Paylaş
Bir edebiyat eserinin yazılış serüvenini merak eder misiniz? Özellikle, mesela bir aşk şiirinin kimin için yazıldığını? Haluk Oral’ın ‘Şiir Hikâyeleri’ kitabında bu türden merak giderici pek çok bilgi ve belge var. Bildiğimiz, sevdiğimiz şiirlerin öyküsünü, esin kaynağını öğreniyoruz. Kitabın başında; ‘Şairin, şiirin ardındaki giz’ başlıklı yazım yer alıyor. Haluk Oral’ın kitabını anlattığı yazısı ‘İfade-i meram’ başlığını taşıyor: “Yıllar önce bir sergiden iki soyut resim almıştım. Ressam da oradaydı. Yanıma geldi ve sordu:
‘Neden bu iki resmi tercih ettiniz?’
‘Aynı yerin gündüz ve gece görüntüleri gibi geldi bana.’
‘Hiç böyle düşünmemiştim. Ama hoşuma gitti’ dedi ve uzaklaştı yanımdan. Uzun bir zaman aklıma takılıp kaldı: Peki, ressam ne düşünmüştü bunları yaparken? Aynı düşünceye sevdiğim bir şiiri okuduktan sonra yeniden kapılırım: Acaba sevdiğim şiiri, şairin söylemek istediğini anladığım için mi yoksa bambaşka bir anlam yükleyerek mi sevmiştim? Bu sorunun yanıtının çok zor, belki de imkânsız olduğunu fark ettikten sonra sadece şiirlerin hikâyeleriyle yetinmeye karar verdim.”
Şiir Hikâyeleri
Haluk Oral
Everest Yayınları
HER BÖLÜM AYRI BİR KİTAP
Lavinia: Özdemir Asaf’ın şiirlerinde tek kadın ismi vardır: Lavinia. Platonik bir aşkın mahsulü olan aynı adlı şiiri hâlâ dillerdedir. Peki, kimdir Lavinia? Lavinia yani Mevhibe Meziyet Beyat, 2 Mayıs 1925’te İstanbul’da doğar. Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra Olgunlaşma Enstitüsü’nde resim öğretmenliği ve stilistlik yapar. Özdemir Asaf’a âşık değildir. İlhan Selçuk’la 1952’de evlenir.
Kurtuluş Savaşı Destanı’ndan: Bu yazı Kurtuluş Savaşı Destanı’nın (Kuvâyi Milliye Destanı) bir bölümüyle ilgili. Nâzım Hikmet, Bursa Hapishanesi’ndeyken destandan bölümler bazı dergilerde yayımlanır. Melih Cevdet Anday da Beyazıt Kütüphanesi’ne giderek Abidin-Güzin Dino çiftinin isteği üzerine Nâzım Hikmet adına 1920’nin gazetelerini tarar.
Hasretinden Prangalar Eskittim: Ahmed Arif, edebiyat bilgisini arttırmak için iyi bir ortam bulur Afyon Lisesi’nde. Yıllar sonra, Refik Durbaş’a şöyle anlatacaktır o günleri: “Edebiyat hocamız Gündüz Akıncı idi. Büyük bir şanstı bizim için. Ders kitaplarından çok roman okuturdu bize. Lisede ben Andre Malraux’yu, Max Beer’i, Dostoyevski’yi, Tolstoy’u, Gustave Flaubert’i, özellikle de Emile Zola’yı okudum hep.” Hürriyet Gösteri’nin 2002 sayısında bir ‘Ahmed Arif Kaynakçası’ yayımlandı.
Tohum: “Esas itibariyle bir değişimin şiiridir ‘Tohum’; hem Melih Cevdet Anday’ın Garip şiir akımının temel zihniyet tarzından kopuşunu, hem de bir adım ileri giderek yeni bir şiir anlayışına zemin hazırlayışını simgeler.”
Orhan Veli, Yahya Kemal yahut Efsane’nin Öyküsü: Orhan Veli’nin bir şiirinin, ‘Efsane’nin öyküsüdür bu. Kendisinin yaşarken kitaplarına almadığı bu şiir, ölümünden sonra yayımlanan ‘Bütün Şiirleri’ arasında yerini almıştır.
Kaldırımlar: “Kaldırımlar, Necip Fazıl Kısakürek’in 1928’de yayımlanan kitabının ve bu kitapta yer alan en bilinen şiirinin adıdır. Bu yazıda, bu şiirin nasıl doğduğu ve nasıl şekillendiği anlatılacaktır.”
Sere Serpe ya da Bella: Muvaffak Sami’nin ‘Gel Gör ki’ şiir kitabının arkasında Orhan Veli’nin ‘Sere Serpe’ şiiri vardı.
O Belde İçin Bir Sadeleştirme Çalışması: Şevket Rado’nun Ahmet Haşim’in ‘O Belde’ şiirinin sadeleştirmesi.
Yahya Kemal’den Salim Rıza’ya Bir Rubai: ‘Salim Rıza’dan Anılar’, Salim Rıza Kırkpınar.
Tutunamayanlar ve Sevin Seydi: Türk romanının tarihinde ‘farklı’ bir yerde duran Tutunamayanlar’la ilgili yorumdan çok, değinmeler var bu yazıda.
Paylaş