Paylaş
Ben ödüllerin yararına inanırım. Kimi ödüller ustalara verilir, kimileri de yeni adları tanımamızı sağlar. Fakir Baykurt Öykü Ödülü’nü kazanan Ayşe Dündar’ın ‘Gökbilimcinin Salyangozu’ kitabını okurken ödüllerin işlevine yeniden şahit oldum. Ayşe Dündar eczacı. Edebiyata adanmışlığıysa kitaptaki biyografisinde şöyle anlatılıyor: “Yaşar Kemal’in Anadolu efsanelerine, Marquez’in gündelik yaşamdan çekip çıkardığı büyüleyici karakterlere, Virginia Woolf’un anlatım diliyle bütünleşen cesaretine hayran kalmaktan alamadı kendini. Sonunda yazmaya başladı.”
Bu üç adın da öykülerinde izi var. Gerçekler, tanıklıklar, bilinçaltı müdahaleleri, bilindik adlardan üretilen fantastik saptamalar... Ünlü bir adın izini sürerken bir bakıyorsunuz dünden bugüne adım atmışsınız. Elbet iletecekleri var. Ünlü adların çağrışımları yavan bir alıntının serüvenine alet edilmiyor. ‘Sıfır ve Köpek’te bunu görüyoruz: “Hah işte aradığımızı bulduk sonunda. İyice bakın siz de gördünüz değil mi? Ali bu Sabahattin Ali bu. Bulundu nihayet, kaçarken öldürmüşler belli ki!”
Akgün Akova bakın ödül kazanan kitap için ne diyor? “Ayşe Dündar kalemini kullanarak bir değirmenden sekiz rüzgâr çıkarmayı başarıyor. Rüzgârların yaralarını sayfalara saran bir gökyüzü hemşiresi gibi...”
SANATIN BÜYÜK USTALARINI TANIYIN
İstanbul’daki özel müzelerde birçok sergi açılıyor. Resim sanatının ustalarının eserlerini görüyoruz. Kataloglarını ediniyoruz. Kitaplığınızın bir rafını sanat kitaplarına ayırınız.
‘Sanatın Büyük Ustaları Dizisi’nin 15’inci kitabı olarak Degas çıktı. Dizide daha önce yayımlananlar arasında Michelangelo, Leonardo da Vinci, Modigliani, Rembrandt gibi ünlü ressamlar var.
Edgar Degas’nın hayatı ve eserleri hakkında genel bilginin yanı sıra kitapta yer alan her resmin öyküsü de sunuluyor.
Sanat ve siyaset ilişkisi daima tartışılır. Emile Zola’nın edebiyat tarihine geçen ‘Suçluyorum’ yazısı Dreyfus’u savunan bir belgedir. Birçok ressam o yazıyı desteklerken Degas, antisemitizmiyle dikkat çekti. Bu tavrı onu sanat çevresinde yalnızlaştırdı.
Paylaş