İki ödül ve ödüllerin önemi

Bilkent Üniversitesi, Oğuz Tansel Türk Edebiyatı Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından her yıl Oğuz Tansel adına dönüşümlü olarak ‘Çocuk Yazını’, ‘Halk Bilimi’ ve ‘Şiir’ alanlarında ödüller veriliyor.

2022 yılı ödülü şiir alanında ve Alphan Akgül, Mehmet Kalpaklı, Birhan Keskin, Orhan Tekelioğlu, Levent Yılmaz’dan oluşan seçici kurul tarafından, 2021 yılında yayınlanmış (ya da yayıma hazır) şiir kitapları arasından Ömer Erdem’in ‘Güneş Kalır Bir Başına’ adlı yapıtına verilmesine (oybirliği ile) karar verilmiştir.

Kurul, Ömer Erdem’in bu kitabıyla, yirminci yüzyıl şiir akımlarının etkilerini özümseyerek aşması, yalın ve lirik bir söyleyiş ile düşünce derinliğini birleştirmesi, klasik şiire özgü dize tartımı, eda ve kompozisyon bilgisini çağdaş şiir anlatışlarıyla yorumlayarak modern ve özgün bir üslup yakalamayı başarmış olmasını ödülün gerekçesi olarak görmüştür.

Ödül töreni 24 Kasım saat 16.30’da Bilkent Üniversitesi C Blok Amfi’de yapılacaktır. Tören öncesi günümüz Türk şiiri üzerine uzmanların katılımıyla bir panel düzenlenecektir.

BİR ÖDÜLÜN 30’UNCU YILI

Türk edebiyatının önemli adlarından Cevdet Kudret adına verilen ödüllerin bu yıl 30’uncusu düzenlendi.

2022 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri’ni kazananlar belirlendi.

Şiir, roman, öykü, tiyatro, deneme – eleştiri - inceleme alanlarında Türk edebiyatına önemli eserler kazandırmış olan Cevdet Kudret’in anısını yaşatmak amacıyla, her yıl bu dallarda dönüşümlü olarak verilen ve yazarın ailesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile TÜYAP’ın işbirliğinde yürütülen ödül bu yıl tiyatro dalında verildi.

Yarışmaya, şartnameye göre son beş yıl içinde yazılmış ve sahnelenmemiş 55 eser katıldı.

Hasibe Kalkan, Ahmet Sami Özbudak, Merih Tangün, Leman F. Yılmaz, Özen Yula’dan oluşan seçici kurulun yaptığı değerlendirme sonucunda

-Özgecan Şimşek’in ‘Alkeskes’ adlı oyunu tragedyayı çağdaş bir yorumla sunduğu,

-Erencan Atmaca’nın ‘K.Öz’ adlı oyunu karakter ağırlıklı dramayı yeni bir bakış açısıyla değerlendirdiği,

-Cana Bostan’ın ‘Uygun Bir Kayboluş İçin Ekmek Kırıntıları’ oyunu radikal bir sahne plastiğini ele alan deneysel bir metin olduğu,

-Berat Beyoğlu’nun ‘Yaşamak İstediğim Dünyadan Artakalan’ oyunu distopik bir dünyayı sinematografik bir kurguyla sahneye taşıdığı için ödüle değer bulundu.

- Ayrıca Türk Tiyatrosu’na 1965 yılından günümüze kadar büyük katkıları olan Hidayet Sayın’a, son yazdığı ‘Kafes’ adlı oyunla, duru Türkçesi ve tarihi oyun kavramını taze bir solukla değerlendirdiği için bu yıl ilk kez verilen ‘Onur Ödülü’ ile teşekkür edildi.

- Ödül töreni, 4 Aralık’ta saat 16.00’da TÜYAP Kitap Fuarı’nda yapılacak.

NEDEN GEREKLİ?

- Ödülleri desteklerim, gerekli bulurum.

Biri adına verilen ödül, kişinin hatırlanmasını, yeniden gündeme gelerek okunmasını sağlar. Ödüller kadar yıldönümlerinde yapılan özel sayılar da inceleme, araştırma yapacaklara bir malzeme işlevini görür. Kitap ekleri ödüllerin tanıtımını belli ölçüde yerine getiriyorlar. Ben aslında tanıtma görevinin kitapçılara düştüğü kanısındayım.

Ödüller için yapılması gereken nedir? Kapıda okurları karşılayacak bir listede ödül ve kazananın fotoğrafı bulunmalıdır. Büyük kitabevleri imza günleri yapıyorlar, ödül kazananlar için de bunu gerçekleştirmeliyiz.

Tanınmış, çok satan yazarlar zaten kendi okurlarını buluyor, özellikle roman türünde.

Bu açıdan öykü ve şiire bu çaba gösterilmiyor. Yayınevleri elbette çok satan yazarlarıyla ilgilenecekler fakat az satan ama önemli adları da ihmal etmesinler. Özellikle şiir kitaplarının böyle bir tanıtıma ihtiyaçları vardır. Nobel Ödülü dışında başka ülkelerde seçkin ödüller de var, bunlardan bizi dergiler, kitap ekleri haberdar etmeliler. Yurtdışında yaşayan muhabirler bu ödülleri de ülkelerine iletirlerse bence edebiyat adına büyük bir hizmet yapmış olacaklardır.

Ömer Erdem bu yıl iki ödül kazandı; biri Attilâ İlhan Şiir Ödülü, diğeri de Oğuz Tansel Ödülü, ikisinin de saygın seçiciler kurulu üyeleri var, hiç olmazsa iyi bir okur bu verilen yargılar ışığında onu okumalı.

Cevdet Kudret’in tiyatro ödüllerine gelince, konservatuvarlar, kimi özel tiyatrolar, hatta kurumsal tiyatrolar da bunları ramp ışığına çıkarmalı ki yazanlar tanınsın.

Hemen hemen her ödül münasebetiyle bu dileklerimi, saptamalarımı yazıyorum.

Anımsadığım bir Ionesco oyununda şöyle bir sahne vardı:

‘Bu bölümü birkaç kez tekrarlayın ki seyircinin belleğinde kalsın.’