PaylaÅŸ
Hele onu tanımışsanız, anılarınız birden sökün eder gelir.
Hürriyet Ege’nin 25. yılı nedeniyle İzmir’deydim.
Urla’ya gidip de Yorgo Seferis ile Necati Cumalı’nın evlerine uğramadan olmaz.
Seferis’in evi, mimarisi korunmuş bir otel. Gezerken içindeki eşya eski günleri anımsattı. Tuşlu radyolar, sandalyeler, küçük pencereli odalar. Bir de şairin adını taşıyan bir sergi ve nikâh salonu var.
Yazarların, şairlerin evlerini yaşatmak için o kentin, beldenin yerel yönetimleri çaba harcamalı. Onların ziyaret edilebilmesi için de söyleşiler, gösteriler düzenlemeli. Orada kitaplarını bulundurmalı. Hem yazarın okuduğu, kendi kitaplığında bulunan kitapları, hem de yazdığı kitapları barındıran bir kütüphaneden söz ediyorum.
Seferis’in evinde küçük bir kitaplık var.
O evin plakası sökülecekti, bu konuda Hürriyet’in kampanyası sonucunda, levha yerinde kaldı.
Onu, iyi şair ve çevirmen Cevat Çapan’ın çevirdiği bir şiiriyle analım:
DENÄ°ZE YAKIN MAÄžARALARDA
Denize yakın mağaralarda
bir susuzluk duyarsın, bir aşk,
bir coÅŸku
deniz kabukları gibi sert
alır avucuna tutabilirsin.
Denize yakın mağaralarda
günlerce gözlerinin içine baktım,
ne ben seni tanıdım, ne de sen beni.
* * *
NECATİ CUMALI, Urla’yı edebiyata getiren isimdir. Herkes Urla’yı ondan tanıdı.
Ege’nin insanı, duyarlılığı onun yazdıklarıyla ebedileşti.
İlk şiiri Urla Halkevi’nin dergisi Ocak’ta yayınlanmıştı. Yıl 1939’du.
Cumalı’nın elbiselerine, pardösüsüne, şapkasına bakarken, içine onu yerleştirdim.
Ankara’daki Türk Dil Kurumu kurultayları belleğimden geçti.
Altın Kitaplar Yayınevi’ne, Hürriyet Gösteri’ye uÄŸrayıp konuÅŸtuÄŸumuz günler, eski bir film ÅŸeridi gibi gözümün önünden geçti.Â
Ay Büyürken Uyuyamam’ı okuyanlar, mutlaka Urla’yı, İzmir’i görmek isteyeceklerdir.
Urla ziyaretinden sonra Tütün Zamanı’nı bir kez daha okuyacağım.
Yalnız İzmir’de yaşayanların değil, İzmir’e gelenlerin de bu evleri görmelerini isteyeceğim.
Bir yazarın evi, onun yapıtları için de sıcak ipuçları verebilir.
Necati Cumalı’yı da bir şiiriyle hatırlıyoruz:
KIZILÇULLU YOLU
Hıdırellez günü, Kızılçullu yolu
Beni herkes severdi çocukluğumda
Arabacı yanına oturtur
Kırbacı bana verirdi.
Ben Fıtnat hanımın oğlu,
Zayıf bir kızı severdim
Gözlerinin içi gülerdi.
Hıdırellez güneşi,
Beraber tırmanmadık mı ağaçlara?
Siz kanatmadınız mı ellerimi
Elma çiçekleri?
PaylaÅŸ