Nedim Gürsel’in Hatırla Barbara adlı kitabı, benim kuşağımın okurları, şairleri, yazarları için, çağrışımı bol bir dizeden alıyor adını.
Jacques Prevert’in Hatırla Barbara şiirini, dilimize 2007 yılında kaybettiğimiz Teo (Teoman Aktürel) çevirmişti. Onun daha başka başarılı çevirileri de vardı, Devinek adlı bir de şiir kitabı yayınlamıştı.
Nedim Gürsel’in yeni kitabı Fransız Konsolosluğu’nda yapılan bir toplantıyla tanıtıldı. Ben, Fransız edebiyatının bizim belleğimizde kalan roman kahramanlarından, şairlerinden söz ettim. Elbette bu konuşmada Baudelaire, Balzac, Stendhal, Moliere, Montaigne unutulamazdı. Nedim Gürsel’in yeni kitabı üzerine konuştum. Kitapta sözünü ettiği hayatından bölümleri bildiğim için, kitap beni yakınına çağırdı.
Nedim Gürsel de, Fransa’ya gidişinden bugüne iz sürdü, bu kitabın yazdıkları arasındaki yerini belirledi.
Daha sonra, Fransa’nın Türkiye büyükelçisi Bernard Emie, konuşmasında; kitap ve Nedim Gürsel üzerine düşündüklerini anlattı:
“Le Pont (Köprü) başlıklı öykünüzde, iki ülke, iki dil, iki kültür arasında kalmış bir yazarın durumundan uzun uzadıya söz ediyorsunuz. Bu, İstanbul´da bulunan ve doğuyu batıya bağlayan köprüydü. Fakat bu aynı zamanda, yazar ve büyük bir aydın olan sizin zihinsel ve duygusal olarak iki vatanınızı birbirlerine bağlayan bir köprüydü de.”
PARİS’TE YAŞAYAN BİR TÜRK YAZARI
Babası Orhan Gürsel’i de tanıdım, annesi Leylâ Gürsel’i de. Altın Kitaplar’da yayın yönetmenliği yaptığım dönemde, Leylâ Gürsel’in önemli çevirilerini yayınlamıştık.
Gürsel’in bu kitabı elbette sadece bir gezi kitabı olarak nitelendirilemez. Gezi alanı, bütün Fransa’yı kaplar ama bunun içinde yazarın yaşamından notlar, ailesinin anılarından damlalar yer alır. Her gittiği yer, onun için bir yazarın kenti, bölgesi, bir ressamın tuvaline aktardığı renktir.
Paris’te yaşayan bir Türk yazarı olarak - bunu sık sık tekrarlar - Türk yazarlarını, Türk ressamlarını da unutmaz. Fransa’yı gezerken buraya uğramış Osmanlılardan, Türklerden söz eder, onların eserlerine göndermeler yapar. Gürsel Paris’e gidişini şöyle anlatıyor:
“İşte bu ‘başka sular’ sürükledi beni Paris’e, 12 Mart Muhtırası´ndan sonra Halkın Dostları dergisinde yayımlanan bir yazımdan dolayı Sıkıyönetim Mahkemesi´nde hakkımda dava açılıp askerî savcı yedi buçuk yıl hapsimi isteyince soluğu devlet başkanının ‘Sartre tutuklanamaz; çünkü o Fransa´dır’ dediği ülkenin başkentinde, yani Paris´te aldım.”
Nedim Gürsel, okul yaşamından Fransa’daki öğrenimine, akademik çalışmalarına kadar, bütün aşamaları da notları içine yedirmiş.
Nâzım Hikmet’in şiiri, Sait Faik’in Fransa hakkındaki yazısı bu gezinin içinde yer alır. Cem Sultan, buralarda nasıl yaşamış, hangi şiirleri yazmıştır?
Kitaptan okuyacaksınız, onun için Paris bir tutkudur, babası Orhan Gürsel, Paris’te yaşamıştır, Fransızca öğretmenidir, annesi matematik öğretmeni Leylâ Gürsel de, Paris’e gitmiştir, iki küçük çocuğu teyzelerine bırakarak. Fransızca kuşatmıştır aileyi.
İşte biyografi de bu yazıların içindedir.
Hatırla Barbara, bir gezi kitabı olduğu kadar bilgiyle, gözlemlerle, kendi yaşamından gelenlerle yoğrulmuş, bir sarmal edebiyat eseridir.
Gelelim kitaba adını veren şiire ve onun Nedim Gürsel’de bıraktığı ize:
“Hatırla Barbara Yağmur yağıyordu o gün Brest´e durmadan Evet anımsıyorum. Galatasaray Lisesi’nin yatakhanesinden gece geç vakit, ışıklar söndürüldüğünde hayaller kurardım. Bir gün Baudelaire’in şiirlerinden tanıdığım Paris’e gidecek, orada bir çatı katında ben de şiirler yazacaktım. Jacques Prevert´i keşfettikten sonra Brest´e gitmeyi, orada bir saçak altında, tıpkı şiirdeki gibi, yağmurda ‘şaşkın, hayran, sırılsıklam’ yürüyen bir genç kadını öpmeyi hayal etmeye başladım.
Yıllar sonra hayallerim gerçekleşti işte. Brest’teyim, Fransa’nın batı ucunda.
...
Karanın bitip denizin başladığı yerdeyim. Yağmur yağıyor. Öyle ahmak ıslatan cinsinden değil ama, bayağı şakır şakır, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Ve Arap kızı, çocukluğumun masallarındaki gibi camdan bakıyor. Arap kızının adı Barbara.” Hatırla Barbara’nın satırlarından, onun başka yapıtlarına da yol alabilirsiniz.
Duyarlı, yer yer hüzünlü bir kitap.
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Pal Sokağı Çocukları Ferenc Molnar YKY
Hadi Gülümse Kemal Burkay Kırmızı Yayınları
Felsefenin Işığında Modern Resim İsmail Tunalı Remzi Kitabevi
Gulag Anne Applebaum Arkadaş Yayınları
Çanakkale S.Kanlısırt Muharebesi Peter Williams Kitap Yayınevi