Paylaş
Kuşların toplanması, birbirileriyle muhabbet etmesi çok hoşuma giderdi.
Eminönü’nde de aynı hareketi dakikalarca seyrederdim.
Karantina günlerinde meydanlardaki duruşlar bana hüzün veriyor, yalnızlığın en somut halini o zaman hissediyorum.
Yem vermeye gelenleri tanıyorlar sanki. Evden dışarı çıkabildiğim ilk gün kuşlara gideceğim. Birçok dostum da özledikleri kuş seslerini şimdi daha fazla duyduklarını söylüyor. Şehrin gürültüsü yerine o sesleri duymak ancak bir mecburiyet sayesinde mümkün olacakmış.
Ramazan boyunca her gün saat 19.00’da TRT 1’de Feridüddin Attar’ın ‘Mantık Al-Tayr’ından (Abdülbaki Gölpınarlı çevirisi) esinlenilerek hazırlanan ‘Kuşlarla Yolculuk’ dizisinin her bölümünde, eserdeki 9 kuşu simgeleyen dervişlerin ve ‘Hüdhüd’ü simgeleyen Şeyh’in hayata bakış açılarını, yaşam felsefelerini, kainat, tabiat ve insanla ilişkilerinin öykülerini seyredecekiniz.
9 ayrı kuşun yanı sıra ‘papağan’ı temsil eden, ‘ölümsüzlük iksirini’ sergileyen Seyyah’ın ‘imtihan’ı da işleniyor.
Feridüddin Attar, 1136 yılında Nişabur’da (İran) doğdu, 1221’de aynı yerde bu dünyadan ayrıldı.
Kitabın özelliğini şöyle özetleyenler olmuştur. Tasavvufu günlük dile aktarmıştır.
Kuşlar ülkesinin bütün kuşları, Kafdağı’nın ardındaki Simurg’u bulmak için zorlu ve zahmetli bir yolculuğa çıkarlar, isteği ve azmi olanlar hedefe varacaklardır, isteği ve azmi yeterli olmayanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda kalır.
Aşk kavramı üzerine düşünmek isteyenler bu kitabı mutlaka okumalılar.
Ayrıca Kuveyt Türk, kitabı çocukların da dinlemesini sağladı. Adı: ‘Kuşların Şarkısı’.
Ayşenur Kapusuz’un kaleme aldığı ve seslendirmesini Hatice Âlime Şentürk’ün yaptığı sesli kitap, 10 bölüm halinde yayımlanacak.
Konumuz kuşlar olunca, çok sevdiğim bir kitabı tavsiye edeceğim:
Ömür Ceylan’ın ‘Kuşlar Dîvânı: Osmanlı Şiir Kuşları’nı.
Görsellikle kitabı birleştirmeniz için iyi bir fırsat.
İki kitap birbirini takip ederse bilgiyle inancın kesiştiği bir edebiyat şöleni yaşarsınız.
*
DÜNÜN esintisiyle bugün bir edebiyat eseri yaratmak, benim benimsediğim yöntemlerden biridir.
İyi öykü yazarı, TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nın onur yazarlarından Hidayet Karakuş’un Feridüddin Attar’ın kitabından esinlenerek yazdığı ‘Şeyh-i Sanan’ın Aşkı’, benim de jüri üyesi olduğum 1997 yılı ‘Almanya’nın Sesi Radyosu Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı.
Jüri, Alman yazar Christoph Hein’ın Seçici Kurul Başkanlığında, Doğan Hızlan, Yüksel Pazarkaya, Aras Ören, Bamberg Üniversitesi profesörü Türkolog Klaus Kreiser, Batı Alman radyolarında dramaturg Angela Sussdorf, Deutsche Welle’yi temsilen edebiyat yarışmasının düşünce babası Joachim Burkhardt’tan oluşmuştu.
Bu eser Engin Uludağ’ın yönetiminde Şehir Tiyatroları’nda da sergilendi.
Hidayet Karakuş o günkü heyecanını ve yaşadıklarını unutamamış.
Duygularını şöyle dile getiriyor:
“Seçici kurula baktığımda bu değerli insanların değerlendirmesiyle kazandığım ödülün değerini bir kez daha anladım. Ödül esrikliğiyle seçici kurula bu denli dikkat etmemiştim.
Bu arada yarışmayla ilgili küçük bazı notları iletirsem iyi olacak. Yarışmaya 700 yazar, 831 yapıt katılmış. İlk elemeyi geçen 25 yapıt Almancaya çevrilip seçici kurula sunulmuş.
İki yılda bir verilen bu ödül o yıl Türkçeye için konulmuş. Ödül daha önce İspanyolca, Arapça gibi dillere verilmiş.
Türkçeye verilmesinde direnen Almanya’nın Sesi Radyosu Türkçe Bölüm Başkanı anısı güzel Mehmet Barı gelen yapıtların çokluğu karşısında çok mutlu olmuştu. Bize sürekli ‘Alnımızı ak ettiniz, başımızı dik ettiniz’ diyordu Almanya’da.
Bamberg Üniversitesi profesörü Türkolog Klaus Kreiser, o yaz İstanbul’a gelmiş, benim bulabildiği bütün kitaplarımı götürüp üniversite kütüphanesinin bilgisunar sitesine koydurmuş. Bu bilgiyi de Sevgili Mehmet Barı vermişti. Bununla da gurur duyuyordu.
Sağ olun, ağabey. 23 yıl öncesinin heyecanını yeniden yaşattınız bana. Sevgiyle esenlikler diliyorum.”
Paylaş