Paylaş
“Değerli Kardeşim,
Dün ve bugünkü yazılarınızla ilgili iki noktada izninizle ve özür dileyerek size bilgi sunmak istiyorum.
‘Hem sevindim hem üzüldüm’ başlıklı yazınızda Cemal Süreya’nın doğumunu 1938 olarak yazıyorsunuz. Cemal’le 1955 yılından ölümüne dek arkadaşlığımız sürdü. Şu anda Turgut Çeviker’de emanet, basılmayı bekleyen, 1950, 60, 70, 80’li yıllarda yaşanan edebiyatımızla ve Cemal’in sorunlarıyla ilgili 35 ilginç mektup var.
1958’de Nazilli ilçesinde Demirci Mehmet Efe vârislerinin defterlerini inceliyordu. Üç günlüğüne Dinar’a geldi konuğum oldu, tüm yaşamını dinledim. Ben 1931 doğumluyum, Cemal de 1931 doğumlu olduğunu söylemişti. 1938 tarihi yedi yaşındayken onun Pülümür’den ayrıldığı tarih olmalı. Notlarımı kurcalasam kesinleştiririm. Zühal (Tekkanat) Hanım bu tarihleri en iyi bilen olmalı. Dünya Kitapları’nda yayımlanan ‘Benim Sevgili Taşram’ kitabımda Cemal’le ilgili çok sayfalı yazım var.
‘Sanatçı dostlukları kalıcı mıdır?’ başlıklı bugünkü yazınız da çok faydalı. Elbette eksikler var. Örneğin Tarık Dursun K. ile benim dostluğum gibi -aralıksız- 60 yılı aşanlar da var mı acaba? (...) Tarık ile 60 yılın içinde İzmir’de, Ankara’da, İstanbul’da yıllar yılı buluştuk, eşi rahmetli Nermin Hanım Galatasaray Lisesi’nde okuyan oğlumun velisiydi. Ailece konuşurduk. Sonraki yıllarda da buluşmalar, dostluk sürdü. Çok yıllardır da hemen her hafta ya da on beş günde bir birbirimizi telefonla arar önce hastalıklarımızdan sonra edebiyattan söz ederiz. Ahmed Arif’le de 1955’ten ölümüne dek arkadaşlığımız sürmüştü. Elliden çok ‘bomba’ mektubu yine Turgut Çeviker’de bekliyor.
İşte böyle... Saygı ve sevgiler sunarım kardeşim.”
Nedret Gürcan
* * *
TURGUT ÇEVİKER’den bir ricam var, tez elden bu mektupları yayınlamalı. Yalnız edebiyat tarihi açısından değil, kişisel ilişkiler için de belgesel değeri var.
Bazı mektupları, Çeviker, dergisinde yayımlamıştı. Hatta Cemal Süreya’nın birkaç mektubunun taranmış halini bana verdi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan Cemal Süreya kitabıma aldım.
Nedret Gürcan, Dinar’da Şairler Yaprağı adlı dönemin önemli dergilerinden birini çıkarırdı. Gürcan, aşağıda adını yazacağım önemli edebiyatçıların mektuplarını Turgut Çeviker’e vermiş: Âşık Veysel, Sabri Altınel, Ahmed Arif, Arif Nihat Asya, Ayhan Baran, Fakir Baykurt, İlhan Berk, Kemal Bilbaşar, Hüsamettin Bozok, Muzaffer Buyrukçu, Necati Cumalı, Bülent Ecevit, Ferit Edgü, Metin Eloğlu, Orhan Şaik Gökyay, Talât Sait Halman, Attilâ İlhan, Şahap Sıtkı İlter, Özdemir İnce, Feyyaz Kayacan, Samim Kocagöz, Mahmut Makal, A. Kadir, Yaşar Nabi Nayır, Aziz Nesin, Özdemir Nutku, Mücap Ofluoğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan, Ahmet Oktay, Kemal Özer, Oktay Rifat, Suat Taşer, Naim Tirali.
Şairler Yaprağı, dört yıl yayımlandı, aşağı yukarı kırk sayı çıktı (36-37).
Ahmed Arif’in bir şiiri yüzünden kapandı. O zamanın klişe suçlamasıyla, Nedret Gürcan’a komünist demişler. O zaman emniyetin yetkili mevkisinde bulunan Âlim Şerif Onaran ve kaymakamın yardımıyla, Gürcan şu hayli ilginç gerekçeyle kovuşturmadan kurtulmuş. “Dinar’ın vergi rekortmeni bir ailesinin çocuğu komünist olamaz.”
* * *
YAYINEVİ yöneticilerinin, genel yayın yönetmenlerinin bu mektuplarla ilgileneceğinden kuşkum yok.
Paylaş