DÜN sabah Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Artbeat’i gezdim.
Geniş, ferah bir mekânda, Türk sanatının birçok önemli adının yapıtlarını ve yabancı sanatçıların iddialı eserlerini burada görebildim. Artık fuarlar yalnız Türk sınırları içinde işlevini görmüyor. Dünya ile Türkiye arasındaki sanat/sanatçı bağını pekiştiriyor. Üç sanatçı arbeat için özel çalışmış: Halûk Akakçe, Ekrem Yalçındağ, Ebru Uygun. Hiç kuşkusuz bütün bu açılımlarda 12. İstanbul Bienali’nin belirleyici rolünü unutmayalım. artbeat proje direktörü Arhan Kayar bu gerçeğin altını çiziyor. Ona göre, dünyada gündemde olan, sözü edilen üç bienal var: İstanbul Bienali, Venedik Bienali, Sao Paulo Bienali. Bienale gelen yabancı eleştirmenler, artbeat’i de ziyaret ediyorlarmış. Adı da sanatın ritmini anımsatmak içinmiş. İstanbul’da sanatın ritminin yükseldiğini fark etmemek mümkün değil. Kayar, bu yıl 29 galerinin katıldığını, gelecek yıl bu sayıyı 100’e çıkarmak için çaba göstereceklerini söyledi. Standları gezerken, galeri sahipleri, yetkilileri bu etkinlikten her bakımdan, özellikle ekonomik, satış açısından da memnun olduklarını belirttiler. Fuarın önemine bir başka bakış açısını ilettiler. Diyorlar ki, bizde galeri gezme alışkanlığı henüz gelişmiş değil ya da arzu edilen düzeye çıkmadı. Toplu sergilerin bir yararı, ziyaretçi sayısının artmasını ve ileriye dönük bir alışkanlığın doğmasını sağlaması. Zira, gelen ziyaretçiler, birçok sanatçının yapıtını bir arada görebiliyorlar, belki de bazı kimseler bazı sanatçıları ilk kez burada tanıyor. * * * artbeat’in amacını kataloğun Önsöz’ünde fuarı düzenleyenler açıklıyor: “Artbeat İstanbul etkinliğinin odağında sanat galerileri, profesyonel sanat dünyası, sanat koleksiyonerleri yer almaktadır. Artbeat İstanbul bu yıl ağırlıklı olarak İstanbul’un güncel sanatının profesyonel platformu olmayı hedeflemiştir. Giriş katındaki sergi alanında sınırlı olarak 28 sanat galerisini kapsamaktadır. Alt kattaki proje alanında ise serbest sergi düzeni içinde yer alan bağımsız sanatçılara ait 38 ayrı düzenlemeyi kapsamaktadır. Etkinlik sırasında paneller, geleceğin sanatçı ve koleksiyoner adayları çocuklara yönelik workshop’lar ve farklı sosyal etkinlikleri içerisinde barındırmaktadır. Önümüzdeki yıllarda sürekli kendini yenileyerek ve büyüterek özellikle Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Akdeniz çanağında güncel sanatın önemli bir çekim merkezi olmayı hedeflemektedir.” artbeat’e katılan galeriler hangileri? 44 A Sanat Galerisi, Alan İstanbul, Art On, Artist, artSümer, Çağla Cabaoğlu Gallery, Casa Dell’arte, Dirimart, Galeri Apel, Galeri Zilberman, Galerist, Gallery Linart, Gallery Merkur, Hayaka Artı, İyi Sanat, Leila Heller, Mac Art Gallery, Maçka Modern, Michael Janssen, Myra Galleries, Olcay Art, Pi Artqorks, Piramid Sanat, Sanatorium, Soda, Teşvikiye Sanat, The Third line, x-ist. Güzel bir katalog yapılmış, tek tek kartlardan oluşuyor. Bir yüzünde galeri ve sanatçıları hakkında iki dilde -Türkçe, İngilizce- bilgi veriliyor, diğer yüzünde de, galeride yer alan sanatçılardan birinin bir yapıtı konulmuş. Fuar alanına girer girmez beni çarpan, Burhan Kum’un x-ist standında sergilenen işi oldu. Kocaman “bir ansiklopedi” üzeri dikenli telle sarılmış. Çok çağrışımlı bir çalışma. Dolaşırken göz belleğimde kalanlar: Azade Köker - Uzak Doğu, Devrim Erbil - İstanbul’dan Sevgilerle, Kezban Arca Batıbeki - Tiger... Tiger... * * * AŞAĞI katta Ülker Çocuk Atölyesi’nde ise, çocuklar çiziyorlar, boyuyorlar. Gösterilen bir resmi nasıl anladıkları, nasıl algıladıkları soruluyor, bunun yanıtını kâğıda döküyorlar. Küçükten başlayan görsel bir eğitim çok önemli ve gerekli. * * * BUGÜN Artbeat’i görmek için son gün. Size bir hatırlatmada bulunayım: Bugünden itibaren önümüzdeki haftayı sergi gezerek geçirin. Çok şey kazanacaksınız.