’ALTI Türk’e Bir Kitap’ yazım üzerine (Hürriyet, 25 Temmuz 2006, Salı) okurlarımdan epey e.posta aldım. Çoğu okumadığımızdan söz ediyordu. Ancak, yayınevlerinin artışını, yayımlanan kitapların sayısını rakamlara vurduğumuzda, sonuçta pek de karamsar, umutsuz bir tablo ortaya çıkmıyor.
Acaba "Okuma alışkanlığımız yok" sözü, biraz da dilimize dolanmış bir söz mü?
Okurlarımdan bazılarının düşüncelerini kısaca size aktaracağım.
YILDA 80 MİLYON KİTAP
Serhat Baysan’ın verdiği bilgiye göre, 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili birimlerinden alınan bandrol sayısı 120 milyon kadardır, bu sayının içinde ders kitapları ve 100 sayfanın altında olan kitaplar da bulunmamaktadır.
Böylece 2005 yılı içinde 80 milyon kadar kitap satıldığı söylenebilir.
KİRALIK KİTAP OKUMA
Serhat, kitap kiralama bölümüne üye olarak kitapları okuyabiliyorsunuz. Üç yılda 250’den fazla kitabı bu şekilde okudum, diyor. Her kesimden insanların böyle okuduğunu belirtiyor.
DARBELER KİTAPTAN KORKUTTU
Mucip Deniz: Okuma alışkanlığımızın yok edilmesinin nedenlerinden biri 12 Eylül darbesidir. Evde rahmetli babamın bile kitaplarını yok ettiler. Ben o zaman 5-6 yaşındaydım. Sonradan kitaplarımın arasına Marx’ın, Lenin’in kitapları da girdi. Annem korkudan birçok kitabı gömdü, yok etti. Sırf kitap yüzünden işkence görenler oldu.
BAŞBAKAN KİTAP OKUDUĞUNU SÖYLESE
İlkay, Tayland’da gördüklerinden söz ediyor. Beş sene öncesine kadar, Taylandlılar yılda bir kitap bile okumazlarmış.
"Ancak başbakan haftada en azından bir kitap bitirdiğini söyledi ve onları halka tavsiye etti.
Televizyonun da bunda büyük rolü oldu."
Yazımla ilgili diğer e.postaları, yazıma aldıklarımın tamamını blognot’ta okuyabilirsiniz.