Paylaş
29 yaşındaki Litvanyalı müzisyen Mirga Grazinyte-Tyla, ünlü Birmingham Senfoni Orkestrası’nın (City of Birmingham Symphony Orchestra) şefliğine getirildi.
Müzikteki erkek egemenliği son bulacak gibi.
Hatta bir müzik dergisi, orkestralar kadınlaşıyor mu sorusunu sormuştu.
Bunun cevabı belliydi, İngiltere’de bir gençlik orkestrasının 168 kişilik kadrosunun 96’sı kadındı.
Ya konservatuvarların durumu? Öğrencilerin yüzde 52.8’i kadın.
Gramophone(1) son sayısında bu konuyu kapak yapmış.
Yazı da şu:
“Maestro Mirga!”
İçerideki dosyanın başlığı da “Büyük Umutlar”.
YouTube’da Los Angeles Filarmoni’yi yönetirken beden dilini izledim.
Şefle konuşmaya giden yazar, sade giyiminden, konuşurken ellerini bir koreografi düzeninde kullandığından söz ediyor.
Bütün ailesi müzisyen. Müzik yeteneği ailenin özelliği. Babası küçük yaşlarda onu şarkı yarışmasına götürüyormuş, elbette kazanıyormuş.
Sovyetler’den sonra Litvanya’nın özgürlüğe geçiş döneminde yaşadıklarını unutmuyor.
Ulusal müzikle, icra ile özgürlük arasındaki bağlantıya değiniyor konuşmasında.
İngilizce üçüncü ya da dördüncü dili.
Kendi ülkesinin bestecilerini unutmuyor, onları da çaldıracak.
Şimdi erkek müzikçiler, kadın müzikçilere karşı maçoluk taslamaktan vazgeçtiler.
Marin Alsop, Baltimore’da orkestranın şefliğini üstlenip batonu sallayınca, müzikçiler bir angaryayı yerine getiriyorlarmış gibi çalmışlar.
Çünkü demişler, biz Yuri Temirkanov’u bekliyorduk. Yavaş yavaş alışmışlar.
* * *
KADIN müzisyene tepkinin en bilineni klarnetçi Sabine Meyer’dir.
Herbert von Karajan, Berlin Filarmoni’ye Sabine Meyer’i almak istiyor. İsyan çıkıyor, ünlü orkestra şefi de Berlin Filarmoni’den ayrılıp Viyana Filarmoni’ye geçiyor.
Sabine Meyer’ı İstanbul’da dinledik.
Erkek müzisyenlerin gerekçesi çok sudan...
Kadının öylesine yoğun ev işleri vardır ki, orkestraya vakit ayıramaz. Daha da küçültücü bir iddia var, madeni nefesli sazlara kadının gücü yetmez. Hele enstrüman trombonsa...
Bence maço erkekler maço orkestra şeflerini arıyorlar, ellerindeki batonu sopa gibi kullanan, despot eski şefleri.
Oysa müzik dünyasının çoğu aynı yargıyı seslendiriyor:
“Despot maestrolar dönemi bitti.”
Yıllar önce, yüzyıllık festivallerinden birinde şeflik yapan Marin Alsop, 119 yıldan sonra ilk kadın şef unvanını kazanmıştı. Dergiler ve gazeteler de onun için “First Lady” sözünü kullanmıştı.
Kadın şeflerin yükselişi tek cümleyle özetleniyor:
“Maestro öldü, yaşasın maestri.”
Kadın şefler sayesinde, erkekler arası kaba muhabbet de bir incelik kazanmış. Uygar ilişkileri orkestralara kadın şefler getirmiş.
Bizde durum nasıl?
Üç kadın şefin adını verebiliriz:
İnci Özdil, Sera Tokay, Mehpare Karamenderes. Nisan Ak da halen şef olmak için eğitimini sürdürüyor.
Bir zamanlar da opera orkestrasını Carmen Moral yönetmiş.
Tanınmış orkestrna şefi Adrian Boult, bir kayıttan sonra, orkestraya dönüp bakın ne demiş:
“Centilmenler sizlere teşekkür etmek istiyorum, centilmenler derken bunun içine harpçı hanımefendi de dahildir.”
* * *
YENİ şefin başarılı olmasını dilerim. Çünkü başarılı olursa, podyumlarda eli batonlu kadın şefler artacaktır.
(1) BBC Music, Maestro Mirga!, August 2016.
Paylaş