Bach gece yarısı gizlice kitap kopyalardı. Beethoven’in kahvesinde ne 59 ne de 61 kahve çekirdeği olabilirdi; ille de 60! Mozart’ın muhteşem eserleri kadar, gençliğinde para için yazdığı eserler de var
Severek dinlediğiniz, hayranı olduğunuz, besteleri her zaman kulaklarınızda yankılanan, müzik tarihinin büyük bestecilerinin insan yönleri nasıldı? Notaların ardındaki kişiliklerini öğrenmek ister misiniz? Aile yaşamlarını, saplantılarını, kaprislerini, zaaflarını, trajedilerini, mutluluklarını ancak Steven Isserlis gibi büyük bir müzikçi anlatabilirdi. Yaşam öyküsü kısa ama etkileyici. Yazar hakkında yazısından bir bölümü paylaşmak istiyorum sizlerle: “Steven, hayatını düzene sokmaya çalışan Pauline, düzenini bozmayı başaran oğlu Gabriel, bir sürü viyolonsel ve piyanoyla Londra’da yaşıyor. Birçok hobisi var ama müzik dinlemek ve kitap okumak ayrı tutulursa, en sevdiği şey bol bol yemek yemek.” Ünlü çellist, “Beethoven Çorbayı Neden Fırlattı?” kitabında bakın hangi bestecileri yazmış? Johann Sebastian Bach, Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Robert Schumann, Johannes Brahms, Igor Stravinsky. İnce ironinin zaman zaman satır aralarında, parantez içlerinde kendi gösterdiği üslubu sayesinde kitap kolay okunuyor ve daha da eğlenceli hale geliyor. Biyografiyle deneme karışımında kitabın birkaç özelliği bir arada taşıdığını belirtmeliyim ki, onu havadan sudan bir kitap sanma tehlikesine düşmenizi önleyeyim. Bestecilerin işleri, aşkları, sanatları ayrı bölüm başlıkları altında anlatıldığı için, anlaşılması zor, girift anlatma tekniğinin tuzağına düşmemiş. Bu tür kitapların yazarlarına en çok sorulan soru, “En çok hangi besteciyi seversiniz?” olur. Yanıtını tahmin edersiniz gibi geliyor. Ama bence kitaptan öğrenin. Isserlis’in etkileyici bir tahlil gücü var. Müziklerini elbette ustaca yazacak, tersi düşünülemez diyeceksiniz ama hayatlarını da başarıyla anlatıyor.
POPÇULAR GİTAR MELEKLER ARP
Kitabın bölümlemesini yazarsam, zevkli ve yararlı bir kitap olduğunu hemen fark edeceksiniz. Önce besteci hakkında genel bir yazı, sonra ‘Bestecinin Müziği’, bu bölümüyse ‘Ne dinlemeli?’ başlıklı yazı izliyor. Bu bölüm bana göre en önemli ve gerekli bölüm olarak anılmalı. Çünkü yazdığı besteciyi ayrıntısıyla tanıtıyor ama onun hangi yapıtlarını dinlemeliyiz, adı geçince anılan hangi bestelerdir bunu yetkin bir ağızdan öğreniyoruz. Böylece bilgiyi edindikten sonra dinleyeceğimiz yapıt da seçilmiş oluyor. Ondan sonraki bölüm biyografi/roman türü karışımı bir lezzeti taşıyor: ‘Hayatından Notlar’. Bu bölümde, müzikçilerin yapıtlarıyla yaşamları arasındaki paralellikleri de görebileceksiniz. Müzik Sözcükleri bölümü küçük bir sözlük olarak da tanımlanabilir. Yazılış üslubu için bir örnek vermeli: “Arp, gitar: Yayla değil de, telleri tutulup bırakılarak çalınan telli çalgılar; popçular gitar, melekler arp çalar”. ‘Teşekkürler’ bölümünü özellikle okumanızı isterim. Çünkü bilen birinin, daha iyi bilen birine danışma alçakgönüllüğünü gösteriyor. Yazar yalnızca Schumann bölümü için kimseye danışmamış. Müziği sevenler için çok güzel bir kitap. (Beethoven Çorbayı Neden Fırlattı?, Steven Isserlis, Resimleyen: Adam Stower, Çeviren: İnci Ötügen, Pan Yayınları)
