Paylaş
Şiirinde açıklanabilir gizemleri işledi.
Şiire kişisel bir itirafname olma özelliğini kattı. Aramızdan ayrıldıktan sonra düzyazılarına baktım yeniden, şiiri için epeyce yazı çıktı.
“Tenler birbirine düşman” dedi, dostluğu yaşattı.
Şiirin alçakgönüllü, köşesinde yaşayan bir nesne olduğunu vurguladı:
“Doğum tarihimi insanlık tarihine dahil etmeyin sakın
Ben gezerken teğet geçtim dünyadan”.
Düzyazılarında şiire sık sık göndermelere rastlarız.
Hayata dair ne varsa filtreden geçirmeden şiirini yazdı.
Düzyazılarındaki şiirsel uyarılar, varlığımızı, beğenilerimizi, tutkularımızı yeniden gözden geçirmeye çağırırlar. İşte keskin bir örnek:
“Bütün tekil şahısların dikkatine
Aşk ikinci Peron’dan kalkar”.
‘O kitabı oraya koymama ürpertisi’ kitap/kütüphane üzerine yapılmış bir çeşitleme, kütüphanesi olan herkesi ilgilendirir:
“Kitabın sırrı kütüphanenin kaderini çiziyor. Ne yazar ne yayıncı, ne de sahaf ne de okur sırra vâkıf. Oluşmuşluk, o devasa hücre, özgürlüğünü kontrol altında tutabilmek için kendi mekanizmasını, işlerliğini biçimlendiriyor - özelleşiyor.”
*
‘terapiler silsilesi’ şairin okuma notlarının, ironik, yargılarla güçlendirilmiş notları:
“terapi yedi
‘Çok yakınımdan geçecek, rüzgârıyla sarsılacağım bir uzay gemisi görmekten korkuyorum. Yüzleşmem gereken en büyük fobim bu’ dedim.
Georges Perec metinlerini size bir süreliğine yasaklıyorum, dedi doktorum.
terapi dört
‘Bir kuşla sevişsem gökyüzünün ruhu duymaz’ dedim.
‘Yeteri kadar Edip Cansever okumuşsunuz, artık uzak durmanız lâzım’ dedi doktorum.”
Yazarla, yalnız edebiyat beğenimiz değil, ruh beraberliğimiz konusundaki ilişkilerin de önemini her zaman kabullenmişimdir.
Valiz, çocukluğumdan beri ailemden çok duyduğum bir kelime. Hâlâ valizim hazır mı, valizim nerde, diye sorarım. Çanta, bavul sözlüğümde pek yoktur.
O zaman şairin valiz çağrışımlarına yazımda yer vermeliyim:
“Valizimi toplamalıyım
Valizim ve ben
Valizim ile çıkıp gitme dileği
Valizim ile unutuş isteği
Valiz ve alzheimer
Yahut kısaca
Valizheiner
Walzheimer”
Sanki bir sûfi şairi anış:
“Lüzumsuzluğumu farkettiğimden beri uysalım.
Kurallara uyup uymama lüksünü terk ettim.”
‘ValizBir’ kitabının son bölümündeki “waliz bir’e sığmayanlar” / “waliz’in istilası”nda Truman Capote’un ünlü romanı Soğukkanlılık üzerine romanın analizini yapan, gerçekle kurgunun karşılaştırmasına eğilen iyi bir deneme yazısı okumuş olursunuz.
Önemli bir saptama:
“Edebiyatın bu samimiyete her zaman ihtiyacı vardır. Bazen sıradan insanlarla, bazen tamamen aykırı düştüğün ‘meslektaş’larınla aynı yolda karşılaşır, çatışırsın. Burada böbürlenmek, üste çıkmaya çalışmak, karşı tarafı hor görmek kadar çiğ bir şey yoktur.”
Evet valizin içeriğini tahmin edeceksiniz. Ne demiş şair?
“Gümrükten kolayca geçen valizlerle çıkılmayacak bir yolculuk umut ettim oysa ben.”
‘İkinci Waliz’i açmadım, bu zevki sizin tatmanızı istedim.
Denemeleri hem kendi şiirine uzanıyor hem de edebiyatın birçok meselesini irdeliyor.
Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü alan ‘Mayıs Giremez’de ‘orhan veli’nin ilk şiiri’ni, ‘güzel perdeler’i mutlaka okuyun.
Edebiyat dünyasından yazdığı portreler benim için denemenin ayrı bir lezzetini hissettirirler:
“Cemal Süreya
O sıralar Cemal Süreya, Ece Ayhan’ı sıkıştırıp, ‘Tanışsana şu İskender’le, o çocuk bence senin çocuğun’ dermiş. Bir bakıma belki de onun inadı sayesinde tanıştık Ece ile, Orhan Veli’den miras Nahit Hanım’ın evinde.”
Ahmet Oktay yazısı, iyi bir şairi iyi bir şairin değerlendirdiğini gösteren bir deneme. Deneme antolojisine geçecek nitelikte.
Gene bir şaire dair:
“ataol behramoğlu ayakta şiir okur”
zarif şairler listesinde kimler var?
Ahmet Telli - Sina Akyol - Mahmut Temizyürek - Erdal Alova - Adil İzci - Gültekin Emre - Eray Canberk.
Turhan Günay, elbet böyle bir listede ihmal edilemezdi.
*
İYİ bir şairin iyi bir denemeci olduğunu belirtmeye çalıştım.
Küçük İskender’in kitapları Can Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Paylaş