Paylaş
Müzik festivallerinin başladığı dönemlerde tekrarladığım bir dileğim vardı.
Edebiyat günlerinin, festivallerinin yapılması. Gerçekten de müzik, tiyatro, film festivallerinde o türün meraklısı bilgisini nasıl artırıyorsa, bu tür festivaller, toplantılar, günler de edebiyat sever için bir şölendir.
Edebiyat festivalinin bir başka sıcak özelliği de, yazarı, şairi yakından tanımaları, onlarla kitapları ve kişilikleri üzerine konuşmalarıdır.
Gençliğimde kaçırmadığım edebiyat matineleri bu yakınlaşmanın eski, güzel örnekleriydi.
Kitabını okuduğunuz birini görmek, onunla tanışmak, şiirini kendi sesinden, kendi tavrıyla dinlemek benim çok hoşuma giderdi.
Behçet Necatgil'in sakin, kesik kesik şiir okuyuşu, Attila İlhan'ın kaşkolünü savurarak Paris'ten yeni gelmiş kadar bizi etkileyen görünüşü, unutulmaz edebiyat matinesi anılarıdır.
Batıyı gittiğimde, yazarların, salonları dolduran edebiyat okurlarına hikayelerini, şiirlerini okumalarını zevkle izlerdim.
Çünkü edebiyat matineleri toplu gösterilerdir, bireysel bir okur ilgisinin odağı değildir.
Oysa batıdaki okuma günleri, tek kişinin okuruyla yakınlık kurmasıdır.
Ben, edebiyatçıların kendi sesinden eserlerini okumalarından ayrı bir haz duyarım. Noktalamadan tonlamaya kadar, yazılanın bir kez de yaşanmışıdır.
Belki sözel toplumun bireyi olarak, yazılının bile sözle ifadesi beni etkiliyor.
* * *
HAZİRAN başında, 2. Ankara Öykü Günleri yapılıyor. Yedi hazirana kadar sürecek günlerde Türk öykücülüğü üzerine çeşitli paneller düzenleniyor.
Demir Özlü'ye onur ödülü verilecek, Türk edebiyatının tanınmış yazarları hakkında tartışmalar yapılacak.
Öykü dünyasının ünlüleri, burada okurlara ve yazarlara o türün inceliklerini aktaracaklar.
Her zaman dediğim gibi, elbette bu günler beni sevindiriyor. Yazarların gündeme gelmesi, onların yazarlıkları üzerine tartışmalar yapılması, eleştirmenlerin onlara yeni bakış açıları getirmeleri güzel.
Ben bu toplantıların bir sonuç vermesini istiyorum.
Dinledikleri öykücülerin kitaplarını almalarını, onları bu toplantılardan edindikleri yeni bilgilerin ışığında okumalarını diliyorum.
Okumayanların okumalarını, okumuş olanların da tekrar okunmalarını bekliyorum.
Fethi Naci, Sait Faik'in Öykücülüğü üazerine bir konferans verecekmiş. O konferansı dinleyenlerin onun Bir Hikayeci Sait Faik, Bir Romancı Yaşar Kemal kitabını okumaları gerekir.
* * *
ÖYKÜ Günleri'ne gelenlerin bir sözü unutmamaları gerekir:
‘‘Söz uçar, yazı kalır.’’
Eğer dinlemekle yetinirlerse sonuç bu olur.
Paylaş