Kuşağı olan yazar

MARİO LEVİ’nin yazarlığının 30’uncu yılı nedeniyle Yeditepe Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda onun kitapları hakkında akademisyenler, yazarlar, eleştirmenler konuştu.

Haberin Devamı

Bazı yazarlar için, belki de bütün yazarlar için geçerli bir kural vardır, onun diğer eserlerini anlamak için mutlaka “Şu kitabını okumalı” diyebiliriz.
Çünkü o kitap diğer çalışmaların eksenidir, diğerleri bu eksenden dağılan çeşitlemelerdir.
Benim için ve eminim birçokları için Mario Levi’de bu kitap, İstanbul Bir Masaldı kitabıdır.
İstanbul’u anlattığı kitaplar, benim için farklılık taşır.
Çünkü İstanbul’un kozmopolit kimliğini ancak bu kültürün içinden birinin anlatabileceği kanısındayım.
Levi, iki özelliği birden yansıtır; öznellik ve nesnellik birbiri içinde erir.
Yazar, kendini sorgulamayı bir yazma yöntemi olarak benimsemiştir.
Her yazdığının serüveni vardır, özellikle yazarlığa başlayışını anlattığı satırları çok beğenirim, çünkü bir yükselişin ödenecek vefa borçları unutulmamalıdır.
Sorgulama hiç kuşkusuz tedirginliği de beraberinde getirir, o, tedirginliği -belki de bir tür gerilimi- hep diri tutan bir anlayışın sahibidir.
Arzular, sonuçlar kesin değildir.
Sevgilisine kavuşacak mıdır, biri dönecek midir? Bunların yanıtını okurların vermesini ister, böylece okur da değişik sonları hayal edebilir.
Yalnızlık abartılmamış bir duygu olarak, yaşamın içindeki doğal yeriyle kitaplarına yerleşmiştir.
Müzikle ilgili yazıları da, onun bir başka yönünü ortaya koyar. Bir Yalnız Adam Jacques Brel kitabı, onun müzik açılımlarını öğrenme açısından okunmalıdır.
Brel’le ilgili bir olayı da buradan iletmeli. Çünkü konuşmam sırasında yazarından onay aldım. Brel, Belçika’da Don Kişot’u sahneye koyuyordu ve oynayacaktı. Rol alacak sanatçılardan biri de Dario Moreno’ydu. Moreno oyuna giderken Atatürk Havaalanı’nda bir kaza geçirdi ve sonra da aramızdan ayrıldı.
Lunapark Kapandı da birçok sorunun yanıtı aranır. Bulunur mu? Hayır.
Çünkü insan ilişkilerinde hiçbir zaman kesinlik olmadığını yazar...
Farklı kültürlerin, İstanbul gibi bir şehre çok değişik katkıları olmuştur, herkes kendi dilinde konuştukça bu kültür daha da gelişir ve ortaya bir buket çıkar.
Çünkü her dildeki bir kelimenin anlamı farklıdır, Mario Levi’ye bu açıdan da yaklaşmak gerekir.
Tarkovski’nin Nostalji’si Rusça yazıldığında farklı anlam çağrışımları yaratır, başka bir dile çevrildiğinde anlam kaybına uğrar.
Joan Miro yemeğinde, İspanyol Büyükelçisi’ne, Lorca’nın Duende yazısını sordum, Duende’nin anlamını açıklamasını rica ettim.
Bazı açıklamalarda bulundu ama İspanyolca bilen biri için taşıdığı anlamı başka herhangi bir dile aktaramadı.
İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, yukarıda değindiğim dil gerekçesiyle öne çıkar.


* * *

Haberin Devamı


30 yılı geride bırakmış, kendi okur kuşağını oluşturmuş bir yazarın dünyasından değinmeler aktardım. Umarım kitaplarına yeniden eğilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları