SERGİNİN açıldığı Palais de Buzar’ın önünden aşağıya doğru yürüyoruz.
Sağda birkaç merdivenle inilen bir bahçe, ortada bir havuz, içinde bir heykel, kapının önünde de Paul Claudel’in heykeli.
Evet burasının adı, Heykeller Bahçesi.
Bizim Teşvikiye’deki Edebiyatçılar Parkı’nı anımsıyorum. Heykelin az olduğu bir ülke Türkiye.
Bu heykel parkı dışında Yahya Kemal Beyatlı’nın Maçka Parkı’ndaki, Yaşar Kemal’in sahil yolundaki heykellerine pek az isim daha eklenebilir.
* * *
SERGİ açılışından sonra Brüksel Büyükelçiliği’nde Büyükelçi Erkan Gezer buraya gelenlere, sergiyi hazırlayanlara bir yemek verdi.
Açılışı Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile Belçika Kültür Bakanı birlikte gerçekleştirdiler. Erkan Mumcu, dün Frankfurt Kitap Fuarı’nın açılış töreninde bulunmak, Türk standında incelemeler yapmak üzere Frankfurt’a gitti.
AB uzun bir yolculuk. Ben bu maratonun sanat, kültür yoluyla, yorulmadan kat edilebileceğine inananlardanım.
Sergi binasından girer girmez kapıda sizi karşılayan duzardaki dört kadın, bir ülkenin uygarlık serüveninde kadının rolünün birinci derecede olduğunu görecektir. Özellikle Türk kültüründe, sanatında, o coğrafyada kadına verilen önemi de bu sergi simgelemektedir.
Samih Rifat’ın şiirsel sunumuyla yayınlanan katalog üç dilde. Fransızca, Flamanca, İngilizce.
Türkiye nasıl bir ülkedir?
Bu sergiyi gezerken, şu gerçek anlaşılacaktır ki, Batı’nın, Doğu’nun, Bizans’ın, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in değişik renkli kültürel varlıklarını özümsemiş, kendine özgü bir kültür ve sanat yaratmıştır. Bunu yaratabilen bir ülkenin insanlarının yeri elbette AB’dir.
Tanzimat’tan bu yana tarihimiz, özellikle Batılılaşma hareketimiz için gösterilen çabalar ve sonuçları yeterince bilinmiyor.
Bu sergi işte bu gerekçenin en inandırıcısını sunuyor. Görkemli örnekleriyle.
Türkiye’den buraya taşınan sanat eserlerinin yolculuk öyküsü bile bir film senaryosu olabilir. Yorgunlukların, gerilimlerin bitip zaferin kutlandığı bir gece yaşandı elçilikte.
* * *
BRÜKSEL küçük bir şehir. İstanbul’un uyumayan hemşerisi olduğumdan içime bir dinginlik ve bir hüzün çöktü.
Kitapçılarıyla, müzik mağazalarıyla, kırtasiyecileriyle güzel, minyatür bir kent.