Paylaş
Kendini müziğe verebilir. Şimdi koltuk arkalarında ya da sahnenin üstünde konuların yer almasının yeterli olduğunu sanmıyorum.
Sadece temsil edilen operanın değil, bestecinin yaşamı üzerine de bilgi edinirsek bu bestenin çalışmaları içindeki önemini de anlarız.
Mozart’ın ‘Saraydan Kız Kaçırma’ operasını ülkemizdeki birçok kişi seyretmiştir.
Benim buradaki temsilinde anımsadığım, Topkapı Sarayı’ndaki icrasıdır. İlk temsilinin çok ilgi gördüğünü, birçok kişinin geldiğini anımsarım.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın operalar üzerine yayınlarını bu açıdan çok yararlı görüyorum.
Geçen hafta okuduğum kitaptan sonra eseri yeniden dinleme isteğini yaşadım.
Kapağı şöyle: ‘Saraydan Kız Kaçırma’, W.A. Mozart, Türkçesi: Murat Kaymaz, VakıfBank Kültür Yayınları
İlk yazı Bertan Rona’nın ‘Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma Operası Üzerine’ başlıklı yazısı:
“Wolfgang Amadeus Mozart’ın (1756-1791), eserlerinde ‘Türk’ temasına gösterdiği ilgi, bilinen bir olgudur. Ne var ki Mozart’ın ortaya koyduğu yaklaşımın sadece ‘alla Turca’ modasıyla açıklanamayacağı da ortadadır. Zira besteci, kendi döneminde hâkim olan klasik oryantalist bakışın çok ötesinde bir anlayışı, ‘Saraydan Kız kaçırma’ operasında ortaya koymuştur.
Şunu özellikle belirtmek gerekir ki Mozart’ın Türk musikisi üzerine bilgisi, sadece askeri müzik hakkındaki birtakım izlenimleri ile sınırlıydı.
Hayatı boyunca hiçbir klasik Türk musikisi heyeti görüp dinlememiştir.
Türkçeye ‘Saraydan Kız Kaçırma’ biçiminde çevrilmiş olsa da aslında ‘Saraydan Kaçış / Saraydan Firar’dır (Die Entführuh Aus Dem Serail).”
Rona, ‘Saraydan Kız Kaçırma’ üzerine ayrıntılı bilgi vermektedir.
Yazara göre, bestecinin tavrı şöyle özetlenebilir: Mozart’ın ‘Saraydan Kız Kaçırma’ operası, -Avrupa’da modernite olgusunun en güçlü biçimde yaşandığı yıllarda- tam olarak ‘anti-oryantalist’ denmese bile ‘Türk dostu’ denilebilecek yaklaşımını ortaya koymaktadır.
Murat Kaymaz’ın yazısının başlığı ‘Çevirmenin Önsözü’: “Aşk için. ‘Saraydan Kız Kaçırma’ operası yahut Singspiel’i (şarkılı oyun), 16 Haziran 1782 tarihine Viyana Şehir Tiyatrosu’nda Mozart’ın yönetiminde sahnelenmiş bir eserdir.”
Murat Kaymaz’ın besteciyi tanıtan yazısını Mozart’ı sevenlerin mutlaka okunmasını salık veririm.
Yazısını bakın nasıl noktalıyor: “İşte aşk için neler yapılabileceğini görmek isteyen değerli okura sahnede olağanüstü bir müzikle birlikte anlatılan bu tatlı, heyecanlı hikâyeyi hakkıyla sunabilmiş olmak umuduyla...”
Yazıyı noktalıyorum:
“Hayır Konstanze, hayır! Selim’in de bir kalbi var. Selim de bilir aşkı!”
Elinize kitabı alın, koltuğunuza gömülün ve Mozart’ı dinleyin.
DİSKOTEĞİMDEN MAHMAT ALDAŞ’IN ALBÜMÜNDEN
Bahar Geldi Gül Açıldı
Esmerim Güzel Esmer
Her Seher Her Sabah Gelgeç Buradan
Geyiğim Aldır
Mektup Yazdım Yare Almadı
Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma
Kara Erik Çağala
Evlerinde Bir İpekten Halı Var
Yükü Yükledim Kediye
Bu Dünyada Muradıma
Gül Dalına Konmuş Bülbül Yavrusu
Şu Benim Divane Gönlüm
Büyük Cevizin Dibi
Su Gelir Meste Gider
Armut Ağacına Yaslanmayasın
Su Gelir Millendirir (Leyla Leyla)
(TRT Arşiv Serisi, Türk Halk Müziği)
Paylaş