Buranın atölye, müze olmasını Auguste Rodin’e (1840-1917) Rilke tavsiye etmiş. Ünlü Alman şairi Rainer Maria Rilke onun sekreterliğini yapmıştı.
Bu gezimin nedeni ise, Sakıp Sabancı Müzesi’nde 13 Haziran’da açılacak ’Heykel Sanatının Büyük Ustası Rodin İstanbul’da’ sergisindeki eserleri kendi müzesinde görebilmekti.
Nazan Ölçer, kataloğa yazdığı Önsöz’de serginin önemini açıklıyor: Geçmiş uygarlıkların bizlere bir heykel cennetini miras bıraktığı ülkemiz, modern zamanların heykel sanatıyla hayli geç buluşabilmiştir. Bu açıdan bünyesinde Auguste Rodin’in bir zamanlar içinde yaşadığı, ürün verdiği atölye ve evi de barındıran Paris Rodin Müzesi’nden seçilmiş 203 parça eseri ülkemiz insanıyla buluşturan bu serginin, gelecek kuşakların sanat dünyasında büyük bir iz bırakacağına inanmaktayım.
Rodin Müzesi’nde her an görülebilecek, sergilenen 500 eser var. Sakıp Sabancı Müzesi’nde en çok bilinen, 203 başyapıt sergilenecek. Bunlar arasında en ünlülerinden birkaçının adını verelim:
Cehennemin Kapısı, Calas’nin Yurttaşları, Öpüş, Tunç Çağı, Honore de Balzac, Victor Hugo.
Rodin yazısı yazarken, okurlarımın aklına düşen soruyu biliyorum. Peki Düşünen Adam yok mu?
Çünkü o heykel, Rodin denilince bizim ülkemizde ilk akla gelen heykeldir. Elbette o da var.
13 Haziran’da açılacak sergi 3 Eylül’e kadar devam edecek.
Rodin, modern heykel sanatına yenilik getiren bir öncü.
İlk başta Beaux Art’a (Güzel Sanatlar Akademisi) kabul edilmeyen sanatçı, daha sonra sanatı ile kendini bütün sanat çevrelerine kabul ettirmiş.
Dönemine göre uzun yaşayan Rodin, zamanın birçok yazarı, bestecisi, ressamı ile dostluk kurmuş. Herhalde bu durum da türler arası iletişimi fazlasıyla sağlamıştır.
* * *
RODİN Müzesi’ni gezerken yerlere oturup, kurşun kalemle defterlerine heykelleri çizen çocuklar dikkatimi çekti. Nazan Ölçer’e bu çocukları gösterdim.
Ölçer Sakıp Sabancı Müzesi’nde çocuk ve yetişkin eğitimine yer verildiğinden söz etti. Müzenin sürekli kadrosunda sadece bu eğitimle meşgul üç kişi var. Ayrıca pedagog, psikolog ve heykeltıraşlardan oluşan bir ekip de var.
Bu kişilerle hafta içi ve hafta sonları, çeşitli yoğun eğitim programları ve heykel çalışması yapılacak.
Hafta içi ve hafta sonları belirli eserlere yönelik gazete sohbetleri ve rehberli geziler yapılacak. Paris Rodin Müzesi’nden gelen uzmanların konuşmaları da simultane çeviriler eşliğinde olacak.
Çocuklar galeriye gelip resimler yapacaklar, görme özürlüler için de, Braille alfabesi ile aynı Picasso Sergisi’de yapıldığı gibi bir kitap hazırlanıyor.
Buna özel turlar da eklenecek. Ayrıca sergi süresince, Rodin’in hayatı ve sanatıyla ilgili kısa belgesel ve uzun olmak üzere seanslı programda 4 ayrı film gösterilecek.
Bu tür dev projelerin, buraya getirilmesinden korunmasına kadar büyük mali destek gerekiyor.
Bu proje de Akbank’ın desteğiyle gerçekleşiyor.
* * *
RODIN Sergisi’nin Türkiye’de heykel sanatına bakışta önemli etkisi olacağı kanısındayım.