Tartışmalı meselelerde her zaman değişik açılardan bakarak bir yargıya varılacağına inanırım.
Ermeni meselesi gibi kamuoyunda çok tartışılan bir konuya, sağlıklı yaklaşabilmek için saplantılardan arınmalı, belgelere itibar edilmeli, fanatik bir kompartımanda yer almamalı.
Böyle konularda insanlar kendi tezlerini savunurken, güdümlü olmadıkça karşıt tezlerin de gerçeklik taşıyacağını kabul etmelidirler.
Okurların, tarafların duygularından çok, kafalarıyla bu sorunu çözmeleri akla yakın olanıdır.
Prof. Dr. Aysel Ekşi’nin editörlüğünde hazırlanan Belgeler ve Tanıklarla Türk Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler, sanırım sağduyulu düşünebilmeniz için size gerekçe niteliğinde malzeme sunuyor.
Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin kitabı üç bölümden oluşuyor: 1. Bölüm: Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler, 2. Bölüm: Anılar ve Görüntülü Sunumlar, 3. Bölüm: Ekler.
Aysel Ekşi,Giriş’te, Ermeni soykırımı iddiasında bulunanların gerçeklere, belgelere sırt çevirdiğini, önlerine sürülen kanıtları görmezden geldiğini, ad vererek açıklamaktadır.
Tartışmalarda her zaman tek kaynak olarak sunulan Mavi Kitap konusunda Ekşi çok önemli bir gelişmeye dikkatimizi çekmektedir: "Türklerin Ermenilere soykırımı uyguladığını ve böylece ’insanlığa karşı suç’ işlediğini parlamentolarında kabul etmiş devletler için, Mavi Kitap ve benzeri yayınlar temel kaynak hizmeti görmüştür.
Çok sayıda dilde, milyonlarca sayıda basılan kitabın son baskı tarihi 2000’dir. Oysa Ermeni iddialarına temel oluşturan bu Mavi Kitap’ın gelişiminde bilinmeyen pek çok ilginç yön, son yıllarda ortaya çıkmış ve bu yayınların güvenilirliği konusunda çok ciddi kuşkular doğurmuştur."
Yazısının devamında neden kuşkular doğduğunu ortaya koymaktadır.
Giriş’te gözden kaçırılmaması gereken görüş, Justin McCarthy’nin söyledikleridir: "Ermenilerin göçe zorlanmasını soykırım olarak nitelendirenler, hayatta kalarak yerlerine ulaşanları göz ardı etmektedir. İkinci göz ardı ettikleri nokta, İzmir, İstanbul, Edirne gibi Osmanlı yönetimi altındaki kentlerde hiçbir Ermeni’nin taciz edilmemiş, göçe zorlanmamış olmalarıdır."
Gündüz Aktan’ın Psikolojik ve hukuki yaklaşımların kesiştiği nokta yazı başlığı, belki de Ermeni meselesinin içerdiği çelişkiyi tek cümlede ifade etmektedir.
Kavramları soğukkanlı, bilimin eşliğinde yerli yerine oturtursak, sanırım tartışmayı bir öç alma duygusuna dönüştürmeden gündeme getirebiliriz.
Bu kavram da soykırım ya da "genocide"dir. Dünya savaşlarında, çarpışmalarda ölen/öldürülen insanların sayısından çok, konumuna bakılarak bu konuda bir karar verilebilir.
Dr. Bilal Şimşir’in yazısı, soruna iki taraflı bakmayı zorunlu kılıyor.
Şehit diplomatların durumuna değiniyor, onların anılmalarını anımsatıyor.
Belgeler ve Tanıklarla Türk Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler bilimin, tanıkların, belgelerin ışığında sorunun anatomisini çıkarıyor, hiç kuşkusuz kamuoyunun tepkisi konusunda da bazı izdüşümlere yer veriyor.
Kitapta yer alan Ermeni Terörist Saldırıları Kurbanları Şehit ve Yaralı Türk Diplomatları ve Yakınlarının Listeleri’ni okuyunca terörle bu meseleyi çözeceklerini sananların yaptığı kıyımı bir kez daha hatırlıyoruz.
Kavramlara açıklık getirmek gereğini söyledim.
