Hangisi İstanbul

Her yıl bu aylarda yıllıkların önemine, işlevine değinirim. Bunu internetin karşıladığına inanmıyorum. Uygulama bana bu gerçeği gösterdi.

Haberin Devamı

İstanbul üzerine yapılan her inceleme benim dikkatimi çeker ve İstanbul’a, İstanbulluya katkısı vardır.

İstanbul’un semtlerini canlandıranları da sık sık anımsarım ve anımsatırım.

Çelik Gülersoy, Yeşil Ev’i açtıktan sonra Sultanahmet canlandı. Birçok otel yapıldı.

İstanbul üzerine kitap yazacakların Gülersoy’un kurduğu ‘İstanbul Kitaplığı’ndan yararlandığını biliyorum.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün çıkardığı ‘Yıllık’ bu gereksinimi karşılayan yayınlardan biri.

Yazılardan önce okuduklarım, şehrin kültürüne, edebiyatına dair çalışmalar.

İncelemelerin yanı sıra, İstanbul’u anlatan romancıları, şairleri, öykü yazarlarını da okuyun, böylece bu bilgileri edebiyatla süslersiniz.

*

OLCAY Akyıldız–Zeynep Uysal, İstanbul’un edebiyata yansıyışını örneklerden yola çıkarak inceliyorlar:

Haberin Devamı

“İstanbul kat kat, üst üste yığılmış tarihler, kilkiler, kültürlerle biçimlenmiş bir şehir. İstanbul’un çok katmanlılığı sadece tarihselliğinden kaynaklanmaz.

Bugün içinde yaşarken de farklı hayatları, birbirinden uzak dünyaları, benzersiz insan portrelerini hem katmanları arasında hem de yan yana tutar.”

Bu açıdan baktığınızda semtlerin karmaşık yapısı bile değişimi sergiler.

Yemek çeşitleri ayrı bir alışkanlık değişimini gösterir.

Eski ustaların İstanbulunu çoğumuz okuduk ama yeni İstanbul hakkında çok az bilgimiz var.

Romandan, öyküden, şiirden söz etmiyorum. İncelemelerden, araştırmalardan, anılardan söz ediyorum.

İstanbul’un fethinin 500. yılında birçok şair İstanbul üzerine şiir yazdı.

Osman Cemal Kaygılı, Sermet Muhtar Alus, Ahmet Rasim gibi yazarların yokluğunu duyuyorum.

Selim Sırrı Kuru, ‘İki Şehrin Şiiri: Gazelde İstanbul ve Galata İkilisi’nde, “Şairlerin tahayyülünde İstanbul, fetihten hemen sonra Galata ile el ele belirmiştir” diyor.

Hatice Aynur, Tatavlalı Mahreminî’nin Şehnâme’sinde Suriçi İstanbul’unda Mahremî’nin yol haritasını çizer. İstanbul’un camilerinin güzelliğini ve bolluğunu, kubbelerini över.

Handan İnci’nin yazısı dünden bugüne uzayan tespitlerle önemli bir çalışma.

‘Hangi İstanbul?

Haberin Devamı

Ahmet Hamdi Tanpınar ve Orhan Kemal’in Gözünden Şehre Bakmak’.

Bildiğimiz, yerleşik yargıları, yeniden gözden geçirmemizi, yenilememizi sağlıyor.

Bir bölümünü okuyalım:

“İstanbul, türün ilk örneklerinden bu yana romancıların vazgeçilmez anlatı mekânı olmuştur. Bazı yazarlar, İstanbul’a duydukları ilgiyi sadece roman ve öykülerine konu etmekle sınırlı kalmamış. Şehir hakkındaki düşüncelerini müstakil kitaplarla da ortaya koymuştur.”

Tartışma alanına üç kitabı koymuş İnci. Bu doğru bir seçimdir, çünkü bunlar farklılıkları belirginleştirmiş üç kaynaktır.

Boğaziçi Mehtapları – Abdülhak Şinasi Hisar

Beş Şehir – Ahmet Hamdi Tanpınar

İstanbul’dan Çizgiler – Orhan Kemal

Haberin Devamı

Orhan Pamuk’un İstanbul’u da listeye eklenmiştir.

Yazının can alıcı noktası, aşağıdaki soruya verilecek yanıtta düğümlenir:

“Hangisi İstanbul?” Yazar analizini şöyle temellendirmektedir:

“Gerçekten de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’inin İstanbul kısmı ile Orhan Kemal’in İstanbul’dan çizgiler kitabını, bu şehri hiç görmemiş biri okusa, iki ayrı yerden söz edildiğini düşünebilir.

Aşağı yukarı aynı dönemlerde yaşamakla birlikte, Tanpınar (1901–1961) ve Orhan Kemal (1914–1970), İstanbul’u öylesine farklı bakışlarla kaleme alıyorlar ki karşılaştırmalı bir okumada, şehrin, niyete/tercihe/bakışa göre nasıl farklı görüntülenebileceğine dair çok verimli iki örnek oluşturuyorlar.”

Haberin Devamı

Handan İnci’nin sorusunu daha yakın zamanlara getirirsek, bu iki örneği bulabilir miyiz?

Murat Germen’in fotoğraflarının da altını çizmek gerekiyor.

Salık vereceğim yazılardan biri de Koray Durak’ın ‘Hapishanede Ayasofya’yı Düşünmek: El -Ömerî ile Balaban’ın Konstaniyye’deki Ulu Kilise Üzerine Sohbeti’.

*

İSTANBUL’u bütünüyle anlatan önemli yazılar toplamı bir yıllık.

*

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları

Yazarın Tüm Yazıları