Görsel estetik yüzyılın uygarlık düzeyini tayin eden en önemli unsurdur. Dünyada görsel sanatların tarihini bilirsek, kendi ülkemizin resmini, fotoğrafını, mirasını daha iyi, daha doğru değerlendirebiliriz, ayrıca ülkemizde görsel sanatların dünya düzeni içindeki yerini de bu ölçütlerle bulabiliriz.
Eleştirmen Hasan Bülent Kahraman’ın yayın danışmanlığında dilimize çevrilen Edward Lucie-Smith’in 20. Yüzyılda Görsel Sanatlar’ı, sanat tarihindeki değişik türlerin gelişim tarihini verirken, her akımın değişik ustalarının eserleri üzerine de eleştirel bilgiler veriyor.
Kahraman, Önsöz’de kitabın önemini şöyle açıklıyor:
‘Edward Lucie-Smith’in 20. Yüzyılda Görsel Sanatlar isimli yapıtının Türkçe’ye kazandırılmasını birçok nedenden ötürü bir kültür olayı diye nitelendirmek hiç yanlış değil.
Her şeyden önce bu kitap, Türkiye’de bu konularda eğitim gören ve bir yabancı dil bilmediği için Türkçe’den başka dillerde yazılmış kitapları okuyamayan çok büyük öğrenci kitlesi açısından neredeyse çığır açan bir kazanç. Çığır açan diyorum çünkü, bir kere doğrudan Türkçe’de yazılmış ve 20. yüzyıl görsel akımlarını, oluşumlarını dikey ve düşey eksenlerde işleyen, irdeleyen ve çözümleyen kapsamlı bir kaynak bulunmuyor.’
Kitabın aynı yüzyılın içinde yıllara bölünerek türlerin gelişimine yer vermesi, okurun kronolojik biçimde bilgi edinmesini sağlıyor.
Bana göre asıl ilgi çekici yönü; yıllara göre sınıflandırmada, sadece sanatı, sanat olaylarını, kişileri ölçüt almaması, böylece bilimle, toplumsal ve siyasi olaylarla da sanatın arasındaki ilişkileri araştırarak, onu çok yönlü bir platforma oturtuyor. Ki doğru olanı da budur sanıyorum.
Bölüm başlığı sayfa düzeninden örnek verirsek, söylediğimizi daha anlaşılır kılabilirim.
20. Yüzyılda Görsel Sanatlar, 1900 Öncesi zaman dilimiyle başlıyor, 1990-1995 bölümüyle sona ererken 1999 tarihine kadar geliyor.
Yıl yıl verilen ana konu başlıkları şöyle: Genel Olaylar, Bilim ve Teknoloji, Sanat, Mimari.
Böylece yüzyılın ya da o yılın görsel sanatlar açısından değerlendirmesini yaparken, nasıl bir karşılaştırma malzemesi bulacağınızı da örneklerle aktarayım.
Sözgelimi, 1894-1895 arasındaki değişik başlıklardaki bilgiyi sıralarsam, kitabın geniş açılı yöntemi konusunda aydınlanmış olursunuz.
Küba’nın İspanya’ya karşı bağımsızlık savaşı / Guglielmo Marconi’nin telsiz icadı / Paul Cezanne’ın çalışmalarının ilk kez, Ambroise Vollard’ın düzenlediği büyük bir sergide izleyiciyle buluşması.
Sanat tarihini, görsel sanatları, bütün toplumsal, siyasal olaylardan soyutlayarak onu kendi ekseni çevresinde döndürmüyor.
Nasyonal Sosyalizm ve Resim başlıklı yazı, siyasetle sanatın kesişmesini, Pablo Picasso’nun ünlü Guernica tablosu üzerine bilgiyi de bu kitapta bulacaksınız.
Bilgilerle birlikte örnekler, bazı eserler üzerine ayrıntılı bilgiler, öğrenciler, meraklılar için güvenilir bir başvuru kaynağı.
ÖNEMLİ BİR DEVLET KOLEKSİYONU
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu (İki cilt)
Editör, koordinatör ve genel sanat yönetmeni: Halil Akdeniz
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
İki ciltten oluşan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu, resmi kurumlarımızın sanata katkısı, resim tarihimizin önemli sanatçılarının örneklerini muhafaza bakımından değer taşıyor.
