İyi şair Behçet Necatigil’in şiiri üzerine yapılmış çalışmalar, onun şiirinin derinliğini keşfetmekte her zaman yarar sağlar.
Kimi yazılar onun civarında dolaşıyor, kimi yazılar da onun şiirini doğru algılayıp okura yeni yaklaşımlar kazandırıyor. Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi’nce düzenlenen sempozyum kitap halinde yayımlandı. Adı; Asfalt ovalarda yürüyen abdal: Behçet Necatigil. Necatigil’in şiirinin çok yönlü yapısı, değişik disiplinler aracılığıyla incelenebilecek zengin malzemeyi barındırır içinde. Çok katmanlıdır Necatigil şiiri. Ayrıca her kuşak, onun şiirinde yeni, özgün nitelikler bulur. Çünkü her yeni çalışma, onun şiirimizdeki yerinin, okunma, yarına kalma gerekçesinin önemli ögelerini ortaya koyar. Sempozyumdaki konuşmaların bir bölümü, Necatigil şiirini okuyanlar, bilenler için bile yenilikler içeriyor. Sempozyumdaki bazı önemli yazılardan seçmeleri yazıma alacağım. Hiç kuşkusuz eleştirel eklemeleri yaparak. Merkez Başkanı Talât S. Halman, onun hakkındaki incelemelerin cılızlığından yakınıyor: “Türk eleştirmenleri, Necatigil hakkında cılız değerlendirmelerle yetindiler. Olağanüstü şairliğinin hakkı verilemedi. Çevirilerindeki pürüzlerin farkına varılmadı. Radyofonik piyeslerinin gücü yeterince incelenmedi. Eleştirmenliğimiz, birkaç istisna bir yana, edebî ürünler yanında hep zavallı kalıyor demek yanlış olmaz.” Önce Necatigil’in Abdal şiirini okuyalım, sonra değerlendirmeleri ele alalım.
“ABDAL
Yürür asfalt ovalarda abdal. Vitrinlerin düşen kepenklerinde Hep hüzün çeşmeleri: lambalar.
Yüzer gibi önce bir tulum yavaşça Yanaşır kıyılarımıza eski diclelerden Ve fırlar bir bedevî, dalar çadırımıza.
Nerde bu leylâ, aslı nerde? Çıkartmalar, yağma ve leylâ! Vurur ferhat dağlarına abdal -- Bir fener olacak ileride bir yerde.
Sığ sulara dönen yorgun gemiler Yangın ve tütün içinde arar da Görmez geçer sönmüş eski feneri -- Bir ses çınlar karanlıkta: Kayalar!
Ateşin daha yeni bulunduğu çağlarda Yine böyle yanardı bu lambalar, Sonra asfalt ovalarda Akan seller ve abdal.”
Mehmet Kalpaklı’nın “Bir Çağ Günümüze”: Necatigil ve Divan Şiiri yazısı, geleneğin şiirindeki izdüşümünü inceliyor. İyi bir Behçet Necatigil okurunun mutlaka bu yazıyı okuması gerekir. Kalpaklı, onun ekseninde edebiyat dünyamızdaki geleneğin bilgisizlikten doğan eksik algılanmasına da değiniyor: “Behçet Necatigil özellikle, aldığı Türk dili ve edebiyatı eğitimi ile geleneksel şiiri öğrenme imkânı bulmuştu ve şair Necatigil o dışlanan, yok sayılan edebiyat geleneğinde birtakım yeni imkânlar keşfetti. Modern şiirin Batı’da Hıristiyan ve Yunan mitoslarından yararlandığını bilen Necatigil, divan şiirini ve eski kültürü zengin bir şiir hazinesi olarak gördü. Necatigil şiirinde gelenekten gelen motifler, modern tarzda döşenmiş bir zengin evindeki şark köşesi gibi iğreti durmaz. O, şiiriyle geleneksel olanı devam ettirmekle birlikte, bunu sağlam bir duyarlılıkla, bilinçli ve bilgili olarak yaptığından, geleneğin motifleri şiirin modern olan genel bağlamı içinde sindirilmiştir. Bu yüzden eski şiiri bilmeyen modern bir şiir okuru da Necatigil’in şiirinden zevk duyabilir. Ancak, o şiir okuru Necatigil’in ideal okuru olmayacaktır.”
Hilmi Yavuz, Necatigil’in “KTL” Şiirini Bir Modern Muamma Olarak Okuma Denemesi’nde şairin, deneyci yanına değiniyor: “Necatigil’in deneyci bir şair olduğunu biliyoruz. Kareler Aklar’ın da tanıklık ettiği gibi, Necatigil, Türk şiirinin en atılgan, gözü pek, ama o kertede de gösterişsiz dönüşümlerini ya da şiirsel kopmalarını gerçekleştirmiş bir şair olarak da bu bağlamda bir deneye girmiş olabilir. Ama bu şiir, Necatigil’in okura bir oyunudur ve bu oyunun geleneksel divan şiiri terminolojisindeki karşılığı, “ta’miye” ya da daha çok bilinen anlamıyla “muamma”dır.”
Mustafa Şerif Onaran’ın Tanıdığım Behçet Necatigil, Yaşamanın İçindeki Şiiri, Şiire Bakışı yazısında şiiri için söylediklerine katılıyorum: “Her ne kadar Sabit Kemal Bayıldıran ile Can Bahadır Yüce arkadaşlarımız onu gizemci bir şair olarak tanıtsalar da, çağdaş gizemcilik anlayışı içinde bile bu görüşü paylaşmak kolay değil. Yaşadığımız dünyada, içinde bulunduğumuz koşullarda bizi etkileyen öyle şaşırtıcı ayrıntılar var ki, bunlar karşısında bir iç terbiyesinden geçip insanın kendisini iyileştirmesinin çok değişik anlamları vardır. Buradaki iyileşmeyi gizemci bir anlayışla yorumlamak doğru olmaz.”
Necatigil üzerine konuşmaları okuyun, umarım bazıları sizi yeniden okumaya çeker. (Asfalt ovalarda yürüyen abdal: Behçet Necatigil, Hazırlayan: Gökhan Tunç, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ William S. Burroughs / Çıplak Şölen / Versus Kitap Şen Sahir Sılan / Kanatları Benzeyen Kuşlar / YKY Lukas Barfuss / Yüz Gün / Metis Selim Yalçıner / Vakıf / Özgür Yayınları Doç. Dr. Şakir Batmaz / OSmanlı Bahriyesi / Yitik Hazine