KÖY Enstitüleri’ne, köy romanına bakış açıları arasındaki fark, dünle bugünü aynı potada kaynatmaktan doğuyor.
O yılların Anadolu’sunu, eğitim tarihini bilenler, enstitülerin önemini, işlevini anlarlar, algılarlar.
Sadece bugünden baktığınızda, onları kıyasıya eleştirirsiniz ve eğitim tarihimize büyük haksızlık yapmış olursunuz.
Kimse bugün enstitüler kurulsun demiyor ama o anlayışın bugünkü uzantısını özlüyor.
Köye ve köy edebiyatına dair her şeyi kötüleme, zalimce eleştirme kampanyasının ben bilgisizlikten kaynaklandığını biliyorum.
O eğitim kurumlarından nice yazarlar çıktı. Çok iyi romanlar yazdılar. Belki bugün onları okuyanların sayısı azaldı. Edebiyat tarihinin değişmeyen cilvesidir.
Ancak onları okumadan bugünün Türkiye’si üzerine yargı verenlerin cehaletine gülemiyorum.
Gerçekdışı köy şiirlerine, anlatılarına mahkûm olmamamızı, bu romanlar, bu şiirler sağladı.
Edebiyat tarihi, geleneği bir zincirdir. Bir halkasını eksik bilirseniz, bilginiz toptan yanlışa düşer.
* * *
MAHMUT Makal’ın Bizim Köy’ü, Ara Güler’in fotoğraflarıyla yeniden yayımlandı.
Eğer bu ülke üzerine konuşma yetkisini, bilgisini, donanımını kendinizde görüyorsanız ve hálá Bizim Köy’ü okumamışsanız, kusura bakmayın ben sizi dinleyemem, okuyamam.
1950 yılında yayımlandığında önyargıları değiştirdi, belleğimizdeki, bilgi dağarcığımızdaki köy kavramını yeniden incelememiz gerektiğini bize öğretti.
Sonrası nasıldı?
Onu da Hayal ve Gerçek’ten okuyun, yirmi beş yıl sonra bizim köy alt başlığını taşıyor kitap.
Bizim Köy’ün ilk baskısını Yaşar Nabi Nayır yayımlamıştı.
Yayıncının da ülkesine karşı sorumlulukları vardır. Sadece kárı düşünmemelidir. Dikkat etmişsinizdir, yazar yayıncılar, çok daha iyi kitaplar yayımlamıştır.
Bizim Köy’ün yeni baskısına Önsöz’ü, köyü de, köy romanını da, enstitüleri de modern bir gözle değerlendiren eleştirmen, romancı, denemeci Adnan Binyazar yazmış.
Bir cümlesine katılıyorum:
"Bugün de güncelliğinden bir şey yitirmemiştir."
* * *
YAZIMI edebiyat ustası Tahsin Yücel’in Bizim Köy üzerine bir yargısıyla noktalıyorum:
"Bizim Köy, 1950’de bir başyapıttı, 1995’te bir başyapıt. Çelişki olsun diye söylemiyorum, 1979’da da bir başyapıt."