Doğan Hızlan: On parmağında on fırça

2dk okuma






Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

CNR'de açılan Kırtasiye Fuarı'nın son gününe yetiştim.

Daha önce yazsaydın diyenlere cevabım hazır. Zaten orda sergilenenler satılmıyor, ancak bu ayın sonunda yeni ürünleri kırtasiyecilerde bulabilirsiniz.

Dolmakalem tutkunu, e.posta ile aynı sevgide buluştuğumuzu söyleyen okurlarımızın, yeni dolmakalemleri beğeneceklerini umuyorum.

Bir kere kalemlere renk gelmiş.

Şunu unutmayalım ki, bütün pahalı ve ucuz kalemlerde, grip denilen madde sayesinde artık yazmaktan parmağı nasırlandı cümlesini kullanamayacağız.

O da verilen manevi emeğin fiziksel bir simgesiydi.

Dolmakalemciler beni mazur görsün, onların dışında kalanlara da biraz bilgi vereyim.

İyi markalar da şimdiye kadar yaz-at tarzı kalemlerde görülen gel'i kullanmaya başlamışlar.

Bunların başında Parker, Cross geliyor, Faber-Castell uygulamaya daha önce başlamıştı.

Hiç kuşkusuz kırtasiye fuarlarında artık bilgisayar aksesuvarlarına rastlayabilirsiniz. O da kırtasiyenin bir bölümü oldu.

Resim yapan çocuklar için artık tuvali renklendirmek kolaylaşmış.

Ellerinize plastik parmaklık takıyorsunuz, ucunda da fırça var. Her parmağınıza bir tane takıp, her biriyle ayrı renkleri kullanabilirsiniz.

* * *

KURŞUNKALEMLER ise şıkır şıkır, rengárenk.

Çocuklar için mi diye sorduğumda, hayır büroda çalışan büyükler için, dediler.

Haklılar. Gündelik tekdüze çalışma düzeni içinde, hele karanlık kış günlerinde, suni ışık altında, o kalem insanın içine güneş gibi doğar.

Tükenmez ve gel kalemler de aynı biçimde renklenmişler.

Bir standın önünden geçerken, durdum, sahipleriyle konuşmaya daldım.

Deri sumenler yapıyorlar.

Türkiye'de değil yalnızca, yurtdışında da müthiş talep oluyormuş.

Sumen kullanan kaldı mı artık diye düşünebilirsiniz.

Eski devlet dairelerinde, bir takım gizli yazılar sumenin altına atılırdı.

Hatta unutulanlar için, sumen altı edildi, deyimi kullanılırdı.

Hálá kullanılıyormuş.

Masaya ayrı bir ağırlık verir doğrusu.

Bilgisayarla uzlaşır mı?

Neden uzlaşmasın, modern binalarla eski tarihi eserler bir arada yer almıyor mu?

Etiketleri çok severim.

Elbette hálá klasik, dikdörtgen köşeleri kesilmiş etiketleri tercih ederim.

Zamanla her kuşağın etiketi başkalaşmış. Renklenmiş, cıvıl cıvıl olmuş.

* * *

BİR güzel dolmakalem, bir güzel kurşunkalem görmek bile beni mutlu ediyor.

Eminim kırtasiye sevenleri de.

Yazarın Tüm Yazıları