Paylaş
TEPEBAŞI’nda TRT binasının yanında açılan Sahaf Festivali, İstanbul’un önemli kültürel etkinlikleri arasında yerini almış durumda.
Bu yıl fuara İzmir, Ankara başta olmak üzere başka illerden gelenlerle birlikte 90 sahaf katıldı. Festival 11 Ekim’e kadar devam edecek.
Ben hem bir okur olarak kitapların adından anılarımı tazeliyorum, bugünle karşılaştırmalar yapıyorum hem de dostlarımla buluşuyorum.
Sahaf dünyasının tanınmış adı, duayeni İbrahim Manav’la buluştuk. Nice kitabın adını andık, nice yazarı anılarla gündeme getirdik. Kitap ve yayıncılık tarihimiz üzerine sohbet ettik. İbrahim Manav, daha sonra da sahnede anılarını anlattı.
Emin Nedret İşli, Manav’ı takdim ederken, “O bizim fuarımıza ilk kez geldi. O, bizim mesleğin yaşayan en büyük ustası’ sözlerini kullandı. Çok doğru bir tanımlamaydı bu...
İbrahim Manav’la Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nı, Çınaraltı buluşmalarını konuştuk. Çevremizdeki genç kuşak dinleyiciler buna büyük ilgi gösterdi. Çünkü, eskiden Sahaflar Çarşısı, Beyazıt’ta, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin yanındaydı. Çınaraltı da yazarların, okurların buluşma mahalliydi.
İbrahim Manav, sahafların yazar dostu olan işlevini, yerini örneklerle anlattı.
Bugün sahaflık kelimesinin anlamı daralmış olsa da, sahaf demek sadece kitap alıp satan biri değil, okura kitap tavsiye eden, aradığı kitabı bulan ya da nerede bulacağını söyleyen bir kitap bilgesi demektir.
Sahafların buluşması yavaş yavaş uluslararası bir kimlik kazanmaya da başladı. Bu yıl Romanya ve Yunanistan da stant açmıştı. Doğrusu, Mesut Şenol’un bunu gerçekleştirme çabaları hoşuma gitti, gelen konuklarla beni tanıştırdı. Fuar alanındaki sahnede, “Romanya’da sahaf olmak”, “Yunanistan’da sahaf olmak” konularında konuşmalar yaptılar. Konuşmalarda, 1862’de başlayıp 1923’te sonlanan arşiv ve kitapların kaderi de söz konusu edildi. Stantta sergilenen kitaplardan biri; De La Vrancea’nın yazdığı Sultanica adlı kitabıydı. Veliahtların yaşamının yer aldığı kitap 1885 yılında Bükreş’te (Romanya) yayınlanmış.
*
SAHAF Emin Nedret İşli, standında bir köşe hazırlamış.
Bir zamanların en çok satan romanlarını bir araya getirmiş. Hepsini anımsadım, ama onların hepsi de başka kitaplar tarafından tahtından indirildi.
A.J. Cronin, Harold Robbins, Arthur Hailey en çok karşıma çıkan adlardı, genç kuşak arasında bir soruşturma yapsam hiçbirinin adını anımsamayacaklarından eminim. Onu çıkaran yayınevleri de artık yayıncılık dünyasında yok.
Bu konudan neden söz ediyorum; okurlar, şimdi kitapçılarda en çok satanlar seline kapılmasınlar diye!
Bugün reklama, magazinde çıkan haberlere, yapılan konuşmalara kapılarak aldığınız kitabı yarın niçin okuduğunuza hayıflanacaksınız.
Bu yalnız çeviri romanlar için geçerli değil. Bir zamanların çok satan, gazete tirajlarını yükselten romanlarını da bugün okuyan yok.
Elime aldığım roman A.J. Cronin’in Pembe Yıllar’ıydı. Arif Bolat Kitabevi tarafından yayımlanan kitabın çevirmeni de Vahdet Gültekin’di.
Zamanın çok satan kitaplarının çevirmeni Vahdet Gültekin’di.
O zamanın pahalı kitapları da şöyle tanıtılırdı: Ciltli, şömizli.
Sahaflar festivalinde, aradığınız bir kitaba rastlayabilirsiniz ya da birden karşınıza çıkan bir kitap size yeni düşünceler, yeni edebi zevkler getirebilir.
Tabii yalnız kitap değil, dergileri de inceleyebilirsiniz.
Dergilerde kalmış nice yazıları, yazarları keşfedebilirsiniz.
*
HER kitapsever mutlaka sahafları gezmeli. Sürprizlerle dolu bir geziye, keşfe davet ediyorlar bizi.
Paylaş