Paylaş
Filmleriyle Türk sinemasında bana zevk veren, ötesini de düşündüren biriydi. Yaptığı işi temellendiren, onun ardında bir dünya görüşü, bir felsefe oluşturan kişilerdendi.
Ulusal sinema, sıradan bir milliyetçiliği temsil etmedi, evrenselle karşılaştırarak bizim için, bize özgü bir sinema yarattı. İlk günden son ana kadar tutarlıydı.
Türk sinemasındaki önemini anlatmak, sinema eleştirmenlerinin görevi. Ben onun hemen hemen bütün filmlerini görmüş bir seyircisiyim, aynı zamanda bütün kitaplarını da okumuş bir okuruyum.
Sinemada Ulusal Tavır (1) kitabındaki bir bölüm, onun yaratıcılık serüveninde önemli bir dönüm noktasını simgeler:
“Batı kültürleriyle bu denli haşır neşirken gitgide içimde Doğu kültürlerine karşı da bir ilgi, merak uyanmakta. Bilhassa, o tarihlerde okuduğum bir kitap, Okakura Kazuko’nun Çayname adlı kitabı, Japon ve genelde Uzakdoğu kültürlerine karşı bende bir merak uyandırmıştı. Kore’ye gitmek için müracaat ettim...”
* * *
KEMAL TAHİR’in evinde görüştüğüm kişilerden biri de oydu. İçten, coşkulu konuşmasını çok severdim.
Sevdiği saydığı, düşüncelerini benimsediği Kemal Tahir’in iki kitabını da beyazperdeye aktardı; Yorgun Savaşçı ve Karılar Koğuşu.
İkisi de bir romanın, edebiyat eserinin sinemaya nasıl aktarılacağı konusunda yeni nesil yönetmenlere birer örnekti.
Halit Ziya Uşaklıgil’in romanından uyarladığı Aşk-ı Memnû dizisi, bugün bu türün öncüsü sayılmalıdır.
Eleştirmen olarak sinemaya başladığından, sinema tarihi ve Türk sineması, Türk yönetmenler üzerine düşünceleri, yorumları, tespitleri bugün de önemli başvuru kaynakları olarak ele alınmalıdır.
Sinema anlayışını şöyle özetler: “Belli bir idrake vardıktan sonra hep gerçek nedir diye onu düşündüm ve gerçeğe yaklaşımımda, gerçek arayışımda mümkün olabildiği kadar nesnel olmaya çalıştım.
Her vesileyle ifade ettiğim gibi, benim sinemada birinci derecede kaygım, gayretim, Türkiye gerçeklerini filme alabilmek, Türkiye gerçeklerinden yola çıkıp film yapmak.” (2)
İlk baskısı 1971 yılında yapılan Ulusal Sinema Kavgası kitabından bugünün sorunlarını değerlendirirken yararlanacağınız görüşler bulabilirsiniz.
Hangi alandan olursa olsun, bir ustanın ölümü onun yeniden gündeme gelmesini gerektirir.
Hangilerinin DVD’si olduğunu bilmiyorum ama, Halit Refiğ’in bütün filmlerinin DVD’lerinin yapılması görevi bence hem üniversitelerin sinema televizyon bölümlerine, hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na düşen bir görevdir.
* * *
ÖLÜMÜNÜN ardından yayınlanan televizyon haberlerinde bir yanlışlığa da değinmek isterim.
Televizyonda yaşamını anlatırken, “Bir de Düşlerden Düşüncelere adında bir kitabı vardır” dediler, üstelik bu yanlışı birkaç kez tekrarladılar. Birincisi Refiğ’in birbirinden önemli birçok kitabı bulunmaktadır, ikincisi sözünü ettikleri kitap Halit Refiğ’e ait değildir. Onun hakkında İbrahim Türk’ün yazdığı bir kitaptır.
Artık onun filmlerini yeniden seyredeceğiz, kitaplarını okuyacağız.
(1) Sinemada Ulusal Tavır, ‘Halit Refiğ Kitabı’, Söyleşi: Şengün Kılıç Hristidis, Türkiye İş Bankası Yayınları.
(2) Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim: Halit Refiğ, Hazırlayan: Irmak Zileli, Bizim Kitaplar.
Paylaş