Kemandan kemençeye

‘Bedia’, bir kişinin ekseninde Türkiye’yi anlatan uzun bir öykü. İstanbul’dan Karadeniz’e uzayan bir aile öyküsüyle başlıyor.

Haberin Devamı

Münir Göker’in ikinci kitabı ‘Bedia’.
Aile bireylerini anlatmak, birçok yazarın tercih ettiği yazı tarzlarından biri. Özellikle bizim gibi ülkelerde rejim değişikliği, kültür değişikliği yaşandığı için aile serüvenleri çok daha renkli unsurları ihtiva eder.
İstanbul’dan Karadeniz’e uzayan bir aile öyküsüyle başlıyor ‘Bedia’.
Kitap adını birkaç bölümden oluşan uzun bir öyküden alıyor. Kahramanın adı da Bedia.
Bedia, bir cumhuriyet kızı, üstelik İstanbul’da yaşayan, Batı müziğini bilen, keman çalan bir yalı kızı. Ne var ki evlilikler birçok alışkanlıkları değiştirir, farklı yaşamlara uyum sağlatır insanlara.
Evlilikler aşk dolu olsa da, kişilikleri değiştirir.
Bedia’nın serüveni bu açıdan çok önemli bir hayat örneği sunuyor bize.
İstanbul’dan Karadeniz’e gelin giden Bedia’nın nasıl bir ruh haline girdiğini tahmin edebilirsiniz. Üstelik birey olarak bazı özgürlükleri yaşarken, evlendikten sonra geleneksel bir aile yapısı içine giriyor. Kaynanadan görümcelere kadar taşra hayatının bütün sıkıcı düzenini yaşıyor.
Münir Göker’in önceki kitabı ‘Yenikapı Hikâyeleri’ de tanıdığı bir kuşağın yaşamını sergiliyordu. Tanıdığı, birlikte günlerini, gecelerini geçirdiği insanların portreleri çizilmişti.
Bedia’nın hikâyesini nasıl anlatmak gerektiğini yazar yine öykünün içinde bize açıklıyor:
“Bedia’nın hikâyesini
düz hikâye mantığı ve şekliyle anlatamazdım. İç içe geçmiş o kadar olay vardı ki. Keman vardı, kemençe vardı, piyano vardı, Giresun’daki köşk vardı. Haksızlık mı ediyorum acaba babama, kemençe derken? Oysa Giresun’daki köşk Pontus Rumlarından kalma bir mimari eserdi. Ancak keman yoktu, piyano da çürümeye terk edilmişti.”
İyi ressam, kapağı yapan Utku Varlık’ın kitap ve Münir Göker hakkındaki yazısını okumanızı isterim. Çünkü o da bizim kuşağın yakın arkadaşıdır.
Öykülerin içinde uzun hikâye diye niteleyebileceğimiz ‘Bedia’ şu bölümlerden oluşuyor: Giresun’a Geliş, Haminne, Kemandan Kemençeye, Köşk, Karadenizli Görümceler, Bulancak ve Şehir Kulübü, İstanbul’a Dönüş, Sihirli Mağara ve Ölüm.
Çağlayan Çevik, Keyif’teki yazısında kitabı şöyle tanıtmış:
“‘Bedia’, Münir Göker’in ikinci kitabı. İlanlarında imalı bir şekilde dile getirildiği üzere ‘kendi kendine satarak ikinci baskıyı yapan kitabı’... ‘Yenikapı Hikâyeleri’nden sonra yeni öykü denemelerini bir araya getirmiş Göker. Kitaba adını veren ve aslında uzun öykü olan Bedia, anlatıcının ‘annesi’nin hayatıyla paralel Türkiye’nin halini anlatmaya çalıştığı birbiriyle bağıntılı öykülerden oluşuyor. Dikkatle okuduğunuz zaman, hangisinin bundan yıllar önce veya birkaç ay önce Münir Göker’in başından geçtiğini bile anlayabilirsiniz. Memleketin son yıllardaki haline olan isyanını da okuyacaksınız, talihsiz annesinin yaşadıklarını da.

Haberin Devamı

ISSIZ BİR YALNIZLIK

Haberin Devamı

Aileden Refik Amca’yı tanırsanız, ailenin kimliği konusunda bilgi sahibi olursunuz:
 “Refik Amca eski İstanbul burjuvalarından biriymiş. Türkiye’nin ilk ithalatçılarından. Şişhane’de hanları, apartmanları, işyerleri varmış. Çocuğu olmadığından Bedia’yı evlat edinmiş üzerinde titriyor... Aristokrat bir terbiye içinde yetiştirmek istediğinden Karadenizli anneannemin etrafından da sakınıyormuş. Bu korumacı yaklaşım kemanı ve piyanosuyla Beykoz’daki yalıya hapsediyormuş Bedia’yı. Issız bir yalnızlıkmış bu. Keman ve Mozart yetmiyormuş bu yalnızlığı gidermeye. Hep uysal ve baş eğen, biat eden melodileri severdi annem. Mozart, Çaykovski, Schubert ya da çello ile Camile Saint-Saens’ın ‘Kuğunun Ölümü’ partisyonu en çok sevdiği parçalardı. Hayatında kimseler yok. Neden yok? Bu bir burjuva yalnızlığı mı? Sevgiyi, aşkı içselleştirememek mi? Oysa ne kadar güzel insanmış Bedia. O zamanların Rita Hayworth’u gibi… Yeşil ışıltılı, hüzünlü gözler.”
(Münir Göker, Bedia, Cinius Yayınları)

Haberin Devamı

Doğan Hızlan’ın seçtikleri

Serhat Öztürk
Tiflis
Can

Salâh Birsel
Nezleli Karga
Sel

Hüseyin Rahmi Gürpınar
Deli Filozof
Everest

Jane Austen
İkna
Kırmızı Kedi

Yazarın Tüm Yazıları