Fahriye Abla'nın memleketinden Kelkit'e

HANGİ şehre, yöreye, beldeye gitsem, önce türkülerini dinlerim. Sonra da tarihini okurum.

Türküler yol boyunca uzak bir teypte çalar durur, kulağımda yankılanır.

Hakkında kitap okumadan bir yere geldiğimde, pusulasız bir seyyah gibi şaşırırım.

Kelkit'te Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu'nun açılışına gitmeden önce de, Gümüşhane Türküleri'ni dinledim, tarihini öğrendim.

Erzincan'da uçaktan indik, neşeliyiz, bir okul açılıyor, Ahmet Muhip Dranas'ın ‘‘Dağları karlı Erzincanlı Fahriye Abla’’sını hatırlayıp gülümsüyorum, sonra da o türkü geliyor dilime:

‘‘Erzincan'dan Kemah'tan/Yár gelir oyanamaktan.’’

Aydın Bey'
den Gümüşhane'yi, Kelkit'i elbette dinledim. Orayla ilgili çocukluk anıları kadar, siyasetçileri de tatlı tatlı anlatır.

Doğduğu yerin efsanesini her yerde, her vesileyle yaşayanlardan biridir o, vefa hafızası kuvvetlidir.

Okulun açılış töreninde gördüğüm Kelkitliler, bir masal meyvesini bölüşenlerin mutluluğunu yaşıyorlardı.

Doğduğu yere nostalji romantizmi ile bağlı olanları çok severim ama sevginin kanıtlarından en önemlisi de, ora insanlarının geleceğini düşünmektir. İşte o gün onları eski halleriyle hatırlayan Aydın Bey'in onları gelecekte artık yeni halleriyle görmek isteyişinin günüydü.

* * *

GÜMÜŞHANE'DEN bir efsaneyi Meliha Kantek'in Dün ve Bugün kitabından okudum:

‘‘Eskiler Gümüşhane'nin elmalarını soymanın bir beceri olduğunu ve herkesin bunu beceremediğini anlatırlar. Eski hanımlar bir elmanın kabuğunu on arşın uzunluğunda hiç koparmadan soyup nişanlılarına gönderirlermiş. Nişanlıları da bu marifetlerine karşılık onlara 7 arşın kumaş gönderip sevindirirlermiş. 'Elmalar allanıyor/Dalları sallanıyor' türküsünün hayattaki karşılığı.’’

Anneannemin bize de koparmadan portakal kabuğunu soydurduğu geceleri anımsadım.

A.Güngör Üçüncüoğlu'nun Trabzon-Gümüşhane kitabından Kelkit üzerine şu bilgiyi öğrendim:

‘‘Antik Çağ'da kurulan Suissa kentinin, 'Kelkit' adını rivayete göre 7. yy.'da yöreyi ele geçiren Peçeneklerin önderi KİLKİ Bey'in adından esinlenerek aldığı düşünülebilir.’’

Yazılanlara bakılırsa, Kelkit Satala bölgesinde kazı çalışmaları yapılmadığından buranın tarihine dair ayrıntılı bilgilere ulaşılamamış.

Saim Sakaoğlu'nun Gümüşhane ve Bayburt Masalları kitabı; insana dair bütün hikmetlerin masal formunda anlatıldığı hoş bir kitap.

Masalların dünyası, bizim gerçek dünyamızdır.

İyilik de, kötülük de her şey burada vardır.

İyilik yapanların, doğruların masal dünyasında zaferleri beni masallara bağlar.

* * *

KELKİT'TEN dönerken başka bir türkü yollara eşlik ediyor:

‘‘Giderim yolum dağdır

Vay bu ne meyveli bağdır.’’

O okulu bitirenler, dağları meyveli bağ'a dönüştürecekler.
Yazarın Tüm Yazıları