Paylaş
Ödül başlığı: ‘Piyanolu Üçlüler’.
35 yaş altı besteciler katıldı.
CD’nin kitapçığında Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın yarışma üzerine bir sunum yazısı var.
Jüri aşağıdaki adlardan oluşmuştu:
- Besteci – müzikolog – müzik teorisyeni Yalçın Tura
- Besteci Özkan Manav
- Hasan Uçarsu
- Turgay Erdener
- Besteci ve orkestra şefi Oğuzhan Balcı
- Piyanist Gülsin Onay
- Keman sanatçısı Cihat Aşkın
Ödül kazananlar:
- Birinci Ödül: Seyyid Abdullah Cahid Çelikçi – ‘Fil Yılı’.
- İkinci Ödül: Emir Can Pehlivan – ‘Hafız Burhan (Burhaneddin Sesyılmaz)’.
- Üçüncülük Ödülü: Aleksandra Nadin Bolşen ‘Piyanolu Trio İçin Müzik’.
- Mansiyon Ödülü: Yusuf İzzeddin
Mesçi – ‘Fildişi’.
Kazanan besteler Bosphorus Trio tarafından seslendirildi. Trio kimlerden oluşuyordu:
- Özgecan Günöz (keman)
- Çağlayan Çetin (viyolonsel)
- Özgür Ünaldı (piyano)
Jüri üyesi Özkan Manav yarışmaya katılan eserler için ne dedi?
“Bu albümde yer alan eserler Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması’nın beklentisi doğrultusunda, Türkiye’nin geleneksel duyarlığından esinlenmeler, işlemeler ve yansımalarla örülmüş; bununla birlikte birbirinden farklı duyuş ve bakış perspektifleri sunan, ele aldıkları, işledikleri ses gerecine farklı mesafelerden bakan kompozisyonlar.
Her biri kendine özgü bir ses tablosu toplamı olan bu çalışmalar, önceki yarışmalarda olduğu gibi bu kez de nitelikli yorumlarla sunuldu.”
CD’nin kitapçığında, yarışmacıların yaşamı, çalışmaları hakkında bilgi bulabilirsiniz.
Oda müziğinin önemini vurgulamaya sanırım gerek yok.
Aydın Gün’ün görüşünü yinelemeliyim:
“Gerçek müziksever mutlaka oda müziği dinler.” Başka bir açıdan genç bestecilere destek veren yarışmalar, çoksesli müziğin gelişmesinde yararlı girişimlerdir.
CD’yi dinlemenizi salık veririm.
* lilamüzik
MUSİKİDE ÜSLÛP-TAVIR
HÜLYA Atacan Yeşilaltay, Türk müziğindeki Üslûp–Tavır’ı, anılar ve röportajlarla işliyor.
Yazar, eşinin yıllarca dinlediği müzisyenlerin çalışmalarını bu iki özellik eşliğinde değerlendiriyor.
Bölüm 1 – Anılar
Müzisyenler bestekâr Emin Ongan’ı anlatıyor.
- İnci Çayırlı
- Alâeddin Pakyüz
- Şeref Çakar
- Oğlu Tanju Ongan babasını anlatıyor.
Bölüm 2 – Röportajlar
- Fikret Karakaya
- Metin Özşamlı
- Sedat Öztoprak
Bölüm 4.
Örneklerle bu iki kavramı anlatıyor, uygulamadan verdiği örnekler birçok genç sanatçı için yararlı bilgiler.
Hangi besteler örnek gösterilmiş.
Bestelerin notaları da bu yorumda yerini alıyor.
Bu bestelerin nasıl okunacağı irdeleniyor, yalnız icracı için değil, iyi müzik dinleyicileri için de bu bilgi gerekir.
Yeşilaltay, müzik dünyasından, icracılardan örnekler vererek, klasik üslubun niteliğinin kurallarını sıralıyor.
Türk müziği dinleyicileri, bu bilgilerle müzik tarihimizde üslup ve tavır konusunda bilgi sahibi olurlar, bu bilgiler ışığında dinlerler.
Bence müzik tarihimiz konusunda da tartışılacak birçok saptamayı da bu kitapta okuyabilirsiniz.
Ankara Radyosu göz önünde bulundurularak, kitapta yer alan Cahit Beğenç’in görüşünü alıntıladım:
“Okuyucunun sesi güzel ve radyofonik mi? Tek başına küme halinde, fasılda usul vurarak okuyabiliyor mu? Notaya ne derecede vâkıf? Çok şarkı biliyor mu? Türk müziğinin icrasında yerleşmiş olan klasik üslûba uygun okuyuşu var mı? Jüri heyeti imtihanı bu esasa göre yapıyordu?”
Kitabın son bölümünde, Emin Ongan’ın az okunan veya gün yüzüne çıkmamış eserlerinin notaları bulunuyor.
Yeşilaltay’ın kitabından hem Türk müziğinin sorunlarını hem de iyi besteci Emin Ongan’ı bütün yönleriyle tanıyacaksınız.
* Cinius Yayınları
Paylaş