Paylaş
Ayvalık'ı yaşamak yazımda (16 Ağustos 1999, Hürriyet) at arabalarındaki resimlerden söz etmiştim.
Adalet Ağaoğlu'nun ölümsüz öyküsünde yazdığı gibi.
Köy kulübesiyle, kulübeden büyük kuğusuyla benim içime huzur verir.
Akademi görmemiş araba ressamı, alır eline fırçasını, eşsiz bir doğa yaratırdı.
Onların yerini otomobiller, minibüsler alınca, resim bitti, söz başladı.
At arabalarının süslenmesine oldum bittim hayranımdır, otomobilinkilere ise düşman.
Anadolu Ajansı'nın bir haberinde; otomobil, minibüs, otobüs arkasına yazılan yazılardan bir seçme yapılmış.
Popüler kültürün vecizeleridir bunlar.
Seçkinciler, bu kültürü kıyasıya eleştirirler, kimilerine göre halkın, kitlenin yaşam biçimi bu sözlere yansır. Seçkinci kültüre karşı kitle kültürün, anonim düşünüşün, duyuşun ürünleridir.
Her sınıf kendi kültürünü yaratır, sözünün kanıtlarıdır.
Hiç kuşkusuz kültürün çeşitlilik özelliğine karşı, bu bir teklik getirmektedir.
Halkın özlemleri, kırgınlıkları, umutsuzlukları bu sözlerdedir. Beğenmeseniz de bir gün bir tanesi sizin de aklınızı, zevkinizi çelebilir. Ruh halidir, ne diyeceksiniz.
*° * *
Sevgili dostum Selim İleri'nin Bodrum'da gördüğü bir otomobil arka yazısı beni etkilemişti:
‘‘Leylá! Seni unuttum.’’
Ama, Leyla kocaman harflerle yazılmış, 'unuttum'u ise neredeyse seçilemeyecek kadar küçük.
Ne kadar unutulduğu anlaşılıyor.
Gürkal Aylan'ın araba yazıları üzerine çok güzel bir kitabı yayınlanmıştı yıllar önce. Tükendi.
Türkülerden alınanları, araba yazısı saymıyorum.
Vecizelerden bir kaçı:
‘‘Seni benim kadar seven varsa/sana benim kadar hasret kalsın.’’
‘‘Aşkımızın suya düşeceğini bilseydim balık olurdum.’’
‘‘Bizi çekemediler, halat koptu.’’
Sözlerdeki cinaslar, bilmeden kullanılan söz sanatları belki de sevilmelerinin gizli nedenleri.
Asıl benim hoşuma giden, büyük şehirlerdeki insan dokusunu tek cümlede özetleyen bir söz:
‘‘Kıroyum ama paranın Allah'ı bende.’’
İstanbul'un bütün kültürel (!) değişimini, bozuluşunu bu cümlede bulabilirsiniz.
Parayı veren düdüğü çalar, sözünü unutmayın. Parası olan bu şehrin, bütün büyük şehirlerin yemek yeme adetini, mönüsünü, yaşama biçimini değiştirir.
Çünkü para belirler çoğu zaman bir şehin yaşam biçimini.
Hele hele Türkiye'de.
*° * *
POPÜLER kültürden vecizeler, bizim arabesk hayatımızın özü.
Paylaş