Paylaş
Roman, öykü, deneme, inceleme dallarında verdiği ürünler, iyi bir yazarın edebiyatı bir bütün olarak değerlendirmesinin seçkin örnekleridir.
Birçok yazar kendi eseri, kendi yaratıcılık ekseni çevresinde döner.
Selim İleri, Türk edebiyatının birçok ustası üzerine yazılar yazmıştır, edebiyatın unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış yazarlarını, kitaplarını incelemiş, onların yeniden okunmasını sağlamıştır.
Türk romanları üzerine yazdığı kitap, her roman okurunun başvuru kitaplar listesindedir.
Ayşe Sarısayın’ın hazırladığı söyleşi kitabı, onun edebiyat kavramından neyi anladığını, geniş açıdan edebiyata ve eserlere bakışını yansıtır.
Tüyap Onur Ödülü’nü aldığı yıl Faruk Şüyün’ün hazırladığı ‘Arkadaşım Selim’ kitabında, onun nice edebiyatçının adını andığını görürsünüz.
Hürriyet Yayınları’ndan çıkan kitabına son sözü yazmıştım.
Selim İleri’nin benim kitaplarımın yayınlanması konusunda da önemli bir yeri vardır.
Yazılarımı kitaplaştırmak için beni destekleyen de oydu.
İlk kitabım ‘Yazılı İlişkiler’ böyle yayınlanmıştı. İkinci kitap ‘Günlerde Kalan’ı da o hazırlamıştı, yayınlayan da rahmetli arkadaşım Nail Güreli idi.
Roman kahramanları Türk toplumunun çeşitli katmanlarından seçilmiştir, genellikle de mutsuz insanlardır.
Bazı romanlarının kahramanları tanıdığımız insanlardan seçilmiştir, bildiğimizi sandığımız insanların romanları kurgulama sanatının örnekleridir.
Hayatın bütün renkleri onun kitaplarında yer alır. Kahramanları toplumsal konumları ve bireysel özellikleri ile ona özgü bir bileşime ulaşmıştır.
İlk kitapla başlayan dostluğumuz hep sürdü.
İlk kitabı ‘Cumartesi Yalnızlığı’ yayımlandığında Cemal Süreya ve Mehmet Seyda aracılığıyla tanışmıştım. O kitabı okur okumaz, satır aralarında iyi bir yazarın müjdesini fark etmiştim.
Hürriyet Gösteri’nin ilk sayısından itibaren de yazarımız olmuştu, konuşmasının fotoğraflarını Ara Güler çekmişti, bütün gün Boğaz sırtlarında dolaşmaktan yorgun düşmüştü.
Kısa bir süre önce ‘Karalama Defteri’nde konuğumdu, geçmiş kuşağın yazarlarını neden yazdığını anlamış, günübirlik okuma zevklerine karşı bir tavır olarak ortaya koyduğunu söylemişti.
Edebiyat dünyasının ün savaşına hiçbir zaman katılmadı, çünkü edebiyata verilen emeklerin kutsallığına inanmıştı.
Yalnız büyüklere değil, gençlere de hazırladığı kitaplarla edebiyat zevkini aşılamıştı.
Kutlama yazısı, daha önce onun için yazdıklarımı bir hatırlatma amacını taşıyor.
Nice yeni yapıtlarda onunla buluşmak dileğiyle.
ANMALAR, KİTAPLA OLMALI
SANATÇILARI, edebiyatçıları çeşitli yollardan anıyoruz ama bu kalıcılık kazanmıyor, unutulup gidiyor. Oysa kitaba dönüşünce her zaman onu anabiliyor, bilmeyenlere tanıtıyoruz.
Son günlerde ölüm yıldönümü vesilesiyle Neşet Ertaş için programlar düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı iki ciltten oluşan kitap yayımladı:
‘Garip Bülbül
Neşet Ertaş
Hayatı–Sanatı–Eserleri’
Önsöz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un:
“Bu kitap, hayatı ve sanatıyla bir kültür abidesi olmuş, milli kültürümüzün ölümsüz eserleri arasında yerini almış Neşet Ertaş’ın hatırasına saygı, mirasına sahip çıkma çalışmasıdır.”
İbrahim Kalın ‘Takdim’de kitap ve Neşet Ertaş için şöyle yazıyor:
“Elinizdeki eser, irfani sanat geleneğimize mensup iki güzel insanı bir araya getiriyor: Abdal geleneğinin son büyük ustası Neşet Ertaş ve onun mirasını eserleriyle yaşatan Erol Parlak. Bir saz ve söz ustası olmanın ötesine geçerek aşk ve irfan pınarının mücessem bir numunesi haline gelen Neşet Ertaş, beslendiği geleneğin imkân ve kabiliyetlerinin farkındadır ama aynı zamanda o gelenek içinde ‘henüz söylenmemiş olanı’ bulup çıkaran büyük bir ozandır.”
Sunuş, Erol Parlak’ın:
“Kendilerine has ifadeleri içerisinde yarattıkları zengin kültür mirası ile dünyanın dört bir yanına dağılmış olarak yaşayan Abdal kavminin büyük kollarından biri olan Anadolu Abdalları, Anadolu müzik geleneğinin en özgün topluluklarından biridir.”
İkinci cildin sonunda eserlerin notaları da yer almaktadır.
A’dan Z’ye bütün bilgileri taşıyan bir Neşet Ertaş çalışması.
Paylaş