Koleksiyonları yapmanın yanı sıra, bunların kataloğunu çıkarmanın da gereğini bütün kurumlara hatırlatıyorum. Bu kapsamlı katalog Türkçe-İngilizce olarak iki dilde yayınlandı.
Başkan Süreyya Serdengeçti’nin Sunuş’unda belirttiği gibi, ‘Bu koleksiyon hem destekleme hem de değerleri oluşturma ve biriktirme yönünde’ bir işlevi üstlenmiştir.
Birinci cildin başında Mümtaz Sağlam, ikinci cildin başında da Halil Akdeniz adı yer almaktadır.
İlk cildin başındaki Olaylar, Kurumlar ve Kişiler Bağlamında Türk Resim Sanatının Gelişme Aşamaları incelemesinde, özellikle devletle, hükümetle sanatın ilişkileri, sanatın, görsel sanatların, başta resmin gelişimi için bu bağlantının tarihi, bugüne ışık tutmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin o zamanlar kültür programı, resmin, ressamların yayılma coğrafyasını genişletmiştir. 675 resimli değerli o koleksiyondan bugün 70 tanesine ulaşılabilmiştir.
Akademi’deki yenileşmeyi, sergileri, resim hareketlerini tarihi süreç içinde inceleyen Mümtaz Sağlam’ın yazısının ikinci başlığı; Yüzyılın İkinci Yarısına Doğru-Türk Resminin Modernizme Atıflı Değişme ve Yenileşme Sürecine Yönelik Bir Değerlendirme adını taşıyor.
Kitapta yer alan ressamların biyografisi, sanatları üzerine yorum; ve de koleksiyonda, dolayısıyla da katalogda yer alan resim üzerine değerlendirme bir araya getirildiğinde ressamlar ansiklopedisi niteliği kazanmış oluyor.
İkinci cildin başındaki Halil Akdeniz’in Türk Sanatında 1950 Sonrası Çağdaş Yaklaşımlar ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu Örnekleriyazısı, bir koleksiyondan iz sürerek Türk resim tarihinin önemli aşamalarını irdeliyor.
Halil Akdeniz, II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan değişik alanlardaki oluşumların kültürle paralellik kurarak, 1950’den sonra çok partili demokratik sistemin izdüşümünde de sanatın değişim ve gelişimini anlatıyor.
Halil Akdeniz’in incelemesi, dünya sanat grafiğine de değinerek, Türk resmi üzerine yapacağımız yorumlara yeni bir açı getiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu, iki ciltte resmi bir koleksiyondan yola çıkarak Türk resim tarihi üzerine iki incelemeyi içeren, örneklerle güçlendirilen bir resim tarihi.
Pablo Picasso: GUERNICA
1936’da İspanya şiddetli bir iç savaşa gömülmüştü; kuşatılmış Cumhuriyetçi hükümetse, bir sonraki yıl Paris’te düzenlenecek olan Uluslararası Sergi’deki İspanyol pavyonuna, yaşayan en ünlü İspanyol sanatçının da katkıda bulunması için can atıyordu. Picasso da onlar için çalışmayı kabul etti, tablonun konusunun belirlenmesinde etkili olan gelişme, Bask bölgesinin tarihi kasabalarından Guernica’nın, 28 Nisan 1937’de Alman hava filosu tarafından bombalanması oldu. Picasso, 4 Haziran’da tabloyu neredeyse tamamlamıştı. Pavyon 12 Temmuz’da açıldı.
Uzun süredir Picasso’nun en beğenilen çalışması olan, bugün İspanya’nın ulusal simgelerinden biri haline gelen bu tablo, hem tarihsel konumu hem de izleyici üzerinde bıraktığı etki bakımından belirsizlikler taşır. Tarihsel belirsizliğin sebebi, önde gelen bir modernistin yaptığı ilk büyük resmi sanat çalışması olması, oysa modernizmin kökeninde resmi kültürün bütün biçimlerine karşı güçlü bir muhalefet yatmasıdır. Etkisi bakımından da muğlaktır, çünkü ifade ettiği acı ve korku ortada olsa da, anlatısı tam açık değildir. Kişisel alt metin genellikle, açıkça söylenenle çelişki içindedir; Picasso’nun boğayı kullanması bu duruma örnektir. Boğa ve yaralı at, Picasso için her zaman kadını simgeler.