Her yerde şiir okunuyor

Youtube’da, radyo istasyonlarında, tiyatro dünyasından profesyonel isimler ya da amatörler şiir okuyor.

Haberin Devamı

Eski Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal da bir radyo kanalında şiir okuyor.

Televizyonun yaygın olmadığı, internetin icat edilmediği zamanlarda edebiyat matinelerinde şairler kendi şiirlerini okurlardı.

Attilâ İlhan şiirini okuduğunda, izleyiciler şiire ayrı bir sevgi duyarlardı.

Edebiyat matinelerinin bir özelliği de okurun şairleri orada görebilmeleriydi.

Çünkü o dönemde kitap fuarları da yoktu. Okurlar ancak o zaman şairle tanışırlardı.

Matinelerde yalnız şiir okunmazdı, öykü yazarları da bu günlere katılırdı.

Sait Faik Abasıyanık’ın takdimini Özdemir Asaf yapmıştı.

Bir de anma günlerinde edebiyatçıların eserleri okunurdu.

Çok sonraları, şiir kasetleri yayınlanmaya başladı. Bazılarında müzik eşliğinde okunuyordu.

Şiir okuma günlerini yaygınlaştıran şair Ümit Yaşar Oğuzcan’dır. Yalnız edebiyat matinelerinde değil, başka toplantılarda da şiirlerini okurdu. Bir long play’i çıkmıştı.

Haberin Devamı

Rahmetli Mustafa Baydar da onun biyografisini yazacaktı, şairin etkinliklerini yakından takip ederdi.

Behçet Necatigil’in Edebiyat Matinesi şiirini mutlaka bu yazıya almak lazım:

“Kaykılmış koltuğunda bir kız

 Çiğner çiklet

 Bir oğlan dalgada,

 Geldiğine pişman uyuklar

 Bir başkası arkada.”

Merak ediyorum, bu şiirler dinlenip geçiliyor mu, yoksa dinleyen kitabını alıyor mu?

Araştırmaya değer.

ÜNLÜ YAZARLARA EDEBİYAT FESTİVALİ

Ünlü yazarların yaşadığı yerlerde neden birer edebiyat festivali yapılmıyor.

Hüseyin Rahmi Gürpınar için her yaz edebiyat enlikleri pekâlâ yapılabilir.

Sait Faik Abasıyanık için Burgazada’da sempozyum düzenlenebilir.

Büyükada iyi bir adaydır. Orada yazları Nurullah Ataç, Macit Gökberk yaşamıştır. Düşünce ve edebiyat bir arada düşünülebilir.

Kınalıada Fazıl Ahmet Aykaç, İhap Hulusi’nin yaşadığı adadır. Eski Kulüp rakısının üstündeki illüstrasyonda da smokinli iki arkadaştan biri şair Fazıl Ahmet Aykaç, diğeri de grafiker İhap Hulusi’dir.

Kültür turizmi diyoruz ama elimizdeki malzemeyi değerlendiremiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bir arada olduğuna göre bunun gerçekleştirilmesi o kadar da zor değil.

Haberin Devamı

Bodrum’u Bodrum yapan Halikarnas Balıkçısı adına her yıl bir sempozyum yapılmalı. O olmasaydı Bodrum Bodrum olmazdı.

Batı ünlü yazarlarını, ressamlarını kültür turizmi açısından çok iyi değerlendiriyor.

Homeros’un kitaplarında geçen yerler yoğun bir turist çekiyor, o adada yaşan bir yazarın yaşadığı yer bugün kütüphanesiyle turist akınına uğruyor.

Adını vereyim Korfu Adası.

Orada yaşayan da Lawrence Durrell.

SANAT BAHÇELERİ

İKSV’nin film yarışmalarının Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesinde yapılacağını okuyunca, bahçelerde sanat konusundaki düşüncelerimi genişletmeyi düşündüm.

Belli yaştaki bir kuşak bahçe sinemalarını bilir. Ben çok kez gittim. Bir kere kışın kaçırdığınız filmleri burada görebilirdiniz. Serin bir havada, yapay klima serinletmenin dışında seyrederdiniz.

Haberin Devamı

Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesinde daha önceleri de konserler verilirdi.

Birçok ilin bahçesinde, parklarda konserler yapılabilir, oyunlar temsil edilebilir.

Topkapı Sarayı Müzesi’nin bahçesinde Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operası sahnelenirdi, çünkü konusu orada geçerdi.

İspanya’da, librettosu Prosper Merime’nin, bestesi Bizet’nin olan Carmen operası konunun geçtiği yerlerde yapılınca seyirci ilgisi artar.

Giuseppe Verdi’nin Aida operası da cereyan eden mekânda oynanır.

Geçen yıllarda Yıldız Sarayı’nın avlusunda Selman Ada’nın bir operası oynanmıştı.

Yaz etkinlikleri sadece yazlık yörelere gidenlere göre düzenlenmemeli. Büyük şehirlerde kalanların da sanatla, edebiyatla ilgili neler beklediğini düşünmeli, belediyelerin görevleri içinde bu da var.

Haberin Devamı

İstanbul için düşüncelerimi iletiyorum.

Yıldız, Emirgân parkları, Gülhane Parkı, Çamlıca Tepesi mutlaka sanata kazandırılmalı.

Şimdi virüs dolayısıyla İKSV’nin festivalleri yapılamıyor.

KÜLTÜR TURİZMİ

ÇOCUKLARA gelince, ne yazık ki bu virüs yüzünden müzeler atölyeleri açamadı. Çocuklar görsel eğitim alamadı.

Ancak İstanbul’da yaşayanlar, çocuklara müzeleri gezdirebilirler.

Bir habere çok sevindim.

Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne ilgi yoğunmuş. Sırayla almak gerekiyormuş ziyaretçileri.

Umarım çocuklar da buradan yararlanabilirler.

*

KÜLTÜR turizmi konusunda eksikliklerimizi gidermeliyiz, bahçeleri, parkları da değerlendirmeliyiz.

 

Yazarın Tüm Yazıları