Paylaş
Vergi müfettişleri meslektaşları iki iyi şairi de unutmadı.
Yaklaşık 500 davetlinin katıldığı etkinlikte Sunay Akın, Hakan Gerçek, Saadettin Acar, Mehmet Ali Işık konuştu.
Sunuculuğu Bloomberg HT radyo programcısı ve yöneticisi Süheyla Yılmaz yaptı.
Etkinlik kapsamında düzenlenen şiir yarışmasına 47 kişi 117 şiirle başvurdu.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversiteleri öğretim görevlileri Osman Kürşat Yorgancı, Mustafa Özgün Harmankaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı Başmüfettişi Bilal Bakır’ın jüri üyesi olduğu yarışmaya katılan herkese ücretsiz bir yıllık Varlık dergisi aboneliği hediye edilirken ilk 3’e giren şiirler de Varlık dergisinin Kasım sayısında yayımlanma hakkıyla ödüllendirildi.
Yarışmanın birincisi Mustafa Sefa tarafından kaleme alınan ‘İstisna’ şiiri olurken, ikici Abdülsamet Taş’ın yazdığı ‘Yılan Bahçesinde Gül Koklamak’ şiiri seçildi.
Üçüncülük ödülü ise üç ayrı şiire verildi.
Bunlar Recep Akay’ın ‘Karanfil’ şiiri, Caner Osmanoğlu’nun ‘Masallar Âlemi’ şiiri ve Abdülsamet Taş’ın ‘Nereden Bilebilirdim’ şiiri oldu.
Vergi Müfettişleri Derneği Genel Başkanı Ahmet Halis Başli açılış konuşmasını yaptı.
Konuşmasında derneğin beş bini aşkın üyesinin olduğunu ve sivil bir organizasyon olduklarını belirtti. Hedeflerinin kültür sanat faaliyetleri düzenlemek olduğunu anlattı.
Konuşmalardan notlar:
Sunay Akın konuşmasında Cemal Süreya ile tanıştığı gün olan 7 Mart 1985’i hiç unutmadığını belirtti.
Akın bir anısını anlattı:
“Sezai Karakoç, Maliye binasında masalarının karşılıklı olduğunu söylemişti.”
Hakan Gerçek düşüncesini şöyle özetledi:
“Cemal Süreya’ya karşı tespitim, onun bir deha oluşudur.” Gerçek, Cemal Süreya’nın şiirlerini sahneye de taşıdıklarını anlattı.
Saadettin Acar ise Karakoç’a yaklaşımını şöyle özetledi:
“Sezai Karakoç modern şiirin kurucusudur.”
Mehmet Ali Işık’a göre Cemal Süreya gençlere çok değer verirdi.
G G G
CEMAL SÜREYA çok yakın dostumdu. Hayatının her evresinde dostluğumuz sürdü. Yönettiğim dergilerde şiirlerini de yazılarını da yayımladım.
İyi bir şairin şiirinin, hayatının içinden geçtiğini yazdıklarıyla kanıtladı.
Hiç kuşkusuz İkinci Yeni’nin içinde toplumsal tavrı da şiirine koydu.
İnsan tasvirindeki ustalığını ‘99 Yüz’de ortaya koydu. İroninin bir zekâ ürünü olduğunu onu okuyanlar bilir.
Müfettişlik dönemi anıları kişisel tavrının da bir yanını özetler.
Meslek kuruluşlarının anma günleri yapması desteklediğim bir davranıştır. Davetli olduğum bu toplantıya gidemediğim için üzüldüm.
Derneği bu tavrından ötürü kutlarım.
Diğer meslek kuruluşlarının da bu tür anma günleri düzenlenmesi gerekir.
Bu dileğim yalnız sanat, edebiyat dünyası için değil, bilim dünyası için de geçerlidir.
Alanında önemli işler başarmış birçok kişiyi biz ancak böyle tanırız.
Edebiyatçıların, sanatçıların yaşadıkları yerlerde anılmalarının ayrı bir önemi vardır. Yuvarlak yıllar kaçırılmayacak fırsatlardır.
Bu tür programlar, anılan ismin eserlerinin yeniden okunmasını sağlayacaktır.
Paylaş