BEETHOVEN: “Önemli değil,” sözü, defterinde yazmıyordu Beethoven’ın! Beethoven için bir müzik parçasındaki en ufak notadan, kahve yapmaya kadar her şey önemliydi. Müzik değil de kahve için, tam altmış kahve çekirdeği kullanılmasına çok titizlenirdi. Ne elli dokuz, ne altmış bir, tek tek saydığı çekirdekler mutlaka altmış tane olmalıydı. Kahvesi zehir gibiydi herhalde. Yetişkin birini kandırıp altmış çekirdekten kahve yaptırın, sonra içerken suratının aldığı şekli seyredin! Beethoven yemeğe de çok meraklıydı. Bir gün yemek ısmarlamış; garson ısmarladığı yemek yerine başka bir yemek getirince Beethoven söylenmiş; ters bir cevap veren garson arkasını dönüp mutfağa gitmiş. Garson bir dakika sonra eli kolu öteki müşterilere götürdüğü tabaklarla dolu, tekrar görünmüş. Artık iyiden iyiye kızan Beethoven yemeğini kaptığı gibi garsonun suratına fırlatmış! Garson küplere binmiş ama bir yandan yüzünden akanları temizlemeye çalışıp bir yandan da elindekileri düşürmemeye çalıştığı için bir şey yapamamış. Lokantadaki herkes gülmeye başlamış, keyfi yerine gelen Beethoven da kendini tutamayıp kahkahayı basmış.
MOZART: Müziğinde herkese göre bir şeyler vardır: Yetişkinler, çocuklar, müzikçiler, ömründe klasik müzik dinlememiş olanlar, müziğini herkes sevebilir. Bir de doğanın yarattığı şeylere benzer onun müziği, her müzik cümlesi tam olması gerektiği gibidir. Onun müziğinin olmadığı bir dünya düşünemiyorum, daha doğrusu düşünmek istemiyorum! Ne dinlemeli? Hmmm... İşte bu çok zor bir soru. Atlanamayacak o kadar çok şey var ki! Doğruya doğru Mozart’ın önemli sayılmayacak eserleri var; sırf para için ya da çok gençken yazdığı şeyler ama şaheserleri de upuzun bir liste oluşturuyor. Mozart’ın gözünde opera besteciliğinin ayrı bir önemi vardı. Belki siz de o muhteşem operalarından bir-iki tanesiyle başlamak istersiniz. Önce kayıtlardan dinleyip yavaş yavaş tanımak en güzeli; sonra operaya gidebilme şansınız varsa gider orada izlersiniz. Don Giovanni ve Sihirli Flüt’le başlamanızı öneririm. Mozart’ın operalardaki müthiş başarısı, her kahramanın kendi kişilik özelliklerine has apayrı bir müziği olmasından gelir.
BACH: Bach’ın eğitimini ağabeyi Johann Christoph üstlenmişti. Eğitim, müziği de kapsıyordu tabii. Bach çembaloda büyük ilerleme gösterdi, bu da ağabeyinin pek hoşuna gitmedi. Bach öğrenciler için yazılmış parçalardan sıkıldı, büyükler için yazılmış parçalar kitabın bakmasına izin versin diye Johann Christoph’a yalvarmaya başladı. İsteği reddedildi, Bach da her gece yarısı kalkıp kitabı dolaptan gizlice alarak ay ışığında bir deftere kopyalamaya başladı. (Geceleri yanına mum almasına bile izin yoktu) Kopyalama işi Bach’ın tam altı ayını aldı, gel gelelim bitirir bitirmez ağabeyi durumu fark etti ve kitabı da defteri de dolaba kilitledi. Haset şey... Bach sonunda okula yollandı, çok da başarılı oldu. Okul masraflarını çıkarmak için zengin oğlanlara Latince dersi verdi ve koroda şarkı söyledi; müzikten ilk para kazanışı da böyle oldu.
Doğan Hızlan’ın Seçtikleri
Halide Edib Adıvar / Akile Hanım Sokağı / Can Hubert Reeves / Atomlar ve Galaksilere İlişkin Yazılar / YKY Mehmet Güreli / Hayaller ve Sokaklar / Sel Zoran Drvenkar / Sorry / Doğan Kitap Sühe Tuğtepe / Zerre / Kırmızı Yayınları