Sanat destek istiyor

İhsan Yılmaz Kültürazzi köşesinde dün bir öneride bulunuyordu:

Haberin Devamı

“Pandemi dönemi sanat müzesi neden olmasın?”

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın hazırladığı ‘Pandemi Sırasında Kültür Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları’ metnini yayımladık.

Ben Türkiye Yayıncılar Birliği’nin probleme dönük çözüm önerilerini ilettim.

20 bin imzaya ulaşan ‘Tiyatromuz Yaşasın’ başlıklı bildiride, sanatın durgunluğa düşmesi tehlikesi konusunda sorunun acil çözüm beklediği vurgulanıyor.

Uluslararası Plastik Sanat Derneği de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir plan sundu.

Planın içeriği şu:

Bakanlık, ‘2020 Kültür Bakanlığı Sanata Destek Fonu Koleksiyonu’ oluştursun.

Devlet bunu yapabilir, eskiden birçok sanatçının tablosu, eserleri devlet tarafından satın alınıyordu.

Türkiye Yayıncılar Birliği de kitapçıların kapalı olduğu dönemde satışların asgariye indiğini, bu konuda bakanlığa bir rapor vereceklerini belirttiler.

Haberin Devamı

Yayıncı arkadaşlarım, ilk karantina günlerinde genel kültür kitaplarının istendiğini, daha sonra yoğunluğun çocuk kitaplarına yöneldiğini söylediler.

Bu azalmanın yalnız dükkân bazında değil, internetten yapılan kitap siparişlerinde de yaşandığını söylediler.

Kitap basma sorunlarına değinilince bir başka duruma da çare bulunmalı.

Üç-dört ciltlik ciddi kitapların satışı ağırdır ama her zaman başvurulacak değerdedir.

Şimdi birçok yayıncı arkadaşım, çok ciltli kitapların tükendiğini, bir daha basamadıklarından dert yandılar.

Bu alanda da devlet yardımı söz konusu olabilir, şimdi Kültür ve Turizm Bakanlığı kitap basmadığına göre yayınevlerine yardımcı olabilir.

Sözgelimi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çıkardığı biyografi kitapları bulunmuyor, onları da kimse basmıyor. Özellikle o diziyi yaşatmak için çalışmalı.

DAHA ÇOK TELEFON KONUŞMASI

EVDE çalışırken telefonla daha çok konuşuyoruz.

Ben cepten çok daha rahat olduğu için sabit telefonu kullanıyorum.

Benim telefonla çok konuşan, hem işi hem muhabbet açısından dostlarımın sayısı az değil.

Ünlü İngiliz yazar E(dward) M(organ) Forster (1879–1970) biraz abartma olabilir, günün yarısını telefonla konuşarak geçirirmiş.

Haberin Devamı

En çok konuştukları da aralarında Virginia Woolf’un da bulunduğu Bloomsbury Grubu’ndaki arkadaşlarıymış.

Türk okurunun bildiği romanı ‘Hindistan’a Bir Geçit’ çevirisiydi.

Ünlü kitap dergisi New York Review Books, dergiyi ofislerinden hazırladıklarını belirttikten sonra, belli günlerde açık olan kitabevlerinin de adresini bildiriyor.

Bu düzenlemeyi okuyunca neden bizde yapılmadı sorusu aklıma geldi.

Yazarlar tek tek kitap tavsiye edeceklerine neden toplu tavsiyelerde bulunmuyorlar.

Örnek verelim.

Ünlü bir romancımızın adıyla bu seçim şöyle yapılabilir.

Mesela Adalet Ağaoğlu, mutlaka okunması gereken 10 romanı seçiyor. Zarif bir kutu, kapıya teslim üstelik. O kutunun içinde de Adalet Ağaoğlu’nun bir yazısı.

Haberin Devamı

Ya da Adalet Ağaoğlu imzalı beş kitabını toplu halde sunuyor. Hepsi de imzalı.

Gülten Dayıoğlu çocuklar için böyle kutulanmış bir seçkiyi sunabilir.

Adlandırılmış seçimler ilgi görür.

Biz hep kitap salık veriyoruz, okurların düşüncelerini yansıtmıyoruz. Neden böyle bir seçme yayınlanmaz?

Dergi süre olarak 7 Hafta’yı sormuş.

Bir okur ünlü şair Fernando Pessoa’yı okumuş.

Bir diğer okur, İngiliz Amerikan kadın yazarlarının İkinci Dünya Savaşı’na ait izlenimlerinin yer aldığı kitabı okumuş.

Belki bizde virüs sonrası böyle kitaplar çıkacak.

Yayıncılar, dağıtımcılar, kitapçılar bir araya gelse de bu dönemde en çok okunan kitapları saptasa.

*

NE dersiniz yazarların seçtiklerinden oluşan armağan kitap kutuları ilgi görür mü?

 

Yazarın Tüm Yazıları