Paylaş
Sevgili Duygu Asena’nın adına düzenlenen ödül toplantısı yapıldı geçen hafta. Ödülü Gaye Boralıoğlu’nun ‘Dünyadan Aşağı’ kitabı kazandı. Boralıoğlu’nun ödül alan kitabını okumanızı tavsiye ederim. İyi bir roman.
Ben bu vesileyle adına ödül verdiğimiz Duygu Asena’nın röportajlarından oluşan ‘Zamana Değen Sorular’ kitabından söz edeceğim. Yeni yayımlandı. Duygu’nun yaptığı röportajlar bir araya getirilmiş kitapta. Adını ‘Kadının Adı Yok’la geniş bir okur kitlesine ulaştırmıştı deneyimli gazeteci. Hürriyet’in Kelebek ekinde yazdıkları çok ilgi gördü. Kadınların da bu toplumda yeri olduğunu, kişilik kazanması gerektiğini savundu, yerleştirdi. Röportajın iyi, başarılı örneklerini verdi. Bu kitabı herkesin, hele söyleşi yapanların mutlaka okumasını salık veririm.
Kimlerle yaptığı röportajlar var kitapta:
Aziz Nesin
Süleyman Demirel
Attilâ İlhan
Atıf Yılmaz
Erdal İnönü
Haydar Dümen
Huysuz Virjin
Sakıp Sabancı
Turgut Kazan
Metin Akpınar
Şener Şen
Fatma Girik
Cenk Koray
Orhan Gencebay
Türkân Şoray
Ali Poyrazoğlu
Levent Kırca
Kadir İnanır
Mustafa Denizli
Tarık Akan
Müjde Ar
Sezen Aksu
Bedri Baykam
Zuhal Olcay
Çoğu tanıdığım kişiler olduğundan, söyleşilerin başarısını daha iyi değerlendirebiliyorum. Kitabın başında Filiz Aygündüz’ün ‘Sunuş’unu okuyun. Bu yazıda hem Duygu Asena’nın genç bir gazeteciye söylediklerini bulacaksınız hem de genç bir gazetecinin mesleğe başlayıp yükseliş serüvenini okuyacaksınız. Aygündüz, 23 yaşında onunla ilk karşılaşmasını, birlikte çalışmasını yazıyor.
Sorunuzdan vazgeçmeyin
Duygu Asena’nın salık verdiği hususlar, ‘Sunuş’ta yer alıyor: “Söyleşiye hazırlanıp gidin. Sınava çalışır gibi. Konuşacağınız kişiyle ilgili tam donanıma sahip bir halde. Söyleşi yaparken sorgu hâkimi gibi davranmayın. Sorularınızı tatlı tatlı sorun. Ama karşınızdakine kendinizi sevdirmek için zor sorulardan kaçmayın. Cevabı alamadığınız takdirde gerekirse aynı soruyu farklı cümlelerle defalarca tekrarlayın. Bazen sizin sorduklarınızı cevaplamak yerine, söylemek istediklerini anlatırlar. Buna elbette izin verin ama sorunuzu unutmayın, ondan vazgeçmeyin. Soruyu sorduktan sonra, söyleşi yaptığınız kişi sizi cevaplarken bir sonraki sorunuzu asla düşünmeyin. Onu büyük bir dikkatle dinleyin. Çoğu zaman, en güzel cevaplar sizin hazırladıklarınızdan değil, konuştuğunuz kişinin verdiği cevaptan türettiğiniz sorulara gelir.
Unutmayın; iyi söyleşi, kaseti deşifre ettikten sonra başlığı bulduğunuz değil, başlığın söyleşi esnasında ortaya çıktığı söyleşidir. Söyleşi boyunca kaç başlık yakalarsanız, o söyleşi o kadar iyidir.”
Önemli kişilerle yapılmış söyleşiler, size bu türün iyi bir örneği olduğunu kanıtlayacaktır. Filiz Aygündüz, meslek yaşamı boyunca bunu uyguladığını belirtiyor.
Paylaş