Paylaş
Anma davetiyesinin başlığını okuyalım:
“Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği Etkinliği-Mehmet Seyda’yı Anma Günü. Hatay Restaurant. (*)
Anma programı şöyle:
Saat 15.00’te Göztepe Sahrayıcedid Mezarlığı’ndaki mezarı başında tören.
Daha sonra saat 16.00’da Hatay Restaurant’ta konuşmalar gerçekleştirilecek.
Açılışı Aslı Durak yapacak.
Şeyma Ertun’un yöneteceği toplantıda, konuşmacılar Adnan Binyazar, Adnan Özyılçıner, Burhan Günel, Celâl Özcan, Ertan Mısırlı, Zuhal Tekkanat’tan oluşuyor.
Mehmet Seyda, Türk edebiyatında öyküleri ve romanlarıyla iz bırakmış bir addır.
Birçok ödül kazanmıştır.
Ne yazık ki çalakalem hazırlanan birçok öykü antolojisinde unutulmuştur.
Oysa Mehmet Seyda’sız bir öykü antolojisi her zaman eksiktir.
Bu konuda özellikle adını anmak istediğim, hazırladığı öykü antolojisinde onun öykülerine yer veren Mehmet Hengirmen’dir.
Onun hazırladığı Edebiyat Dostları kitabından onlarca sayfa alıntı yapıp, kaynakçalarında uzun bir listeyi Seyda’nın oluşturmasına rağmen, öykü bahsinde
adını anmayan edebiyat tarihçileri bile var ne yazık ki!
Mehmet Seyda’nın iki öykü seçmesine de önsöz yazdım.
Birini Altın Kitaplar Yayınevi yayımladı, seçmelerin adı Kapatma idi.
İkinci önsözü Dünya Yayınları için yazmıştım, basılmadı, yeni mevsimde onu okuyabileceksiniz ümidindeyim.
Dostluğunu severdim, sürekli yazan, edebiyatı yirmi dört saat yaşayan bir yazardı.
Başkalarının da okunması, tanınması için çaba gösteren biriydi.
Bir Gün Büyüyeceksin romanıyla birincilik ödülünü kazanmıştı.
Yeni bir dergi çıkarmak için Kâzım Taşkent ile buluşmaya gittiğinde, yarışmanın seçiciler kurulu üyesi Tahir Alangu’yu, Demir Özlü’yü, beni de toplantıya götürmüştü. Birlikte bir dergi çıkaralım diye.
* * *
EDEBİYAT DOSTLARI, hâlâ alanının aşılmamış örneği olarak duruyor, herkes ondan yararlanıyor, ona başvuruyor. Çünkü bir öykücü ustalığıyla, eleştirmenin, yazarın hem kişiliğini yansıtmış hem portresini çizmiş hem de edebiyat ortamındaki yerini, konumunu saptamıştı.
Edebiyat tarihi, eleştiri tarihi üzerine hangi kitabı okusam, mutlaka o kitabın adı geçer.
Eğer edebiyat tarihinin bir süreklilik ve birbirine halkalanmış özelliğini kabul ediyorsak, ki etmeliyiz, Sait Faik Abasıyanık çizgisini sürdüren, onu geliştiren, aynı okuma lezzetini veren kişinin Mehmet Seyda olduğunu belirtmeliyim.
Benim edebi bellek antolojimde ondan birçok öykü adı yer alır.
Bildiğimiz, sık rastladığımız tipleri anlatmak, edebiyata getirmek zordur.
Çünkü o öyküleri okuduktan sonra, bildiğimizi, tanıdığımızı sandığımız kişileri ancak bize iyi bir yazar tanıtabilirmiş yargısına varırız, işte Mehmet Seyda böyle bir yazardır.
Yalın gerçekçilik tanımı, onun yazı tekniğini özetleyebilir.
Trajedi dönemi öldü, ama dram dünya var oldukça herkesin hayatına sızacaktır.
Seyda, günlük yıkılmışlıkları, kırılganlıkları, yaşamın temposu içinde çözmeye çabaladığımız, çoğu zaman da çözemediğimiz sorunları ustaca yazmıştır.
İyi bir edebiyat okuru mutlaka Beyaz Duvar’ı, Evimin Erkeği’ni, Garnizonda Bir Olay’ı anımsar. Beğendiklerim listesi uzayabilir.
Öykücülüğünün yaratıcı sürecini bir konuşmasında özetlemiş:
“Can yaktığımız için, canımızı yaktıkları için, çeşitli nedenlerle yürek acısı çektiğimiz için, sevindirildiğimiz için ya da korkutulduğumuz için unutulmazlık kazanan bu zaman parçalarında ruhsal gerilimin de doruk noktasına çıktığına, bizleri ya yıkarak ya da yücelterek herhalde değiştirdiğine inanmışımdır. Böylesi zaman parçalarını, öykünün en çok yoğunlaşıp etkin olabileceği kaçınılmaz fırsatlar saymışımdır.”
* * *
İYİ bir öykücüyü, iyi bir romancıyı anma günleri dışında, onun adına sempozyumlar düzenleyerek de yaşatmalıyız.
(*) Hatay Restaurant, Bağdat Caddesi
No: 526 Bostancı.
Tel: 0216 361 33 57
Paylaş