Paylaş
Yahşi Baraz’ın ‘Fahrelnissa Zeid – Fırtınaya Doğru’ kitabı uluslararası önemde bir sanatçımızın hayatını, sanatını ayrıntılı bir çalışmayla bize iletiyor.
Yahşi Baraz, sergileriyle, çalışmalarıyla, kitaplarıyla Türk resmine büyük katkıda bulunmuştur.
Kitaptaki yazıların ana başlıkları:
Sunuş / Yahşi Baraz
Fırtınaya Doğru / Oğuz Erten
Fahrelnissa Zeid’e Yeniden Bakmak: Batılı Görüntünün Doğulu Kökeni / Hasan Bülent Kahraman
Hayatın İlk On Beş Yılı
Başlangıç Noktası: İstanbul 1915 – 1934
Prensliğe Dönüşüm: 1934 – 1946
Batıya Giden Yol: Londra, 1946 – 1949
Yeni Paris Okulu: Paris, 1949 – 1959
Soyutun Sonu ve Portreye Dönüş: Paris, 1959 – 1969
Portreler: Paris ve Amman, 1970 – 1991
Hayattan Arta Kalan Sanat: Galeri Baraz, 1991 – 2018
Fahrelnissa Zeid: Katalog
Biyografi
Baraz, sanatçının hayatının evreleri ile yaratıcılık serüvenini birbirine paralel biçimde sunuyor. Dünyanın önemli başkentlerinde bulunan bir sanatçının bulunduğu ortamdaki sanat akımlarını izleyişini ve eserlerine nasıl yansıttığını öğreniyoruz kitaptan.
Her zaman altını çizerim, böyle çalışmalar, sadece sanatçının bireysel serüvenini bize aktarmaz, büyüdüğü ailenin bireylerinin biyografisini de öğreniriz.
Türkiye’de onun gibi bir sanatçının hayatı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin de tarihini yansıtır.
Fahrelnissa Zeid dışında ailenin bütün bireylerini tanıdım.
Hasan Bülent Kahraman yazısında hem sanatçıyı hem de kitabın özelliğini tanıtıyor:
“Tate Modern, Fahrelnissa Zeid’in 2017’de Retrospektif sergisini açtığında Guardian gazetesi haberi, ‘Sergi, bir ressamı tarihini unutuşundan kurtardı’ diye veriyordu. Kuşkusuz doğru bir tanımdır bu.
Yahşi Baraz, gerek Fahrelnissa Zeid’in, gerekse oğlu Nejat Melih Devrim’in Türkiye’ye getirilmesinde öncü rolü oynamıştır. İtiraf edelim ki Baraz’ın 1980’lerdeki girişimleri öncesinde unutulmuş, kaybolmuş ressamlardır Zeid ve Devrim.
Zeid’e çok farklı bir şekilde yaklaşan onu yeniden konumlandıran, çabasını yeniden ele alan bir değerlendirme yapıyor kitapta.
Unutulmuş Zeid’i çevresiyle birlikte yeniden sunuyor bize. Yeni bir anımsatmada bulunuyor, gerçeğe çağıran ve gerçek manada sanatçıyı temellendiren bir çaba bu kitap.”
Zeid’den sözler:
“Roma’dayken Romalılar gibi hareket edilir.”
“İnsan insanlığından, kendi etinden parçalarını kopararak şaheser yaratabilir.”
“Resimlerim ta içimin derinliklerinden, cinsiyetin, dinin, ırkın, ötesinde bir yerlerden fışkırıp çıkıyor.”
“Yaşam bana serenat yaparken ben de bir çingene gibi etrafında dans ettim.”
Ralli Apartmanı’ndaki ilk sergi 1945’te açılmıştır, kişisel sergi açması fikrini de Fikret Adil vermiştir. Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun, Fikret Adil’in, Nurullah Berk’in de yazıları kitapta yer alıyor.
Sergiler arasında, İstanbul Modern’de açılan; ‘Gökkuşağında İki Kuşak: Fahrelnissa ile Nejad’ sergisi anılıyor.
Ayrıntılı ‘Biyografi’ bölümünü okuduğunuzda, hayattan sanata göndermeleri fark edersiniz.
Fotoğraflar, katalog kitabı daha da önemli kılıyor.
Büyük bir sanatçıyı, bütün yönleriyle tanıtan bir çalışma.
Bozlu Art Project tarafından yayınlanan kitapla aynı adı taşıyan serginin yine Bozlu Art’ın Şişli’deki Mongeri Binası’nda 30 Ekim tarihine kadar devam ettiğini hatırlatayım.
NEREYE GİDECEKLER
DÜNKÜ Hürriyet’te okudum, uzun süredir gündemde olan konservatuvar taşınmış.
Binaya yerleştikten sonraki durumu elbette izleyeceğiz.
Bakırköy’deki BASAD binası ile ilgili bir e-posta’dan satırlar aldım yazıma.
Eski Bakırköy Halkevi olan ve Münir Özkul’dan Ahmet Mekin’e, Cem Karaca’dan Üstün Asutay’a, Suna Pekuysal’dan Göksel Arsoy’a, Belgin Doruk’a pek çok sanatçının yetiştiği, bugün de aynı işlevi sürdüren binanın Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Müdürlüğü’nce boşaltılması isteniyormuş.
Kaymakamlıktan 19 Ekim’de binanın tahliye edilmesi için tebligat yollanmış.
Sanatçılarının bazılarının kurduğu BASAD, 18 yıldır bu binada ve “MEB BASAD Sanat Kursları” adıyla öğrenci yetiştiriyorlar, şu anda 400 çocuk ve genç kurs görüyormuş.
Durumu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a da bir mektupla bildirmişler.
Sorun çözülürse elbet biz de mutlu olacağız.
Paylaş