İlk özel müze Sadberk Hanım Müzesi’nde 25. yıl sergisi

TÜRKİYE’nin ilk özel müzesi Sadberk Hanım Müzesi, 14 Ekim 2005 tarihinde yapılan bir törenle 25. yılını idrak etti.

Kataloğun başında da yer alan açılış konuşmasında Ömer M. Koç, müzenin tarihini ve "Asırlar Sonra Bir Arada" sergisini anlattı:

"Kuruluşunun 25. yıldönümünü 14 Ekim 2005 tarihinde idrak eden ve Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi, 25 yıllık zaman dilimi boyunca koleksiyonlarını zenginleştirmek ve güncelliğini korumak için gerek yurtiçinden gerek yurtdışından hibe ve satın alma yoluyla seçkin eserleri bünyesine katmış ve halen de katmaya devam etmektedir.

25. yıldönümümüzü yurtdışından satın alınan 339 adet eseri bir arada sergileyerek kutlamak istedik. Bu eserlerin müzeye kazandırılmasında ilk Müze İcra Komitesi Başkanı olan halam, merhum Sevgi Gönül’ün çabaları herkesçe malûmdur. Zamansız ölümünden sonra, kendisinin izlediği müze koleksiyonlarını geliştirme politikasına aynı şevk ve gayretle devam edilmektedir."

Azaryan Yalısı’nın birinci ve ikinci katında modern ve çağdaş müzecilik anlayışıyla düzenlenen yeni vitrinlerde, yurtdışından Türkiye’ye kazandırılan ve çoğunluğunu Anadolu kökenli eserlerin oluşturduğu Asırlar Sonra Bir Arada adlı sergiyi ve elinizdeki kataloğu beğeneceğinizi ümit ediyorum."

* * *


GERÇEKTEN de Sevgi Gönül’ün yurtdışından getirdiği 315 adet ve onun 2003 yılında vefatından sonra da Ömer M. Koç tarafından alınan 24 eser, toplam 339 adet eser İznik çini ve seramikleri konusunda, görülmesi gereken bir koleksiyondur. Serginin açılışında Ömer M. Koç, alınan parçaların serüvenini anlatırken, halasından aldığı müzecilik ve koleksiyonculuk bilincini sürdürdüğünü göstermektedir.

Asırlar sonra bir arada-Sadberk Hanım Müzesi’nin yurtdışından Türkiye’ye kazandırdığı eserler başlığını taşıyan katalogdaki Hülya Bilgi’nin Giriş yazısından pek iyi anlaşılacağı üzere, müzecilik bir bilgi ve takip işidir.

Sergiyi gezdiğinizde göreceksiniz ki, "Zengin İznik çini ve seramik koleksiyonu" bilinçli bir seçimle aktarılmıştır.

Bilgi’nin yazısını okuduğunuzda, sadece çini ve seramiğin tarihini öğrenmiş olmuyoruz, imparatorluğun gelişmesi, ekonominin yükselişi ile çöküşünün üretimi, kaliteyi nasıl etkilediğini de öğreniyoruz.

16. yüzyılın, İznik’teki atölyelerde üretilen çinilerin seramiklerin en parlak dönemi olduğunu kaydeden Bilgi, bunların sergilenenler arasında en geniş ve en önemli grup olduğunu söylemektedir.

Asırlar sonra bir arada çok anlamlı bir başlık. Çünkü çok önemli sanat eserleri, değişik nedenler ve gerekçelerle özellikle de ekonomik amaçla buradan alınmış yurtdışına götürülmüştür, eserlerin yurtdışından alınma tarihlerini ve yerlerini okuduğunuzda gerçekten bunları kendi yurduna getirmenin ne kadar maddi ve manevi değeri olduğu görülmektedir.

* * *

ÇOK önemli bu sergiyi gezmeniz için, bayram tatili iyi bir fırsat.

Perşembe gününden (yarın) itibaren saat 10.00 ile 17.00 arasında Büyükdere’deki Piyasa Caddesi 25-29 numarada bulunan Sadberk Hanım Müzesi’nde görebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları