Paylaş
Doç. Dr. Seval Şahin’in derlediği ‘Ne Güzel Suçluyuz Biz Hepimiz’ kitabı Sevgi Soysal İçin Yazılar’dan oluşuyor. Kitabın başındaki ithaf şöyle: ‘Sevgi Soysal’ın anısına’.
Önsöz’de Seval Şahin, bu kitabın 28-29 Aralık 2011 tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde gerçekleşen sempozyumdaki konuşmalardan, yazılardan oluştuğunu belirtiyor.
Sempozyumda açılış konuşmalarını, Meral Özbek ve Sevgi Soysal’ın kızı Funda Soysal yaptı. Soysal’ın edebiyatımızdaki yeri, ustaların yanıdır. Edebiyatçılığının bir başka yanı da darbelerin, siyasal hayatımızdaki engellemelerin romanlarında, etkileyici bir ustalıkla yazılmasıdır.
Sanırım romanlardaki bu izdüşümleri, tanıklıklar, bire bir yaşamalar, Türkiye’de yazarın sorumluluğu, çektiği acılar açısından da mutlaka okunmalı.
Yaptıklarını, hapishane günlerini edebî bir ranta dönüştürmemiştir. Yalın gerçekleri edebiyat aracılığıyla, süslemeden aktarmak en ustalık isteyen yazma biçimidir.
MAHPUSLUĞU KULLANMADI
Darbelere karşı gelirken, bunun bir seçkin tavır olarak algılanmaması için, konuşmalarında bu hususa özellikle dikkat etmiştir.
Mahpusluğunu prim olarak kullanmadı Sevgi Soysal. Çektiklerini, direncini arabesk bir içeriğe dönüştürmedi.
Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandığında ödül töreni Beyoğlu’nda o zamanki Sıraselviler’deki Sinematek Salonu’nda yapıldı.
Sevgi Soysal, ödül haberini, sözü edilen koşullar içinde almadığını, bir otelde tatil yaparken haberin ona ulaştırıldığını söyledi. Oysa o gerçekten mahpustaydı...
Seval Şahin’in özetlemesinden Sosyal hakkındaki düşünceleri aşağıda okuyabilirsiniz: Çimen Günay-Erkol, Sevgi Soysal’ın ‘Şafak’ romanı üzerinden onun eserlerindeki ‘erkeklik’ hallerini değerlendirdiği yazısında Sevgi Soysal’ın eserlerinin 12 Mart’ı anlatan diğer eserlerden farkını oraya koyuyor: “12 Mart romanında erkeklik ya asker-sivil ikiliği ile ya da aydın ile onun mücadelesini anlamayan sıradan insanlar arasındaki çatışma çerçevesinde konu edilir. Sevgi Soysal’ın yapıtlarında ise bu skalanın genişlediğini, toplumun farklı katmanlarından erkek karakterlerin bir araya geldiğini görüyoruz. Önemli bir diğer nokta da şu: Baskı altındaki erkeğin erkekliğinin yitimi konusunda yaşadığı kaygı, pek çok 12 Mart romanında karşımıza çıka ama bu romanların hepsi, erkekliğin yitimine gösterdikleri ilgiyi, erkekliğin nasıl kazanıldığının anlatılmasına göstermez. Sevgi Soysal ise erkekliğin nasıl kazanıldığına değinen, kadınların ve daha az erkek olanların nasıl ötekileştirildiğini anlatmayı da önemseyen yazarlardan biri olarak 12 Mart’ın diğer yazarlarından ayrılmaktadır.”
DERİNLİKLİ ROMAN DÜNYASI
Ayşe Gül Altınay, Soysal’ın ‘Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’ kitabını Türkiye’de antimilitarist feminist bir manifesto olarak değerlendiriyor.
Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu ile ilgili Senem Timuroğlu Bozkurt, “Türk edebiyatının bir kadın yazar tarafından yazılmış ilk hapishane anlatısı ve ilk dişil mizah örneği olan, ‘Sevgi Soysal’ın tek otobiyografik metni Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’nu; feminist bir kadının hem ataerkil iktidarın en acımasız yüzü olan askeri rejim ile hem de sol ideolojinin eril tahakkümüyle dişil mizahın devrimci gücünü kullanarak mücadele edişini” anlatıyor.
Seval Şahin’in yayınladığı ‘Ne Güzel Suçluyuz Biz Hepimiz’ neden Sevgi Soysal’ı yeniden okumamız gerektiğini bize yeniden anımsatıyor.
Hem iyi edebiyat eserleri okuyacağız hem de bizi, Türkiye’yi tanıyacağız.
Ne Güzel Suçluyuz Biz Hepimiz! - Sevgi Soysal İçin Yazılanlar-
Der: Seval Şahin
İletişim Yayınları
Doğan Hızlan’ın seçtikleri
Ömür Akkor
Selçuklu Mutfağı
Alfa
Behçet Aysan
Düello
Kırmızı Kedi
Daniel Alarcon
Kayıp Kentin Radyosu
Ayrıntı
Damon Galgut
Sahtekâr
YKY
Paylaş