İyi bir doktor iyi bir denemeci iyi bir dost... Artık o da yok

Doktor Mustafa Şerif Onaran’ı Ankara’da tanıdım.

Haberin Devamı

Doktorluğuyla edebiyatçılığını birbirine dost etmişti. Çevresindekilerin hastalığına da koşar, bütün yazılarını, şiirlerini de okurdu. En eski kuşaktan en yenisine kadar herkesi izlerdi. Beğendiğini, beğendirmek için çaba gösteren bir edebiyat ermişiydi.
Denemelerinde, edebiyat tarihini bir bütün olarak algılayışını fark ederdiniz.
Şairleri değerlendirirken, bütün şiirlerini masaya serer, dönemin başka şairleriyle de karşılaştırırdı. Nice unuttuğumuz edebiyatçıyı gündeme getirir, hakkını teslim etmemiz için büyük emekler verirdi. Yazdıklarından ne iltifat beklerdi ne unvan. Ondandır ki, onun övgülerinden, saptamalarından çok hoşlanırdım. Edebiyatçıların şifa bulmaz hastalığı narsisizm, herhalde doktor olduğu için ona bulaşmamıştı.
Dergilerdeki yazılarını, Cumhuriyet Kitap’taki eleştirel denemelerini mutlaka okurdum.
Şair olduğu için, iyi şiiri anlardı.
Edebiyatın birincil işlevinin, yaşamın içinde yer alması olduğuna inanmıştı.
Kitap fuarlarında görmeye, dinlemeye alıştığım dostlarımdandı. Güncelin parlaklığına kendini kaptırmaz, unutulmuş bir yazar hakkında konuşur, onu yeniden okutmaya nasıl kendini adadığını bu konuşmalarda hissederdim. İyi, has bir edebiyatı bulur, onu her yerde savunurdu.
  
***

HECE dergisinde yazdığı, Gelenekten Güncele Şiir Notları ana başlıklı yazıları, edebiyat tarihinde yapılmış gezilerdi. O başlık birçok şeyi ifade ediyordu. O dizi içinde yer alan Sabahla Başlayan Yeni Gün, yaşama sevinciyle hüznün gelgitlerini içeriyordu:
İnsanın kendini ölüme yakın bulduğu dönemler vardır. Sabaha çıkacağından kaygı duyar. Gün ışıyınca yeni bir gün kazanmanın mutluluğunu duyar. Sabah, yaşamaya yeniden başlamak anlamına gelir. İnsan, kendine çekidüzen vermeye, günün tadını çıkarmaya bakar. Bizi yaşamanın sonsuzluğuna çağıran bir gücü vardır sabahın. Sanki sabahla birlikte yeni bir güç kazanır insan. Yaşamaya coşkuyla başlamanın gücüdür bu!...”
Bu yazıda Türk şiirinin ustalarından dizeler vardı, gezintide Onaran, Necati Cumalı’ya, Necip Fazıl Kısakürek’e, Cahit Sıtkı Tarancı’ya, Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya, Nâzım Hikmet’e eşlik ediyordu.
Berceste Dize yazısı şairler kadar, şiir okurları için de ilgi çekici bir yazıydı.
Çünkü hepimizin belleğinde okuduğumuz şiirlerden ezberlediğimiz dizeler vardır. Yazının girişinde bakın ne yazmış?
Bir şiir okuduğumuz zaman herhangi bir dize özellikle ilgimizi çekebilir. Eskilerin “Mısra-ı Berces-te” dedikleri o “Seçme Dize”nin ayrı bir önemi vardır. Bir dizenin yoğunluğunda insanın yaşadığı nice serüveni etkileyen bir büyü olduğuna inanırsınız. O dizeyi ayrıca bir yere yazar, yaşadığınız zamana özel bir anlam kazandıracağına inanırsınız.
Yazıyı şöyle noktalıyor: “Seçilmiş dizenin aydınlığında yaşamayı yorumlarken kendimizi de anlamaya çalışıyoruz. Demek ki seçilmiş dizeler biraz da kendimizi öğretiyor bize...”
Edebiyatı her zaman hayata dair değerlendirir, hayatı da edebiyatla izah ederdi sevgili Doktor!

***
  
ARTIK sevgili dostumuz Mustafa Şerif Onaran, yazılarıyla belleğimizde; unutulmaz dostluğuyla anılarımızda yaşayacak.

Yazarın Tüm Yazıları