Paylaş
AKM’in açılışı hiç kuşkusuz yalnız Beyoğlu’nu değil, bütün İstanbul’un kültür hayatındaki yerini olumlu anlamda değiştirecek, yükseltecek. Ben de İstanbul’a dair kültürel tekinlikler, sanatın çeşitli alanlardaki tarihi üzerine kitapları okuyup onları tanıtma çabasındayım.
Tanıtacağım kitap, dünden bugüne İstanbul’un resme yansıyışı konusunda ayrıntılı bilgi veriyor:
‘Hayal ve Gerçek Arasında-Osmanlı Resminde İstanbul İmgesi, 18. ve 19. Yüzyıllar, Tarkan Okçuoğlu.’
Giriş’in başında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi’nden bir alıntı var:
“Bugün bile halk dilinde ve hatta fikir hayatında o zamanlardan kalma ‘alafranga’ ve ‘alaturka’ (musikide olduğu gibi) ‘eski’ ve ‘yeni’ (zihniyet meselelerinde) tabir edilen bu ikilik realitesi Tanzimat’ın en büyük fatelitesidir.”
Okçuoğlu, kitabı tanıtıyor:
“Bu çalışmanın sınırları, Osmanlı sanatındaki ilk natüralist resim denemelerinden baş-
layarak yağlı boya tekniğinde tamamen Avrupalı bir üslubun hâkim olduğu dönemlere kadar uzanıyor. Sözü edinilen dönem, Osmanlı sanat tarihi yazımında Batılılaşma/Modernleşme, yenileşme gibi terimlerle tanımlanır ve genel bir kabulle, III. Ahmed (1703 - 1730) döneminden başlatılarak, 19. yüzyılı da içine alan zaman aralığını kapsar. 16. ve 17. yüzyılların normları belirlenmiş, kodlanmış sanat üretiminin çözülmesinin ve yeniden yorumlanmasının sürecidir. Bu süreçte hızla değişen, politik ve toplumsal yapıya koşut bir sanat ortamı doğar.
Bu çalışmanın nihai amacı ise genç dönem Osmanlı resimlerindeki İstanbul tasvirlerini birer metin olarak kavramsallaştıran, bu metni (resmi) oluşturan ögeleri ayrıştırıp çözümlemek ve son aşamada da bir bütün olarak okumak.”
İçerik sıralaması:
Osmanlı Sanatında Yeni Üsluplar, Yeni Yaklaşımlar, Batı Kültür Ortamıyla Paylaşımlar, Osmanlı Kültür Ortamından Kaynaklanan Etkenler, Geç Dönem Osmanlı Resminde Natüralizm Olgusu.
II.Bölüm: Geç Dönem Osmanlı Resminde Manzara Temaları.
Kent Manzara Tasvirleri Hakkında Topografik Kent Portreleri, Tanımlanabilir Yapı ve Alanlar, Hayali Manzaralar, Hayali Mimari.
Mekân Cennet Olurken
Tayfasız Gemiler, İnsansız Kentler: Resimlerde Figür Noksanlığı.
‘İcab-ı Asra İntibak’: Yenilik Alameti Olarak Nesneler.
III. Bölüm: Osmanlı Resminde İstanbul İmgesi.
Payitahtın Resimli Halleri.
Yeni Bir İmparatorluk İmgesi: Topografik İstanbul Tasvirleri (16. Ve 17.Yüzyıllar).
İmge Yolculuğu: Osmanlı Mülkünde İstanbul.
İmgenin Yolculuğu: Osmanlı Mülkünde İstanbul Tasvirleri (18. Ve 19. yüzyıllar), Anadolu’daki Örnekler, Rumeli’deki Örnekler, Suriye’deki Örnekler, İstanbul’daki Örnekler.
İstanbul imgesi üzerine resim tarihimizi okuduğunuzda bugün ressamların bakışını, İstanbul’un değişimini görüyorsunuz.
(İstanbul Araştırmaları Enstitüsü)
ZELİHA BERKSOY’DAN YAZI
PAZAR günkü yazım üzerine aziz dostumuz, değerli sanatçı Zeliha Berksoy bir yazı gönderdi. Önemli noktalara değinen, bazı konularda bizi aydınlatan yazısını yayınlıyorum:
“Sevgili Doğan Beyciğim, bugünkü yazınıza göz gezdirdim...
‘Türkiye’nin tek Divasi’ diye yazmışsınız Leyla Gencer için?
Düşündürücü.
Lirik soprano bir ses materyali ile Diva?
Bizim Operamız’da 1950’li yıllardan bugüne nadir sesler sahneye çıktı.
Elbette yüksek dramatik soprano Semiha Berksoy dahil, o yıllarda Ayhan Aydan (genç dramatik soprano) Ferhan Onat (nadir bir ses... koloratur soprano) dünyada ülkemizi çok daha yüksek düzeyde temsil ederlerdi.
Semiha Berksoy Opera Vakfı olarak on yıldır verdiğimiz Opera Ödülleri’nde, Avrupa ve Amerika’da büyük operalarda oynayan, büyük başarılara imza atan sanatçılarımız var. Zehra Yıldız da bunlardan biriydi. Genç dramatik bir sesle repertuarını oynadı.
Arkalarında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Kültur Dairesi’nin forsu olmadan. Celal Bayar forsu olmadan. Musevi cemaati desteği olmadan...
‘Türk Divası’ oryantalist bir söylem. İtalyanlar topu bize atıyor belli ki...
Sizin Hürriyet kültür sayfası ne kadar algı yapsa da ne yazık ki bizler henüz hayattayız ve ne yazık ki biliyoruz...
Sanırım artık anlatma zamanı geldi.
Saygılarımla
Prof. Zeliha Berksoy”
Paylaş