Paylaş
Yaşadığımız evi beğeniyor muyuz? Evinizi siz mi yaptırdınız? Yoksa satın mı aldınız? ‘Türk Evi’ denince ne anlıyorsunuz? Nasıl bir mekân tasavvur ediyorsunuz? Bu soruların yanıtını şair-mimar Cengiz Bektaş’ın Türk Evi kitabında bulabilirsiniz. Böylece oturduğunuz evi değerlendirirken, yeni bir ev alırken, yaptırırken de bu kitaptan yararlanabilirsiniz.
Cengiz Bektaş, bütün Türk coğrafyasını dolaşıp incelemiş ve tarihi de göz önünde tutarak Türk Evi’nin ne olduğunu saptamış.
Gerçekten de böyle bilimsel bir konuyu bu kadar yalın bir dille yazmak usta bir yazıcılık gerektirir. Türk Evi’nin özelliklerini, sadece mimari açıdan anlatmıyor, onunla yaşama biçimi, alışkanlıkları arasındaki bağları da söz konusu ediyor. Türk Evi geniş bir coğrafyayı kapsıyor ama ortak özelliklerle birlikte bölgelere, iklimlere göre de değişiklikler taşıyor. Türk Evi’nde bu coğrafyadaki bütün kültürlerin bileşimini görüyoruz.
EVİ YAPANLA YAPTIRAN ARASINDAKİ BAĞ
Sanırım kitabın en ilgi çekici bölümü, bir ustaya ev ısmarlama prosedürü.
Bir mahallede yaşamanın insana verdiği güveni, dostluğu anlarsınız. Usta evi yaptıranı tanıyor, birbirlerinin ne istediğini öğreniyor, böylece usta içine sinen bir ev yapıyor, ev sahibi de kendi arzusuna göre bir mekânda yaşıyor. Antalyalı Mustafa Dizdar Usta’nın ev yapma öyküsü, ev yapanla yaptıran arasındaki sıcak ilişkinin en somut örneği.
Anadolu’nun bütün ketlerinde hiç kuşkusuz İstanbul’un etkisi vardı.
Bektaş ne diyor? “Başkent İstanbul’da üretilen kültür, Anadolu’ya, başka ülkelere örneklik eder.”
Evlerin ortak özelliklerini keşfetmek belli ölçüde kolaydır ama farklarını bulabilmek derin bir uzmanlık işidir. Evler o kadar birbirlerine benzerler ki, Cengiz Bektaş’ın belirttiğine göre birçok uzman bunu fark edemez.
Ev bitip çatı yapılırken, ustalar keserle bir tür müzik yaratırlarmış.
Bektaş, yerleşmenin 12 bin yıl önce başladığını dile getirirken, bunun gelişmesinin tarihini, bölge bölge aktarıyor. Hiç kuşkusuz arkeolojik bulgularla da tarihi belgelendiriyor. Çatalhöyük hakkında verilen ayrıntılı bilgi bunlardan biri.
Evin içi ile dışı arasındaki ilişki ve evin konumu üzerine bilgiyi ‘Kentli Demokrasisi’ bölümünden öğreniyoruz: “Evin içine bahçe, güneş katılıyordu. Priene’nin en önemli özelliği kent kurgusudur. Bir kentin oturanlarına, en azından okulu, hamamı, pazar yerini, senatoyu, tapınağı, spor alanlarını, tiyatroyu vb. ortak donanımları sunması gereğinin altını çizmesidir. Bunlar olmadan bir yerleşmeye kent denemez artık…”
MİMARİMİZDE OSMANLI’NIN ETKİSİ NE?
Osmanlı’dan bugüne yapılan evlerin ortak özelliklerinden söz eden Bektaş, bugün Balkanlar’dan Erzurum’a birbirine benzer konut mimarisi üslubunun açıklamasını yapıyor:
“Osmanlılar devletlerini Anadolu’da kurdular ama önce Balkanlar’da geliştirdiler. Ondan sonra buyruklarına almak için Anadolu’ya döndüler yüzlerini yeniden. Anadolu’nun birçok yöresi, Balkanlar’daki kimi yörelerden yüz, yüz elli yıl sonra Osmanlıların oldular.
Osmanlıların kurdukları düzen, şöyle ya da böyle, beş yüzyıl sürdü. Onların yönetimindeki ülkelere, yadsımadan yabancılamadan bütün verilerden seçmelerle ilginç bir yaşama kültürü oluştu. Yöresel bütün renkleri de içeren bu Osmanlı yaşama kültürünün ürünü olan evleri, Saraybosna’dan Erzurum’a kadar benzer temel ilkelere göre gerçekleştirilmiş olarak buluyoruz.”
Ev kavramının gelişiminde ‘Kentten Konuta’ bölümü, yine değişimin aşamalarına değiniyor. Her bölgede yapılacak mimarlık çalışmalarının o bölgeye özgü nitelikler taşıması gerektiği gerçeği, sanırım özellikle yerel yönetimlerin göz önünde bulundurması gereken bir husus.
Denizli örneği başkaları için de bir uygulama alanı yaratabilir…
‘Türk Evi’ hem mimari bilgimizi geliştiriyor hem içinde yaşadığımız ev konusunda çeşitlemeler getiriyor. Rahatça okuyabileceğiniz bilgilendirici bir mimarlık, mimarlık tarihi kitabı.
Türk Evi
Cengiz Bektaş
YEM Yayın
Doğan Hızlan’ın seçtikleri
Grafik Kanon 2
Russ Kick
Kolektif Kitap
Işınlanma Kazası
Ned Bauman
Domingo Kitap
Ot var, çiçek var, sevdalığa
çare var...
Ayşe Kilimci
Oğlak
Elveda Rumeli, Merhaba Rumeli
İsmail Arslan
Kitap Yayınevi
Paylaş