Paylaş
Kitabın başında Murat Yalçıntaş’ın bir sunumu yer alıyor.
İsmail Şen’in Nutuk hakkındaki yazısı, okuru bilgilendiriyor: “Nutuk, tartışmasız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu, kurucusunun dilinden ve tüm yönleriyle anlatan en önemli eserdir. Bu eser, TBMM’de düzenlenen CHP II. Kongresi’nden hemen sonra Osmanlıca yapılmıştı. Dolayısıyla Nutuk’u tıpkı, okunup kitaplaştırıldığı ilk dönemdeki aslına uygun ve karşılaştırma yapılmasını sağlayacak bir şekilde yayınlanması da son derece önemli ve anlamlı... Önemli, çünkü Atatürk’ün birçok mücadele ve zorluklar altında bağımsızlığa giden yolu açtığı süreçte gelişen olayları ve yaşadıklarını, o günün şartlarıyla anlamamızı sağlıyor. Anlamlı; çünkü, bizim görebildiğimiz kadarıyla Nutuk’un “tıpkıbasım-çevrimyazı” şeklinde yayını ilk defa gerçekleştiriliyor.”
Nutuk’un yayınlanma tarihi 1927. İlk baskısı eski yazıyla çıktı. Yazı devrimi 1928’de yapıldı.
İTO’nun kitabında hem eski yazılı, hem bugünün alfabesine aktarılmış metinleri yer alıyor.
İkisinin bir arada yayınlanması özgün metinleri okumak isteyenler için önemli.
Hazırlayanlar: Şefik Memiş, İsmail Şen; Akademik Danışman: Doç. Dr. Erhan Afyoncu - Yrd. Doç. Dr. Recep Ahıshalı.
Nutuk, Sabahattin Selek’in kitabına verdiği adla Anadolu İhtilali’nin niteliğini bize birinci elden anlatan, cumhuriyet tarihinin, siyasi tarihimizin çok önemli
belgesidir. Onu okumayanın Atatürk’ü de, cumhuriyeti de anlaması imkânsızdır. 1918’den 1927’ye kadar geçen Kuvayı Milliye Dönemi, TBMM Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi olarak üç bölüme ayırabiliriz Nutuk’u. Kurtuluş Savaşı’nın aşamalarını, katılanları, ihanet edenleri, bilerek ya da bilmeyerek hareketi önleyenleri buradan öğrenebilirsiniz.
Burada adı geçenlerin kendi yazdıkları ya da hakkında yazdıkları kitapları okumadan önce, tarafsız yargıya varabilmek için, ilk okuyacağınız kaynak Nutuk olmalıdır.
Elbet Nutuk, hem bir saptama, hem bir savunma, hem de bir devrimin tarihçesidir.
Onu okuyun, değerlendirin. Atatürk’ün insanüstü çabasını, bir satranççı gibi uzağı gören dehasını algılayın.
Bizim gibi ülkelerde zaman zaman, tartışmaları doğru bir zemine oturtmak için birtakım temel kitapları okumak gerekir. Nutuk bu özellikleri içerir.
İki unsur bir aradadır: Hem hesap sorma, hem hesap verme. Birlikte kazandıkları zaferde herkesin hissesi adil bir oranda bu kitapta dağıtılır. Çalışmanın, tartışmanın, eleştirinin bu kitabı okumakla başlaması gerekir. Üslubunu, temposunu çok severim.
Kitabın içine haritalar da konulmuş, bir yüzü eski yazıyla bir yüzü de bugünkü yazıyla.
* * *
BU kitabın yayınlanması bitmeyen bir tartışmayı gene gündeme getiriyor.
Metinlerin özgün dilinden okunması meselesini. Çünkü yazar, meramını, amacını, yaptıklarını anlatabilmek için bu kelimeleri seçmiştir.
Bugünkü Türkçeye, dile aktarılırken, anlam kaybına uğrar metin.
Hele böyle bir tarihi metni, bir başkasının üslubundan okumanın aynı etkiyi uyandıracağından şüpheliyim. Edebiyat metinleri için geçerli olan bu ikircikli durum tarihi bir belge için çok daha fazla önem kazanmaktadır.
Böyle önemli bir belgenin de bütün kuşaklar tarafından okunması için de başka çözüm yoktur.
* * *
ÖZGÜN dilde Nutuk’u okumak için çaba harcayınız. Sık sık sözlüğe bakmaktan üşenmeyin.
Kitaplığımın değerli kitaplarından birini kazandırdı bana İTO. Yalnız sınırlı sayıda ve özel mahfazasında yayınlanan Nutuk’un, bir de herkesin edinebileceği bir edisyonunun yapılmasını istemek sanırım sınırı aşmak olmayacaktır.
Paylaş