İstanbul’a yeni bir Araştırma Enstitüsü

İSTANBUL’DA Suna-İnan Kıraç Vakfı’nın açtığı Pera Müzesi’nden sonra aynı vakıf şimdi de gene aynı caddede İstanbul Araştırma Enstitüsü’nü açıyor.

Suna Kıraç’ın doğum gününde, ziyaretçilere İstanbul Araştırma Enstitüsü’nün ön açılışı yapıldı.

Enstitü, bütün bölümleriyle 2007 yılında okurların ve uzmanların istifadesine sunulacak.

İnşaat ve kitap yerleştirme çalışmaları konusunda bilgi almak üzere Enstitü’yü Genel Müdür Özalp Birol ile birlikte gezdim.

Semprini’nin binasını bugünkü haline M.Sinan Genim getirmiş.

Araştırma Enstitüsü’nün niteliği konusunda şu bilgiyi verebilirim.

Bizans Dönemi, Osmanlı Dönemi, Cumhuriyet Dönemi olmak üzere, bu üç dönemi kapsayan önemli kitaplar ve belgelerin, müracaat kitaplarının bir araya getirildiği bir kütüphane.

Enstitü’nün şu andaki kitap sayısı 40-50 bin arasında, ancak yıl sonundaki hedef 100 bin kitap.

Giriş katında; sürekli bir sergi salonu gibi kullanılacak galeri var. Burada sergilenen objeler, kitaplar yenilenecek, değiştirilecek.

REFERANS KİTAPLAR KATI

Aynı katta bir de restorasyon odası bulunuyor. Gerek Pera Müzesi’ndeki eserlerin, gerek Enstitü’deki kitapların onarımı, bakımı burada yapılacak.

Birinci katta referans kitapları yer alıyor. Günlük bilimsel ihtiyacı karşılayacak kitapların bulunduğu kat.

Yabancı dilde tarih üzerine, Türkiye tarihine dair incelemeler, Atatürk üzerine kitapları bu bölümde okuyabilirsiniz.

Aynı katta harita ve arşiv bölümü de okurun bu alandaki gereksinimini karşılayacak.

İkinci katta Osmanlı Dönemi eserlerini okuyabileceksiniz. Şevket Rado yazmaları da burada.

Yukarı iki kat, Bizans araştırmalarına ayrılmış.

İstanbul’da bilim adamları, uzmanları için önem taşıyan eserler toplanmış.

Enstitü’nün iki sorumlusu var:

Ekrem Işın, Osmanlı dönemi araştırmaları sorumlusu, Gülru Tanman da Bizans araştırmaları sorumlusu.

SADECE İSTANBUL’UN DEĞİL TÜRKİYE’NİN DE İHTİYACI

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul’un, Türkiye’nin yararlanacağı, kitapların, belgelerin, yazmaların bulunduğu bir kitaplık.

Üstelik aynı anda 80 kişinin çalışabileceği bir kapasiteye sahip.

Beyoğlu’nun göbeğinde, rahat çalışılacak, başka yerde bulunmayan kitapların da bulunduğu bir yerin açılmasıyla, önemli bir gereksinim bence karşılanacak.
Yazarın Tüm Yazıları