PAZARTESİ günü büyük bir yayınevinin yöneticisi ile, kitap satışı ve kitap dağıtımından konuştuk.
Büyük kentlerde kitapları bulmak mümkün ama, Anadolu’nun bazı kentlerinde kitabı bulmak biraz zorlaşıyor. Kitabı arz etmeden talep olmuyor. Kitap dergilerini düzenli takip etmeyen birisi, birçok yayınevinin yeni kitabını aylar sonra ancak duyabiliyor. Ayrıca dergilerde, gazetelerde, kitap eklerinde, televizyonda kitap tanıtmaları yapıldığında okur o kitabı arıyor ancak ona rağmen bulamayınca, kimi zaman peşine düşmüyor. Gerçi şimdi kitabevi zincirleri var, en büyüğü D&R, daha sonra da Kabalcı, Remzi, İnkılap geliyor. D&R kitabevi zinciri, aynı kurumda Doğan Kitap var. Ama buna karşılık, bütün yayınevleri için imza günleri düzenliyor, yayınevleri arasında eşitliği mümkün olduğunca sağlamaya çalışıyor, ihmal etmiyor. Diğer kitabevleri için de bu geçerli, onlar da kendi yayınları dışındaki kitapları da satıyorlar. Ama üçü de yayınevi sahibi, Kabalcı, Remzi, İnkılap.
BAŞKA tür kitabevlerinden de söz etmeliyim. Yayınevleri sadece kendi kitaplarının satıldığı kitabevleri açıyorlar. Çünkü onlara göre, okura kendi yayınları bütün çeşidiyle, eksiksiz kataloğuyla ulaşırsa, daha çok satmaları mümkün oluyor. Bu konuda öncülüğü Yapı Kredi Yayınları ile Türkiye İş Bankası Yayınları yapıyor. Ayrıca kitabevleri dışında, bazı yayınevlerini belli bir grup altında toplayan yayın şirketleri de var. Yayınevleri elbet kitap zincirlerine de kitaplarını verecekler, ama yoğunlukla kendi kitabevlerinde kitaplarını satacaklar. Her ilde açılması mümkün olmasa da, bölge merkezlerindeki mağazaları aracılığıyla yakın şehirlerin de ihtiyacını bu mağaza aracılığıyla karşılayacaklar. Hepsini destekliyorum, benim için önemli olan okurun eline kitabı ulaştırmak, okurda talep yaratmak. Kendi mağazalarını açan yayınevlerinin dağıtımla uğraşan yetkilileri, bu tür mağazalarla satışlarının arttığını iddia ediyorlar. Gerçekten de Anadolu’nun uzak kentlerinde durum pek parlak değil, hal böyle olunca onlara bizzat yayınevinin ulaşması gerekiyor ve onlar da bunu yapıyorlar.
GİTTİĞİM bazı üniversitelerin içinde kitap satış yerlerini gördüm, bu da öğrenciler için önemli bir girişim. Aslında benim sorunum, üniversite yayınlarına ulaşamamak. Yayınladıkları üniversiteye gitmedikçe, o kitapları bulmanız mümkün değil. Üniversiteler kadar, bazı kurumların da kitaplarını bulmak mümkün değil. Ankara’daki bazı kurumların, başta Türk Dil Kurumu olmak üzere, yayınlarını İstanbul’da bulmak imkânsız. Eğer kitap fuarları olmasa, o yayınları takip edemeyeceğim. Yeni bir dağıtım şirketi kurulacaksa, bu yayınları da göz önünde bulundurmalı.
KİTAP dağıtımı konusunu işledim bu yazıda. Dergilerin dağıtımı konusuna da başka bir yazıda değineceğim.