormak istiyorum.

Geçenlerde yabancı bir müzik dergisi bu konuyu gündeme getirmiş.

Getirmesinin nedeni de yeni Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un müzisyenliği imiş.

Yazar, bakın siyasetçilere hangi tavsiyede bulunuyor:

Bir zamanların mottosu “Savaşma aşk yap” yerine “Savaşma müzik yap”ı yerleştirelim diyor.

Ben varım.

Bu durum, siyasetçilerin çok yönlülüğünü ve dünyaya bakış açılarının zenginliğini ortaya koyar. Macron’la sadece siyaset konuşmazsınız.

Sözgelimi ben bir söyleşi için gitsem, sadece müziğe dair sorular sorardım.

Çünkü piyanist Macron birçok ödül kazanmış.

Bach’ın besteleri, Rossini’nin operaları hakkında soru sorarsanız size aydınlatıcı bilgiyi verebilecek kadar konuya hâkimmiş.

Parayı iyi bildiği kadar, Liszt ve Schumann’ın müziğini de o derece iyi bilirmiş.

Daha ne olsun.

Müziğin insan yaşamındaki önemini, mesleğine kazandırdığı boyutunu da kişilik karnesinde bir haneye koymak gerekiyor.

Bizde sultanlar müzikle ilgilenmişler, beste yapmışlar.

III. Selim’i başta anmak gerekiyor. Bu konuda araştırmalar yapıldı ve bestelerinin CD’leri yayınlandı.

Cumhuriyet döneminde İsmet İnönü’nün çello öğrendiğini, Hasan Âli Yücel’in bestesini biliyoruz.

Ne yazık ki başka örnek aklıma gelmiyor.

***

MACRON’u dinlemedim ama Vladimir Putin’in kısa bir icrasını Çin’i ziyaretinde piyano başına geçtiğinde dinledim.

Bazı müzik gecelerinde de piyano çaldığını bu yazıdan öğrendim.

Her zaman verilen örnektir. Müziğe büyük savaşlar sırasında bile ara verilmemiş. Savaşa katılan müzikçiler silahlar sustuğunda küçük bir orkestra oluştururlar çalarlarmış.

Birçok askerin anısında bunlar yer ediyor.

Siyasetçilerin müziğe ve müzikçilere verdiği önemi tarihten okuyoruz.

Hitler’in Wagner’e olan hayranlığını müzik tarihini bilen kim unutabilir. Ayrıca Nazizm’in dünyayı  kana buladı?? y?llarda, ana u?ra?lardan?biri de Mozart??n Avusturyal? de?il Alman oldu?unu ispatlama ?abalar?yd?. Afi?ler bile bast?rm??lard?.

ğı yıllarda, ana uğraşlardan biri de Mozart’ın Avusturyalı değil Alman olduğunu ispatlama çabalarıydı. Afişler bile bastırmışlardı.

1945 yılında Postdam’daki konferans sırasında Amerikan Başkanı Harry Truman’a eşlik etmişlerdi. Churchill, Rusya Dışişleri Bakanı Molotov’a onun usta bir piyanist olduğunu söylemiş.

Amerikan başkanları, siyasetçileri müzikle ilgilidir.

Benjamin Franklin birçok enstrüman çalarmış, bazıları üzerinde de mekanik çalışmalar yapmış.

Eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice’ın iyi bir piyanist olduğunu hatırlıyoruz. Aynı şekilde Clinton’ın da saksofon çaldığını bilmeyen kalmadı.

Ünlü devlet adamı Ignacy Paderewski’nin de hobisi müzikti.

Siyasetçiler içinde müzikle olan ilişkisini daha ileriye götüren isim, Alman siyaset dünyasının tanınmış adı Helmut Schmidt.

Hatta tanınmış piyanistler Christoph Eschenbach ve Justus Frantz’la birlikte Mozart CD’si bile doldurmuştu.

Bu örnekler bazı önerileri çağrıştırıyor.

Çocuklarımızı yetiştirirken müziğin hayattaki önemini yeterince vurgulamıyoruz.

Herhangi bir mesleğe yöneltirken, müziği öğretmek için bir çaba harcamıyoruz.

Çin’de 40 milyon çocuğa piyano öğretiliyor, içlerinden elbet uluslararası değerde solistler yetişecek.

Kaldı ki büyük ünlü solistler yetişmese bile, bu çocuklar müzik konusunda bilgi sahibi olacaklar, müzik dinleme gereksinimini ihmal etmeyecekler.

Konservatuvar öğrencileri dışında, okullarda müziğe verilen önemin derecesini bilmiyoruz.

İlgi alanım müzik olduğu için siyaset/siyasetçi müzik ilişkisi konusuna eğildim.

Yoksa bunu geniş bir hobi dünyasına açılış için bir anımsatma olarak da yorumlayabilirsiniz.

***

 SİYASETÇİLER sadece politik konulara odaklanarak hem kendi hayatlarını hem de bizimkileri çekilmez hale getirebiliyorlar. Oysa müzikle ilgilenme seviyeleri onların olaylara farklı perspektifle bakmalarını sağlayabileceği gibi, dünyayı da daha yaşanır hale getirecektir.