Paylaş
M. Fatih Andı
Hicabi Kırlangıç
Turan Karataş
Ahmet Murat Özel
Necip Tosun.
Ödül kazananlar:
Şiir: İhsan Deniz
Hikâye – Roman: Sevinç Çokum
Fikir – Araştırma: Ekrem Demirli
İlk Eserler: Zeynep Arkan
İlk Eserler: Mahmut Coşkun
Uluslararası Kültür Sanat: Taha Abdurrahman
Saygı Ödülü: Cahit Koytak
ÇEVİRİ ATÖLYESİNE BÜYÜK İLGİ
İYİ yazar ve iyi çevirmen Yiğit Bener’in yönettiği Fransız Kültür Merkezi’nin düzenlediği çeviri atölyesine 1.200 kişi kayıt oldu. İlki geçen cuma gerçekleştirilen ‘Masterclass’a katılan 500 kişi zoom kapasitesini doldurdu. İki saat süren çalışmanın son 45 dakikası, ‘Çeviri nedir’ sorusunun sunumuna ayrılmıştı.
Bazı yanıtları yazıma aldım:
Önce rahmetli Ahmet Cemal’in tanımını hatırlatmış Yiğit Bener:
“Çeviri, başkasının kafasından ve kaleminden çıkma olanları, üstelik o başkasının anlatım özelliklerine olabildiğince bağlı kalarak, kendi dilinde yeniden yazmaktır.”
Bener’in tanımı ise şöyle:
“Çeviri, asıl değeri varlığında değil, yokluğunda anlaşılan... Ancak kendini belli etmemeyi başardığında amacına ulaşan bir sanat dalıdır. Onsuz anlayamadıklarımızı anlayabileceğimiz hale dönüştürmeye yarar.
Bu anlamda edebi çeviri de tıpkı eleştiri, deneme gibi bir edebiyat türüdür, yani çeviri metin başkalarının eserlerinden yola çıkarak üretilen bir edebi metindir.
Çeviri olmasaydı, dış dünyada olup biteni yabancı dil bilen bir azınlık izleyebilirdi... Ve kendi sözünü dış dünyaya sadece yabancı dil bilen bir azınlık iletebilirdi. Ki onlar bile (tüm dilleri bilemeyeceklerine göre) sadece dilini bildikleri az sayıda insanla iletişim kurabileceklerdi. Dolayısıyla çeviri, demokrasi için vazgeçilemez bir toplumsal hizmettir.
Çevirmen ise, yeteneğini, bilgi ve becerisini başkalarının ifadesinin hizmetine sunan özverili bir emekçidir. Hem sözünü çevirdiği kişiye hem de çeviri yaptığı topluma karşı sorumludur. Çevireceği içeriğin kendine ait olmadığını, emanet olduğunu bilir... Ama çevirirken aktardıklarına kendi sözüymüşçesine özen gösterir.”
Sanırım iyi bir çevirmen, çevirinin altın kurallarını bize anımsatıyor.
Çevirinin dünya kültürünün oluşmasında ne kadar etkili olduğunu, çeviri tarihi bize öğretir.
Cumhuriyet’in kültür girişimleri içinde çeviri önemli rol oynar.
Tercüme Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın çeviri hareketi bir kuşağın bilgilenmesinde büyük etki taşır.
O girişim iki kişinin adıyla bugün yaşatılmaktadır.
Türkiye İş Bankası Yayınları Hasan Âli Yücel Dizisi, Yapı Kredi Yayınları da Kâzım Taşkent dizisiyle bu anlayışı sürdürmektedirler.
Hiç kuşkusuz çeviri ödüllerinin de çevirmenlerin artmasında önemini belirtmeliyim.
FAKİR BAYKURT BURSA’DA ANILIYOR
BURSA Nilüfer Kütüphanesi’nde 11–12 Aralık günlerinde, ‘Bozkırın Rengini Değiştiren Yazar’ başlıklı ‘Fakir Baykurt Sempozyumu’ düzenleniyor.
Gerçekçi edebiyatın ustalarından Fakir Baykurt’un gerek Türkiye’de gerek Almanya’da yaşarken yazdıkları, edebiyatla hayatımızın, eğitimimizin, siyasetimizin kesiştiği noktadaki tanıklık belgeleridir.
Yalnız Türk edebiyatını değil, Türkiye’nin insan haritasını öğrenmek için Fakir Baykurt’u, Köy Enstitülüler kuşağını okumak şarttır.
Nilüfer Belediyesi, müzesiyle, kütüphanesiyle yerel yönetimlerin kültüre katkısının iyi bir örneği.
Sempozyum Programı’ndan notlar:
Sempozyumun açılış konuşmaları: Şafak Baba Pala (Kütüphane Müdürü), Işık Baykurt (Aile adına-Kızı), Turgay Erdem (Belediye Başkanı), Ayla Kutlu (Açılış Konuşması).
Kapanış Konuşması: Kemal Varol.
*
EDEBİYAT devam ediyor.
Paylaş