İlber Ortaylı’nın Jenosit Kavramı başlıklı yazısı bu konuda bize, tarihi perspektif açısından bilgilendiriyor.
Anılar ve Görüntülü Sunumlar, bilimsel yazıları tamamlayan malzeme olarak bu kitapta önem kazanıyor.
Çünkü yaşayanların, bilenlerin ağzından bunları dinlemek, ispatlamak kitaba güç kazandırıyor.
Konuya uluslararası belgelerin ışığında bakmak için mutlaka Aysel Ekşi’nin hazırladığı Belgeler bölümünü okuyunuz.
Kendimizi savunabileceğimiz meselelerde bile ihmalkarlığımız yüzünden güç durumlara düşüyoruz. Hazırlık yapmıyoruz, iddiaları önemsemiyoruz.
"Biz haklıyız, nasıl olsa gerçek ortaya çıkar" görüşü, uluslararası platformda doğru bir yaklaşım değil.
İlber Ortaylı’nın dediği gibi, Başbakanlık arşivinin tasnifinin tamamlanmaması da bize belge yoksunu durumuna düşürüyor.
Bu tür kitaplarınözelliği, bilenlerin yazmaları, ayrıca değişik açılardan bir konuya kanıt kazandırılması da önemli. Bir kişinin objektifinden bakmakinsana çeşitlilikkazandırmaz. Oysa bunun gibi uluslararası alanda tartışılan konulara öyle bakmak gerekir.
İşte bu kitap o çoğulculuğu sağlıyor.
Belgeler ve Tanıklarla Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler
Editör: Prof. Dr. Aysel Ekşi
Alfa Yayınları
KİTAPTAN
Belgelerde Sahtecilik
(Prof. Dr. Türkkaya Ataöv)
(...) Bu sahteci eylemler çok yetenekli olan, yüzyıllarca çok iyi ilişkilerde bulunmuş, dostane, hatta kardeşçe yaşamış olan Ermeni ve Türk halklarını birbirine ancak düşman etmeye yarar. Hiç değilse, sahteciliğe, yalana, abartmaya ve Türk tarafının da yitiklerini yadsımaya karşı çıkmak gerekmiyor. Bunlara ben zamanında karşı çıktım ve yabancı dillerdeki kitapçıklarımın tümünü Ermenilerin ve yandaşlarının gördüklerini, okuduklarını, izlediklerini biliyorum. Yakından izlediklerini bana kendileri söylediler de. Dışarıdaki kendi yayınlarında yazdıklarımın eleştirilerini görmedim, ama kimi sahte belgelerin usulca piyasadan çekildiklerini, örneğin bazı kitapların kapaklarını değiştirdiklerini biliyorum, çünkü bende eski ve yeni basının ikisi de var.
Aynı Ermeni çevrelerinin bu genel sessiz tepkiye aykırı düşen önemli bir örnek var. O da Boston’da yıllardır yayınlanmakta olan ve ’The Armenian Review’ adlı derginin eski yayın müdürü James Tashjian’ın Atatürk’e bağlanmak istenen sahte bir açıklamanın aslında ona ait olmadığını, Atatürk’ün böyle bir şey söylemediğini kendi imzasıyla yazması ve onun bu açıklamasına gösterilen tepkidir. Yazısının başlığı da "Atatürk böyle bir şey demedi" anlamındadır; içeriği de buna yöneliktir. Ne var ki, bu derginin üst düzey görevlisi bu yazıyı yayınladı diye yıllarca yayın müdürlüğünü yaptığı dergideki görevinden derhal alınmıştır. Bu görüşe göre, bir sahteciliği açığa vurursanız, bunun cezası vardır, kişiyi görevinden atarlar. Bu gerçekleri bilelim ve doğruları eksik bulma yolunda onlara sağlıklı tanılar koyalım.
DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Lále MüldürBizansiyyaYKY
Burhan ArpadTaşı Toprağı AltınGünizi Yayıncılık
Mustafa ÖneşŞiir KuşatmasıSAY
Truman CapoteYaz ÇılgınlığSel
Murat Metinsoyİkinci Dünya Savaşı’nda TürkiyeHomer Kitabevi